The problem of unemployment among young people is not only economic but also has socio-cultural consequences. Youth unemployment is an increasingly debated issue, as it has the potential to jeopardize both economic growth and the social structure. The regulatory and supervisory responsibilities of public authorities, both in developed and developing countries, which lay down and enforce rules to ensure the employment of young people, are becoming even more important. The post-Cold War economic transformation and changes have created a large number of new jobs, which have also affected their employment structure and professional skills. Especially with the increasing rate of change in technology, employment and employment models have evolved in a different direction. The global pandemic in 2020 has accelerated the spread of different working models, previously applicable to very limited groups and limited sectors. With the Internet becoming an indispensable part of life, it has become possible to break away from physical attachment in both social and economic life. This opens the way for qualified workers to benefit from the benefits of digitization while limiting the opportunities for young people with low skills and education to find employment. Assessing the relationship between youth unemployment and digitization could also contribute to social justice, as it could help enhance the young population's future economic potential. The study will try to explain the relationship between youth unemployment and the concepts of digitalization, assessing the potential of digitalization to reduce youth employment.
Genç nüfusta yaşanan işsizlik sorunu sadece ekonomik değil sosyo-kültürel neticeleri de beraberinde taşıyan bir olgudur. Gençlerin yaşadığı işsizlik hem ekonomik büyümeyi hem de sosyal yapıyı tehlikeye sokma potansiyeli barındırdığından giderek daha fazla tartışılan bir konudur. Hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeler bakımından gençlerin istihdam edilebilmesini sağlayacak kuralları koyan ve uygulayan kamu otoritesinin bu konudaki düzenleme ve denetleme görevleri daha da önem kazanmaktadır. Soğuk Savaş sonrasında yaşanan ekonomik dönüşüm ve değişimler istihdam yapısını ve mesleki yeterlilikleri de etkilemiş çok sayıda yeni iş alanları yaratmıştır. Özellikle teknolojinin değişim hızının artmasıyla iş yapış ve istihdam modelleri farklı bir yöne evrilmiştir. 2020’deki küresel pandemi, öncesinde oldukça kısıtlı gruplarda ve sınırlı sektörlerde uygulama alanı bulunan farklı çalışma modellerinin yaygınlaşmasını süratlendirmiştir. İnternetin hayatın vazgeçilmez olguları arasında yerini almasıyla hem sosyal hem de ekonomik hayatta fiziksel bağlılıktan kopmak mümkün hale gelmiştir. Bu durum özellikle nitelikli işgücünün dijitalleşmenin nimetlerin faydalanabilmesinin yolunu açarken beceri ve eğitim düzeyi düşük genç nüfusun iş bulma olanaklarını kısıtlayıcı sonuçları da beraberinde getirmektedir. Genç işsizliği sorunu ile dijitalleşme ilişkisinin değerlendirilmesi, genç nüfusun gelecekteki ekonomik potansiyelinin artırılmasına yardımcı olabileceği gibi, sosyal adaletin sağlanmasına da katkı sağlayabilecektir. Bu çalışmada genç işsizliği ile dijitalleşme kavramlarının ilişkisi açıklanarak dijitalleşmenin genç işsizliğini azaltma potansiyeli değerlendirilecektir.
"Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yürütülmekte olan doktora tezi kapsamında yayınlanmıştır"
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Employment, Labor Economics, Public Economy, Labour, Migration and Development |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | February 9, 2024 |
Publication Date | March 2, 2024 |
Submission Date | December 6, 2023 |
Acceptance Date | January 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 39 Issue: 1 |