Edebiyatın tarihsel geçmişi içerisinde, sözlü edebiyat ürünleri arasında yer almış olan ninni, kadının analık vasfının eğiticilik
yönüyle değer kazandığı ve kendi mısraları ile tınısının üreticilik özelliğiyle ön plana çıktığı önemli bir kazanımdır. Türkçenin
ilk sözlüğü olarak bilinen Divânü Lugâti’t-Türk’te “balu balu” şeklinde geçen ninni Arapça’da “tevhide”, Farsça’da ise, “lâlâ”
kelimeleriyle karşılanmaktadır. Halk edebiyatı ile Divan Edebiyatı’nın müştereklerinden biri olarak kabul edilen ninniler
içerdikleri edebi sanatlar ve lirik söyleyişlerle de dikkat çekmektedir. Çalışmamıza konu olan ve Gülperî Hanım tarafından
yazılan ninni ise, bahsi geçen ninnilerden farklı özellik taşımaktadır. Bu ninni örneğinde şair bir başkasına değil, kendisine
ninni söylemektedir. Bu ilginç durumun sebebini belirlemek için Gülperî Hanım’ın hayat hikayesine bakmakta yarar vardır.
Gülperî Hanım’ın isminin ilk olarak geçtiği kaynakta, onun Çerkez asıllı bir cariye olduğu ve Mısır valilerinden İbrahim
Paşa’nın hanımı Hoşyar Hanım’ın sarayında bulunduğu belirtilmektedir. Cariye olarak saraya geçiş hikayesinden önce,
kendisinin anne sütü emen bir bebek oluşu ve yuvasından ayrılışını, şiir yoluyla anlatan Gülperî Hanım, dizeleriyle annesi ve
ailesinden ayrılışının kendisini nasıl üzdüğünü belirtmektedir. Ailesinden koparıldıktan sonra dönemin bir gerçeği olan köle
pazarında satılan Gülperî Hanım, kendisinin bir cariye olarak alınışını yine dizeleriyle ifade etmektedir. Özellikle XIX. yüzyıl
ortaları ile XX. yüzyıl başlarında Mısır’da klasik edebiyat alanında önemli kadın şairler yetişmiştir. Klasik edebiyatın ülkedeki
kadın temsilcilerinden olan Gülperî Hanım’ın şiirleri ve hayat tarzı da dikkat çekicidir. Bu çalışmada kendi ninnisini söyleyen
bir şair olarak Gülperî Hanım kısaca tanıtılacak ve klasik edebiyatta Şeyh Galib’de de örneğine rastlanan ninnisi üzerinde
durulacaktır.
Appearing among in the products of oral literature throughout literature’s historical development, Ninni is an important
acquisition, gaining value by the educative aspect of woman’s motherhood qualification and stand-ing out with the property of
its lines’ and tone’s productivity. Folk Literature and Divan Literature, draw atten-tion with their literary arts and lyric
recitations. One of the oldest examples seen in Divan Literature is a chapter in Sheikh Galip’s work named “Hüsn ü Aşk”.
Another example of ninni in Divan Literature belongs to Şeref Hanım. These two seperate ninnis that are included in Şeref
Hanım’s Divan and written in the form of murabba (quadrate) consist of 20 and 12 bents (cantos). The ninni that was written by
Gülperî Hanım and is subject to our work holds a difference from the other mentioned ninnis. In this example of ninni, the poet
recites the ninni not to another person but to oneself. It is beneficial to look at Gülperî Hanım’s life story in order to determine
the reason of this strange situation. In the first resource that includes Gülperî Hanım’s name, it is stated that Gülperî was an
odalisque with a Circassian origin and again it is stated that she lived in the palace of Egypt’s governor Ibrahim Pasha’s wife
Hoşyar Hanım. After being detached from her family, Gülperî Hanım who was sold at the slave bazaar which was a fact of the
period, once again expresses her being taken as an odalisque with her lines of poetry. Being one of the female representatives of
Classical Literature in the country, Gülperî Hanım’s poems and life style are also remarkable. In this work, as a poet that tells
her own lullaby, Gülperî Hanım will be intro-duced briefly and her ninni that is also seen in Sheikh Galip’s works in Classical
Literature will be emphasized.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |