Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de evlilik kurumu temel toplumsal kurumlardan biridir. Ancak, 1990’lı yıllardan sonra bu temel kurumda sonucu boşanma ile biten çatlaklar oluşmaya başlamıştır. Toplumsal yaşamdaki bu önemli değişim, filmler aracılığı ile de sıklıkla ele alınan konular arasındadır. Günümüz toplumlarında sinema hem kapitalist kültürün bir parçası, hem de sunduğu içeriklerle kültürün oluşturucusu ve taşıyıcısıdır. Toplumsal kurumlara ilişkin temsillerin sinema filmleri aracılığı ile dolaşıma girmesi iki açıdan önem taşımaktadır: Temel toplumsal kurumlara filmler aracılığıyla anlamlar yüklenirken, aynı zamanda bu filmler, toplumun belli kurumlara bakışını da biçimlendirmektedir. Bu çalışmada evlilik ve boşanma ilişkisinin 1960-1980 arası Yeşilçam filmlerinde; 1980 dönemi kadın filmlerinde ve 1990 sonrası “Yeni Sinema” anlayışı çerçevesinde nasıl kurulduğu analiz edilmiştir. Böylelikle, filmlerde boşanma nedenleri ve boşanma sonrası travmalar bakımından, dönemsel ve sinemasal yaklaşım farklılıkları olup olmadığı sorgulanmıştır. Yapılan analiz sonucunda, 1980 öncesi filmlerde orta sınıf aile değerleri yüceltilmekte ve boşanma kabul edilemez bir durum olarak nitelendirilmekteyken, 1980 sonrası filmlerinde boşanmanın kabul edilebilir, olağan bir durum olarak sunulduğu bulgulanmıştır.
Family is a fundamental social institution in Turkey, as it is all over the world. However, after 1990’s, this fundamental institution had been disrupted with eventual divorces. This important social change is one of the issues which the films frequently handled. In contemporary societies, cinema is both a product of the capitalist culture, and through its content, a producer and carrier of this culture. Circulation of the representations of social institutions by films is important for two reasons: while the films construct the meanings for fundamental social institutions, these films, at the same time, shape the social comprehension of such institutions. This study analyzes how marriage and divorce are associated in Yeşilçam (1960-1980); “Women Films” (1980-1990) and “New Cinema” (after 1990) periods in Turkish cinema. Thus, the differences of divorce reasons and postdivorce traumas through different cinematographic periods and approaches are questioned. Our analysis revealed that pre-1980 films glorified middle class family values and post1980 films represented divorce as an ordinary and acceptable issue.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2015 |
Submission Date | September 25, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 41 |