İnsan, doğası gereği aklıyla ve vicdanıyla uzun süre çelişik yaşayamaz. Bu nedenle ya tavır ve davranışını olumlu yönde değiştirir veya ilgili konudaki tutum ve düşüncelerini değiştirir. Aklen ve kalben kabul edilebilir hale getirir. Böylece zihinsel ve duygusal gerilimden kurtularak belli bir dengeye kavuşmuş olur. Bu süreçte mantığa büründürme, yer değiştirme, yansıtma, bastırma, özdeşleşme, karşıt tepki geliştirme gibi türleri olan psikolojik savunma mekanizmalarını kullanır. Bu mekanizmalara en fazla başvurulan alanlar ise inanç ve davranışlardır. Kur’an’a göre, en güzel şekilde yaratılmış, doğasına iman ve iyi davranışlar kodlanmış olan insan, çeşitli nedenlerle inkara sapmakta veya inansa bile dinin yasakladığı şeyleri yapabilmektedir. İnanç ve vicdanıyla yaşadığı çelişkiden kurtulmak için ise savunma mekanizmalarına sarılmakta; böylece durumu kendisi için mâkul ve meşrû hale getirmektedir. Kur’an, bir nevi kendi kendini kandırma olan bu olguyu çeşitli bağlamlarda geniş bir şekilde işler. Böylece hem tutumun mâkuliyetini ve meşrûiyetini sorgulatır, hem de zaman içerisinde irade ve kişilikte ortaya çıkabilecek kalıcı sorunlara karşı bir bilinç geliştirir
Due to its nature, man cannot contradict his/her mind and conscience for a long time. For this reason, they either change their attitude and behavior positively or changes their attitude and thoughts on the relevant subject. It makes it acceptable mentally and heartily. Thus, it gets rid of mental and emotional tension and attains a certain balance. In this process, man uses psychological defense mechanisms, such as rationalization, displacement, reflection, suppression, identification, and counter-reaction development. The most frequently used areas for these mechanisms are beliefs and behaviors. According to the Quran, human beings, who have been created in the most beautiful way and whose beliefs and good behaviors are coded in their nature, can choose denial or can do things that religion prohibits even if he/she is a believer. In order to get rid of the contradiction with their belief and conscience, they cling to defense mechanisms; Thus, makes the situation reasonable and legitimate for themselves. The Quran deals with this phenomenon, which is a kind of self-deception, widely in various contexts. Thus, it both questions the reasonableness and legitimacy of the attitude and develops a consciousness against permanent problems that may arise in the will and personality over time.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 23 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 14 |