This article is about the evaluation of the asbāb al-nuzūl in the context of whether the Qur’an is eternal or not. In the study, it is aimed to determine how the role given to the asbāb al-nuzūl in the shaping of verses differs according to the conceptions of the Qur’an by modern thinkers. According to the contemporary authors who do not accept the eternal Qur’an conception, sabab/reason used in the completion of asbāb al-nuzūl means the condition, which means that the existence of the verse depends on the reason. According to those who have the eternal Qur’an conception, sabab/reason means correlation/relation. For this reason, it is not the existence of the verse, but only the relation for its revelation. According to those who accept the eternity of the Qur’an, since there is already a complete and last prototype of the Quran in al-Lawḥ al-Maḥfūẓ, the event and the revelation of the verse are interpreted as a coincidence by the divine will. On the other hand, according to those who oppose this concept, there is no explanation for the existence of verses that mention them before the events of the nuzūl period occurred. For, the acceptance of the existence of those verses before the events that caused the revelation of the verses abolishes human freedom and causes the period of nuzūl to become a mandatory history.
Bu makale, Kur’an’ın ezeli olup olmadığı bağlamında sebeb-i nüzûl ilminin değerlendirilmesini konu edinmektedir. Çalışmada ayetlerin şekillenmesi noktasında sebeb-i nüzûl ilmine biçilen rolün, modern dönem düşünürlerinin Kur’an tasavvurlarına göre nasıl farklılaştığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Çağdaş müelliflerden ezeli Kur’an tasavvurunu kabul etmeyenlere göre sebeb-i nüzûl terkibinde kullanılan sebep, şart anlamı ifade etmektedir ki, bu da, ayetin varlığının sebebe bağlı olması anlamına gelmektedir. Ezeli Kur’an tasavvuruna sahip olanlara göre ise sebep, vesile/bağıntı anlamında olduğundan sebep ile ayetin varlığı değil, sadece inişine vesile olunması kastedilmektedir. Ayrıca Kur’an’ın ezeliliğini kabul edenlere göre Kur’an’ın vahyedilmeden önce tam ve nihai prototipi levh-i mahfûzda mevcut olduğundan, olay ile ayetin inişi ilahi irade tarafından bir denk düşürülme olarak yorumlanmaktadır. Diğer yandan bu tasavvura karşı çıkanlar, nüzul dönemindeki olaylar meydana gelmeden önce bunlardan bahseden ayetlerin varolmasının izah edilemeceğini düşünmektedir. Çünkü inişine sebep olan olaylardan önce ayetlerin varolduklarının kabulü, insan hürriyetini ortadan kaldırarak nüzul dönemini zorunlu tarihe dönüştürmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Submission Date | February 4, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 55 |
Journal of Ilahiyat Researches is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.