Other
BibTex RIS Cite

DÜNYA SİNEMASINDA GÖRSEL EFEKTİN GELİŞİMİ: TÜRK SİNEMASINDAKİ UYGULAMALARI

Year 2017, Volume: 2 Issue: 2, 189 - 209, 30.11.2017

Abstract

 

DÜNYA SİNEMASINDA GÖRSEL EFEKTİN GELİŞİMİ:

TÜRK SİNEMASINDAKİ UYGULAMALARI*

Dr. Mustafa Evren BERK

ÖZET

George
Melies’in kamerasının sıkışması ve tekrar oynatmasıyla karşılaştığı manzara
belki de özel ve görsel efektlerin yaratım sürecinde hayal gücünün
yansıtılmasındaki en büyük milatlardandır. Günümüzde görsel efektler,
reklamların ve film endüstrisinin önemli bir parçasıdır. Kullanılan özel
efektlerin sınırlılığı ve teknolojinin de hızlı gelişimi ile görsel efektler
hayal gücünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.
Sinema, gerek yaratım süreci, gerekse ortaya çıkan
ürün bağlamında özel ve görsel efektler vasıtasıyla insan hayal gücünü
geliştiren ve hitap eden bir sanat dalıdır. 1895’te İskoç Kraliçesi Mary’in
İdamı adlı filmle başlayan özel efekt serüveni, teknolojik gelişmeler ve
ihtiyaçlara göre şekillenen efekt uygulamalarının kullanımıyla sinemanın
anlatımı konusunda tahmin edilemeyen boyutlara ulaşmıştır. Bu bağlamda  araştırmada, özel ve görsel efektin ne olduğu
ve arasındaki farkları araştırma sürecinde açıklanmıştır. Özel efektlerin
tarihi gelişim süreci aynı zamanda görsel efektlerin uygulama alanlarına yer verilmiştir.
Çalışmada Hollywood Sinemasından ve Türk Sinemasından 2008 yılına ait örneklem
olarak seçilmiş filmler, kamera arkası görüntülerden hareketle mizansen
eleştirisi analiz yöntemiyle belirlenen parametreler doğrultusunda
çözümlenmiştir. Bu çözümlemede Hollywood Sineması’nda kullanılan görsel efekt
uygulamalarının Türk Sineması’ndaki etkileri ve uygulama alanları
araştırılmıştır. Mizansen Eleştirisi yöntemiyle incelenen 2008 yapımı Indiana
Jones: Kristal Kafatası Krallığı filmi ile A.R.O.G. filmi,
seçilen sekanslarda,
belirlenmiş parametreler altında Chroma Key(Mavi Perde), Matchmove(Hareket
Eşleştirme), Digital Compositing(Dijital Birleştirme),  Digital Matte Painting(Dijital Mat Boyama),
Rotoscoping(Rotoskop), Animation(Animasyon) bağlamında çözümlenmiştir.
Yapılan araştırmalar sonucunda Türk Sineması’nın
görsel efektler noktasında,  yapılan
çözümlemelerle Hollywood Sinemasında uygulanan görsel efektlerin benzer
kullanım alanlarına eriştiği ancak yeterli olmadığı saptanmıştır. 

Anahtar kelimeler: Özel Efekt, Görsel Efekt,
Hollywood, Türk Sineması

ABSTRACT

The
view that George Melies  jamming and
replaying of his camera is perhaps the biggest milestone in the reflection of
his imagination in the creative process of special and visual effects. Today,
visual effects are an important part of advertisements and the film industry.
With the limitations of the special effects used and the rapid development of
technology, visual effects have become an indispensable element of imagination.
Cinema is an art form that develops and appeals to human imagination by means
of special and visual effects in the context of both the creative process and
the product that emerges. In 1895, the special effects adventure, which started
with the film "The Execution of Mary" by the Scottish Queen, has
reached unpredictable dimensions of cinematography through the use of
technological developments and effects applications tailored to needs. In this
context, this research showed that differences between what is the special and
visual effect are explained. The special effects are included in the
application areas of visual effects at the same time as the historical
development process. Films selected from Hollywood Cinema and Turkish Cinema in
2008 were analyzed in terms of the parameters determined by the method of
criticism analysis by moving from the back of the camera. In this analysis, the
effects and application areas of visual effects applications used in Hollywood
Cinema were investigated in Turkish Cinema. The 2008 Indiana Jones and the
Kingdom of the Crystal Skull film and the A.R.O.G. film has been analyzed in
the selected sequences in the context of Chroma Key, Matchmove, Digital
Compositing, Digital Matte Painting, Rotoscoping, Animation under specified
parameters. As a result of the investigations, it has been determined that the
visual effects applied in Turkish cinema at the point of visual effects, the
solutions applied and Hollywood cinemas have reached to similar usage areas but
not enough.

Keywords: Special Effect, Visual Effect, Hollywood,
Turkish Cinema

*Bu makale Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Prof.Dr. Aytekin CAN’nın danışmanlığında hazırlanan
“Dünya Sinemasında Görsel Efektin Gelişimi:Türk Sinemasındaki Uygulamaları”
isimli doktora tezinden özetlenmiştir.

 

 

 

 

GİRİŞ

George Melies’in kamerasının sıkışması ve tekrar
oynatmasıyla karşılaştığı manzara belki de özel ve görsel efektlerin yaratım
sürecinde hayal gücünün yansıtılmasındaki en büyük milatlardandır. Günümüzde
görsel efektler, reklamların ve film endüstrisinin önemli bir parçasıdır.
Kullanılan özel efektlerin sınırlılığı ve teknolojinin de hızlı gelişimi ile
görsel efektler hayal gücünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.
Bilgisayar teknolojisinin ve yazılımların gelişmesiyle özel efekt ile yapılması
zor ve güç olan efektler, görsel efektler sayesinde daha kısa sürede  gerçekleşmeye başlamıştır. Bu nedenle görsel
efektin kullanılmadığı bir filmi özellikle tecimsel sinemada görmek neredeyse
imkansız hale gelmiştir.  Görsel efekt teriminin kullanılmaya
başlanmasından önce, yıllar  içerisinde
farklı adlarla anılmasının ve bu kadar büyük bir değişim göstermesinin nedeni
teknoloji ile doğru orantılıdır. Bu noktada efekt teknolojisinin tarihsel gelişim
sürecini ve bir zamanlar kullanılan teknikleri incelemek günümüzdeki
teknolojiyi daha iyi anlamak açısından önemlidir. Görsel efektlerin, sinemanın
yanı sıra televizyon dizilerinde de sıklıkla kullanıldığı görülmektedir.
İzleyicileri sinemaya bağlamak ya da daha fazla etkilemek ve görsel anlamda
zihinlerde yer etmek adına kullanılan görsel efektler, bazen çarpışma sahneleri
ya da patlama sahneleri gibi yapılması zor ve maliyetli olmasından dolayı, film
yapımcıların sıkça başvurduğu bir yöntemdir. Görsel Efekt dünyası kendini
yenileyen ve hızla gelişen bir sektör olduğu içindir ki kullanılan tekniklerin
geliştirilmesi ve iyileştirilmesi firmalar ve yapımcılar tarafından üzerinde
durulması gereken en önemli noktalardandır. Bu öylesine büyülerle, gizemlerle  dolu bir dünya ki hedef kitleleri hızlı ve
kolay biçimde etkilemeyi başarmıştır. Çoğumuzun gözünü kırpmadan izlediği
aksiyon ve gerilim dolu sahnelerin birçoğu bilgisayarlarda hazırlanmakta ve
sinema filmleri ile dizilerin içerisine yerleştirilmektedir.

Çalışmanın  birinci 
bölümünde özel efekt ve görsel efekt kavramları hakkında bilgi
verilmiştir. Bu bölümde sürekli anlam kargaşası olan özel efekt ve görsel
efektin farklı dallar olduğunu tanım ve örneklerle açıklanmıştır. Bu kavramlar
üzerinden görsel efektin tarihi gelişimi, tanımı ve uygulamaları hakkında
bilgiler verilmiştir. Özel efektin bu derece önem kazanmasında ve görsel
efektin önünün açılmasında etkili olan filmler tarihsel gelişimine göre ele
alınmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, dünyadaki gelişimi ön planda tutularak
özel efekt ve görsel efektin uygulama alanları hakkında bilgi verilmiştir.
Bilgisayar dünyasında gelişmeler ve teknolojik yenilenmeler sayesinde özel ve
görsel efektler kendi alanlarında çağ atlamışlardır. Bilgisayar dünyasındaki
gelişmeler yazılımların geliştirilmesinde önemli bir rol oynarken, teknolojinin
gelişimi ile de özel efekt sahnelerine ilişkin yapımlarda kullanıcılara önemli
oranda kolaylık sağlamıştır. Bu sebeple genel olarak efektlerin yapım
teknikleri ilk bulundukları yıllarına göre mantık olarak çok büyük değişiklik
olmasa da hız ve ekonomik açıdan büyük farklar vardır. Yazılımların
geliştirilmesi ve bilgisayarların hızlanması ile elde edilen sonuç daha
başarılı olmakta, gerçeklik algısının çıtası daha üst seviyelere gelmektedir.
Bu bölümde de geçmişten günümüze özel efektin ve görsel efektin uygulama
alanlarındaki yöntemlerinden bahsedilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde
mizansen eleştirisi yöntemiyle çözümlenen filmler, 2008 yapımı Steven
Spielberg’ün yönettiği Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı filmi ile
,  2008 yapımı olan Cem Yılmaz ile Ali
Taner Baltacı’nın yönettiği A.R.O.G. filmleridir. Bu bölümde, ikinci bölümde
anlatılan görsel efekt uygulamalarına göre ile seçilen  filmler, mizansen eleştirisi yöntemine uygun
olarak belirlenen parametreler bağlamında çözümlenmiştir.

 

 

1.ÖZEL EFEKT TANIMI

Özel efektler genellikle sahne
çekilirken yapılan ve yaygın olarak kullanılan pratik efektler olarak
tanımlanabilir. Özel efektlere örnek olarak mermi atışları, pratik patlamalar,
yağmur, yangın, her çeşit araba hasarları, uçan kuleler, sarsıntılar ya da
depremler, teknelerin veya uçakların hareketini taklit eden mekanizmalar ve
yapay okyanus dalgaları püfkürtmeler sayılabilir. (Okun, 2010:2). Özel efekt;
teknik olarak reel ortamda çekilmesi imkansız, zor, zaman alıcı ve maliyetli
olan planların, özel ekipman cihaz ve spesifik teknikler yardımıyla filme
alınmasıdır (Rickitt, 2007: 10-11).  Özel
efektler film setinde oluşturulan piroteknik(patlayıcı malzemeleri)  veya minyatürden oluşturulmuş efektlerdir.
(Wright, 2008:2).

1.1.
Özel Efektin İlk Yılları

Özel
Efektlerin buluşu, 1890’larda tahtadan yapılmış kamera kutusunun üstündeki
kulpu döndürmeleri ile başlamıştır. İlk bilinen özel efekt yapımı 1895’te kısa
film olarak çekilen The Execution of Mary, Queen of Scots’dı. Geoges Melies
gibi bazı film yapımcıları film çekimi yapılırken kamerası sıkıştığında kazara
bu tekniği keşfetmiştir. Bu tekniği de kendisi bir sanat formuna
dönüştürmüştür. Melies’ın bulduğu bu teknikle beraber durdurma hareketi ve çift
pozlama çalışmaları için ilham verici bir kaynak olmuştur.(Miller,
2006:13).Ticari filmin ilk yılları 1895-1905’te görsel efektler kamera ile
yapılabilecekler sınırlıdır. Kameranın durdurulması, sahnenin çekim başlamadan
önce değiştirilmesi gibi ilkel teknikler kullanılmıştır. Bu ilkel yöntemlerin
yerine kamera lensleri üzerinde yapılan oynamalar ya da çekim esnasında el ile
çizilen mat plakalar sayesinde pozlanması istenen bölümleri ayrı, pozlanmaması
istenen yerler  ayrı çekilmiştir. Sonra
iki ayrı çekilen pozlar daha sonra birleştirilmiştir. Bu zamanlarda kamera
sürekli sabit bir şekilde kalmıştır, yerinden oynatılmamıştır.( Okun, 2010:4).

1.2. OptikYıllar (1960-1976)

            Hollywood’un özel efekt departmanları, 60’lı yıllarda
geleneksel yetenekleri çok az kullanmışlardır. Arka projeksiyon ya da hareketli
matları kullanmanın yerine gerçek patlamalar, uçuş sahneleri gibi çekimler bu
tür tekniklerin kullanılmasını azaltmıştır. Bu durum birçok özel efekt
departmanının atölye çalışmalarına da ara vermesine sebep olmuştur. 1940’ın
sonlarına doğru hızlanmaya başlayan çekimler daha sonraları 1960’lı yıllara
gelindiğinde mali sıkıntılar yüzünden birçok çalışma askıya uğramıştır veya
çekimlerin üçte ikisi bağımsız olarak kendi çabalarıyla yapılan filmler
olmuştur. Birçok yapım şirketleri kapanmış ya da küçülmeye gitmiştir. 1963
yapımı Nutty Professor ve 1964 yapımı Mary Poppinsa ile eğlencesine yönelik
olsalar da zamanla yapımcılar emekliye ayrılmıştır. Ancak 1968’te Stanley
Kubrick’in yönettiği 2001: A Space Odyssey (2001: Uzay Yolu Macerası) filmi
efektlerin kalitesiyle benzeri görülmemiş bir etki bırakmıştır.(Netzley, 2000:
125).

2.ÖZEL
EFEKT ve GÖRSEL EFEKT UYGULAMALARI

2.1.
Özel Efekt Uygulamaları

Bu
bölümde kavram karmaşasına sebep olan 
özel efekt ve görsel efekt uygulamaları ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Özel efektler genellikle sahne çekilirken yapılan pratik efektler olarak
tanımlanabilir. Özel efekt, teknik olarak reel ortamda çekilmesi
imkansız, zor, zaman alıcı ve maliyetli olan planların, özel ekipman cihaz ve
spesifik teknikler yardımıyla filme alınmasıdır (Rickitt, 2007: 10-11).  Özel efektler film setinde oluşturulan
piroteknik (patlayıcı malzemeler) veya minyatürden oluşturulmuş efektlerdir.
(Wright, 2008:2). Özel efektler diğer bir deyişle sahnede ya da kamera ile
oluşturulan efektlerdir. (Byrne, 2009:3). Özel efekt uygulamalarının
sınıflandırılması literatürde önemli bir kaynak olarak kendilerine sıklıkla
başvurulan Richard Rickitt ve Ronn Miller başta olmak üzere Reymond Fielding,
Robert McCharty gibi isimler dikkate alınarak yapılmıştır. Bu sınıflandırmaya
göre filmlerin kullanım ihtiyaçlarına göre özel efekt uygulamaları yedi ana
başlık altında ele alınmıştır:

·       
Optik
İllüzyonlar

·       
Model ve
Minyatürler

·       
Animatronik

·       
Mat Boyama

·       
Makyaj

·       
Fiziksel
Efektler

·       
Ses Efektleri

2.1.1.
Optik İllüzyonlar

2.1.1.1.
Arka Projeksiyon

            Arka
projeksiyon, film yapımlarında kullanılan özel bir efekt tekniğidir. Ön planın,
önceden filme alınmış mevcut bir arka planla veya boyanmış ya da bilgisayar
tarafından üretilen görüntülerle (CGI) birleştirilmesinin etkisidir. Genellikle
film endüstrisinde, özellikle araba sahnelerinde veya bazı arka plan
hareketleri göstermek için kullanılır. Bu efekt, karakterlerin mavi / yeşil
ekran efektine çok benzeyen, içinde bulunmadıkları bir yerde olduklarına dair
bir illüzyon yaratmaktır. (https://cinewiki.wikispaces.com).

2.1.1.2.Ön Projeksiyon

            Ön
projeksiyon tekniği, arkadan projeksiyonda olduğu gibi arka zeminli sahnenin arkasından
değil, hareketin önünden çıkmasını gerekmektedir. Süreçle ilgili denemeler
1930'lu yılların başlarında yapılmıştır. Ancak yöntemle ilgilenen bir takım
pratik sistemlerin geliştirilmesine neden olan 50'li yıllar kadar gelişmiş
değildir. Bir Amerikan bilimkurgu yazarı olan William Fitzgerald Jenkins 1955
yılında bir sistem tasarlamıştır ve patentlemiştir. Pratik ön projeksiyon
sistemlerinin ortaya çıkışı 1940'ların sonlarında Scotchlite adı verilen buluş
yoluyla, yansıtıcı olan bu malzemesinin 3M Şirketi tarafından mümkün hale
getirilmiştir. Scotchlite her biri 0.25 mm'den (Xooin) daha küçük çapta milyonlarca
cam boncuktan yapılmıştır. Işık bu boncuklara çarptığında, neredeyse tümüyle
kaynağına geri yansıtmaktadır. (Rickitt, 2007:69).

2.1.1.3.Optik
Yazıcılar

            Optik
yazıcı, bir film kamerasına mekanik olarak bağlı bir veya daha fazla film
projektöründen oluşan bir cihazdır. Film yapımcılarının bir veya daha fazla
film şeridini yeniden çekmelerini sağlar. Optik yazıcı, hareketli görüntüler
için veya eski film malzemesinin kopyalanması ve eski haline getirilmesi için
özel efektler yapmak için kullanılmaktadır. Optik yazıcıların mini
bilgisayarlar ile kontrol edildiği 1980'lerde bir versiyon sürüldü. Optik baskı
çalışmalarının başlıca örnekleri arasında Star Wars (1977) 'da mat boyama işi
bulunmaktadır. Yaygın kullanılan optik efektler, film sahnelerinde geçişlere,
kararma ve açılma, bulanıklaşma ve netleşme, bindirme, donma, iris ve boyama
gibi birçok efekti içerir. Daha karmaşık çalışmalar düzinelerce unsuru
içerebilir ve hepsi tek bir sahnede birleştirilir. (https://en.wikipedia.org/wiki)

 

2.1.2 
Model Ve Minyatürler

2.1.2.1.Schüfftan
İşlemi

Film özel efektleri için
aynaların yaygın kullanımının öncülerinden biri de Alman fotoğraf yönetmeni
EugeneShüftan’dır. (1893-1977). Shüfftan'ın, 1923'te modelleri ve tam ölçekli
setleri birleştirmek için aynaları kullanmanın bir yöntemini icat ettiği
söylenmektedir; ancak diğer film yapımcılarının benzer tekniklerle daha önce
kullandıkları kanıtları vardır. Bununla birlikte, şüphesiz Shüfftan tekniği
1920'lerin ortalarından itibaren Avrupa film yapımında mükemmelleştirilmiştir
ve yaygınlaşmıştır. Shüfftan süreci, minyatür setlerin, tabloların veya arka
planla çekilen görüntülerin tam ölçekli setler ve icralarla kamera içi
kombinasyonunu oluşturmak için aynaları kullanmıştır. Kameraya 45 derecelik açı
ile büyük bir ayna yerleştirilmiştir. Bir model veya resim kameraya 90 ° açıyla
yerleştirilir, böylece aynadaki yansıması kamera ile görülür. Aynanın
yüzeyinde, tam ölçekli sahne ile değiştirilecek yansıyan görüntünün alanları
işaretlenmiştir. Bu alanlar daha sonra aynanın yansıması sağlayan gümüş sırttan
temizlenir. Sonuç, aynanın hemen arkasındaki alanın görülebileceği bir delik
içeren modelin veya resmin yansıtılan bir görüntüsüdür. Tam ölçekli küme daha
sonra bu alana hizalanır ve böylece kamera yansıtılan görüntünün ve gerçek
boyuttaki manzaranın bir kombinasyonunu görülür. (Rickitt, 2007:90-91).

2.1.2.2.Ön Plan Minyatürleri

            Ön plan
minyatürü tam da adından da anlaşılacağı gibi, tam ölçekli film setinin önüne
yerleştirilen küçük bir bina, peyzaj veya başka bir modellerdir. Bu tür
minyatürler, kamera ile doğru bir şekilde konumlandırıldığında ve
görüntülendiğinde, iki elementin kesintisiz birleşeceği şekilde, perspektif
çizgilerinin tam ölçekli çizgilerle tam uyumlu olması için özenle tasarlanmıştır.

2.1.2.3
Kent Manzaraları ve Peyzaj

FritzLang'ın Metropolis filminden bu yana, hayallerimiz ve
kabuslarımızın fütüristtik şehir manzaralarını oluşturmak için modeller
kullanılmıştır. Kent manzaralarında ya da peyzajlarda ahşap, metal, köpük ve plastik
gibi bir binanın tekrarlanabilir parçalarının üretilmesinde bu malzemeler
kullanılmaktadır. Metal dışındaki çoğu malzeme, gereken son tasarımı oluşturmak
için bilgisayar kontrollü bir lazer kullanılmaktadır. Kesim işlemi
tamamlandıktan sonra, kesilen kalıp tasarımı soyulabilen bir kalıp oluşturmak
üzere ayarlanan sıvı kauçuk ile kaplanır. Tamamlanan kalıp, daha sonra gerekli
tasarımın tam bir kopyasını üretmek için gereken malzeme türüne göre
doldurulmaktadır. Mevcut binaların gereksinimlerine göre kalıpları farklı
sıvalar, fiberglas, reçine veya köpük ile doldurulmaktadır. Fiberglas ve
reçineler, birçok bina türü için uygun olan hafif ve güçlü bir yapı iskeleti
haline gelen malzemelerdir. (Rickitt, 2007:96)

2.1.3
Animatronik

Animatronik,
canlı aksiyon filmi içinde aktörler olarak rol alan elektronik ve mekanik
yaratıklardır. Onlar, bir ejderha, dinozor, uzaylı yabancı ya da filme zor
imkânsız gerçek bir hayvan gibi var olmayan canavarları temsil edebilirler.
Bazen bir animatronik bütün bir yaratıktır, diğer durumlarda ise sadece vücut
kostümünde bir sanatçı tarafından giyilen bir kafa olarak da
kullanılabilmektedir. Bir
canlandırıcı, bir canlının tüm gövdesini temsil ettiğinde, önce bir epoksi veya
fiberglas kalıp yapmak için kullanılan bir heykel olarak kalıbı
çıkarılmaktadır. Daha sonra bu kalıba silikon veya köpük lateksi ile enjekte edilmektedir
ve sonra da cilt yapılması için pişirilmektedir. Bu arada, canlının iskeleti
veya armatürü, çelikten veya hafif alüminyumdan yapılmıştır. Bu alt yapı,
menteşeler, servo konektörler, kablolama, pnömatik, hidrolik, çeşitli
elektronik, radyo ve kablo kontrollü cihazlar gibi canlıyı hareket ettiren
mekanizmaları içermektedir. (Netzley, 2000:12)

2.1.4 Mat Boyama

Mat bir tablo,  filme
çekimi sırasında ya da post prodüksiyon işlemleri yoluyla canlı aksiyon
sahnesini geliştirmek için kullanılan geniş bir tablodur. Resim, bir manzara,
binalar veya sabit nesnelerin arka planını sağlamaktadır veya bir çekimdeki ön
plan canlı aksiyon unsurlarından bazılarını değiştirmek için
kullanılabilmektedir. Mat boyamanın ilk kullanımı 1907'de Kaliforniya Görevleri
adlı filmde çatıdaki eksik parçaları eski haline getirmek için Norman O. Dawn
tarafından icat edilen bu yöntem, cam çekiminin (glassshot) bir
parçasıdır.  Bu filmde kamera merceği ile
hasarlı bir çatıya sahip bir bina arasına bir parça cam yerleştirilmiştir. Bir
sanatçı daha sonra cam üzerine hasar görmemiş bir çatı gibi boyama yapmıştır;
bu da çekim esnasında gerçek olanı örtecek şekilde yerleştirilmiştir. (Netzley
2000:144).

2.1.5
Makyaj

            
Modeller  yapılacağı  gibi 
var  olan  kişiler 
ve  nesneler  de 
istenilen  etkiyi yaratmak  için 
manipüle  edilebilir;  bunun 
en  iyi  yöntemi 
ise  makyajdır.  Sinema sektöründe  makyaj 
önemli  bir  etkiye 
sahiptir.  Çünkü etkili  bir  makyaj  ve 
aksesuar seçimi diğer bütün efektlerden etkili ve gerçekçi sonuç
verebilir. Oyuncuları senaryo karakterlerine 
çevirmenin  en  temel 
yolu  makyajdır.  Makyaj 
yardımıyla  oyuncular
gençleştirilebilir, 
yaşlandırılabilir,  başka  birinin 
ya  da  bir 
yaratığın  görünüme çevrilebilir.
(Herdem, 2010:10).

2.1.6 Fiziksel
Efektler

 Fiziksel
efektler  film  içinde 
kullanılan  patlama,  kırılma 
ve  dökülme  gibi 
efektlerdir.  Bir arabanın yada
binanın patlaması, cam kırılmaları fiziksel efektin başlıcalarındandır.
Uzman  ekipler  ve 
emniyetli  sistemlerin  kullanılması gerekmektedir. Aksi  takdirde istenmeyen kazalar oluşabilir.
Sinema endüstrisinin en riskli aşanlarından birisidir.(Herdem, 2010:10).

 

2.1.7 Ses Efektleri

"Ses", bir filmde
duyduğumuz her şeyi ifade etmektedir. Bunlar kelimeler, ses efektleri ve müzik
olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ses, ortamın havasını değiştirmek, sahnenin
konumu hakkında bilgi vermek, veya hikayedeki karakterlerden bahsetmek için
kullanılır. Ses efektleri, ekrandaki görüntülere vurgu yapan veya başka bir
anlam katmanı ekleyen bir ses alanı yaratarak bir ruh halini veya atmosferi
oluşturmak için kullanılabilir. Seslendirme, tempo ve ses düzeyi, izleyicinin
belirli bir sese nasıl tepki vermesini istediğini belirtmek için
değiştirilebilir. Örneğin, sesler, çığlıklar ya da lastiklerden çıkan sesler de
dahil olmak üzere, kaygı duygusu yaratmaya yardımcı olurken, dalgaların sesleri
ya da bir kapının sallanması da dahil olmak üzere, düşük tonlu sesler, sakin
bir duygu oluşturmak için kullanılabilmektedir. . (Pacific Cinémathèque,
2012:1).

2.1.8
Stop-Motion

Animasyon sinemanın
başlangıcından itibaren onunla birliktedir, bir başka deyişle varlığı
1800'lerin sonuna dayanır. O zamanlarda stop-motion duraklı çekim yöntemi kullanılmaktadır
ve bu yöntemde çekim sırasında kamera durdurulmakta, filme alınan nesne
eklenmekte ya da uzaklaştırılmakta ve daha sonra çekim devam ettirilmektedir.
1907'de J. Stuart Blackstone, stop-motion tekniğini kullanarak "Humorous
Phases of Funny Faces" adlı animasyon filmini yapmıştır. Bu tarihten
itibaren bu teknikle birkaç tane daha animasyon çekilmiştir. Ancak 1914 yılı
animasyon tarihinde bir dönüm noktasıdır. Earl Hurd 1914 'te celllselüloz
animasyonunu kullanmaya başlamıştır. Bu yöntemde kareler tek tek çizilerek
çizgi testinden geçirilir. Daha sonra ara kareler çizilerek temize çekilir.
(Şenler, 2005:102).

2.2
Görsel Efekt Tanımı ve
Uygulamaları

2.2.1 Görsel Efekt’in Tanımı

Görsel Efekt, herhangi bir
hareketli görüntünün üzerinde bilgisayar ortamında oynama işlemidir.
(Aktaran:Ryu, 2007:1). Görsel efekt; izleyicilerin etkisini çekmek için
hareketli sahne içerisinde zor  ve
çekilmesi imkansız, ya da maliyetli görsel unsurların bilgisayar ya da çeşitli ekipmanlar
yardımıyla birleştirme, yerleştirilme,
çıkartılma ya da eklenme işlemidir
(Wright, 2008:1). Özel efektlerin sinematografik anlatıya yönelik önemi, hayal
edilenin filme yansıtılabilmesini sağlamasından gelmektedir (Finch, 1984: 9).
Görsel efekt, tamamlanmamış bir film için çekim esnasında oluşturulmuş ya da
geliştirilmiş görüntü yaratımıdır. Başka bir deyişle film imajları alındıktan
sonra görsel efektin yeri post-prodüksiyondur. 
(Okun, 2010:2). Görsel efektler gerçek mekanlarda, gerçek oyuncularla
çekilemeyecek olan canlı çekimleri, izleyiciyi etkisi altına almak ve filme
daha fazla gerçeklik katmak amacıyla yapılan uygulamalardır. Pelikül dönemde
kurgu aşamasında gerçekleştirilen görsel efektler, artık günümüzde
dijitalleşmenin sağladığı yazılım ve donanım programlarıyla üretim aşamasında gerçekleştirilmektedir.
Bu uygulamaların zamanla yönetmenlerce benimsenmesi sonucunda ise film diline
yeni anlamlar yüklenmeye çalışılmıştır. (Parsa ve Akçora, 2016:10-11).

Görsel efekt tekniklerinin
yaygınlaşması özel efekt tanımlamalarına bir takım farklılıklar getirmiştir.
Özel efektlerin çekim sırasında sette, alanında uzman, teknik bilgisi üst
seviyede olan kişiler tarafından gerçekleştirilen efektler olarak görmek
gerekmektedir. Diğer yandan görsel efektler ise, teknik bilginin yanı sıra
bilgisayar programlarına hakim, yaratıcılığın tamamen araç ve programlar
aracılığıyla oluşturulduğu uygulamalardır. Görsel efektler, görüntünün
manipülasyonunun tüm tiplerini içermekteyken, özel efektler gerçek dünya
öğelerini kullanmaktadır ( Parsa ve Akçora, 2016:10). Bu bağlamda özel efekt ve
görsel efekt uygulamaları konu olarak ikiye ayrılmıştır. Gelişen teknoloji ve
yazılımlar sayesinde bu ayrımın yapılmasını olanaklı kılmıştır. Geçmişte
çekilen filmlerde uygulanan teknikler artık büyük setlere gerek duyulmaksızın
bilgisayar ortamlarında gerçekleştirilebilmektedir. Akademi ödüllerinin
kategorisinin yıllara göre sürekli değişmesi de ayrımın yapılmasında
destekleyici bir öğedir. Görsel efekt ve özel efekt arasındaki farklılıkların
karıştırılması Akademi Ödülleri’nde de (OSCAR) yansımasını bulmuştur. Ödüller,
Cram’ın ifadesi ile,

1939-1962: ‘Özel Efektler’

1964-1971: ‘Özel Görsel Efektler’

1972-1977: ‘Görsel Efektler’

1977 ve Günümüzde de: ‘En İyi Görsel Efektler’ adıyla
dağıtılmıştır ( Parsa ve Akçora, 2016:11).

Görsel efekt uygulamalarının
sınıflandırılmasında literatürde önemli bir kaynak olarak kendilerine sıklıkla
başvurulan Richard Rickitt ve Ronn Miller başta olmak üzere Reymond Fielding,
Robert McCharty gibi isimler dikkate alınarak yapılmıştır. Bu sınıflandırmaya
göre filmlerin kullanım ihtiyaçlarına göre görsel efekt uygulamaları altı ana
başlık altında ele alınmıştır:

·       
Chroma Key
(Mavi-Yeşil Perde)

·       
Rotoskop
(Rotoscoping)

·       
Matchmove
(Hareket Eşleştirme)

·       
Digital Matte
Painting (Dijital Mat Boyama)

·       
Digital Compositing
(Dijital Kurgu)

·       
Animation (Üç
Boyutlu Animasyon)

2.2.2 Görsel Efekt’in
Uygulamaları

2.2.2.1
Chroma Key (Mavi-Yeşil Perde)

            Mavi perde
işlemi, canlı aksiyon filmlerinin arka plan resimleri veya bilgisayarla
oluşturulan görüntüler gibi özel efekt unsurlarıyla birleştirilmesini sağlayan
bir hareketli mat yaratmanın bir yoludur. Video kaydına yapılan mavi perde
çalışmasına chromakey denir. Mavi ekran işlemine başlamak için, bir aktör,
minyatür veya benzeri bir unsur, parlak ışıklandırılmış bir mavi ekrana karşı,
tipik olarak floresan tüplerle veya belirli bir renkte mavi bezle aydınlatılmış
halde çekilmektedir. Çekilen görüntü negatiflerinden mavi perde olan kısma daha
çok ışık verilerek, mavi perdenin önündeki çekimde kullanılan insan, cisim ya
da her ne ise onun siyah matı alınmaktadır. Daha sonra bu işlemin tam tersi
yapılıp beyaz matı çıkarılmaktadır. Elde edilen bu matları optik yazıcı
aracılığıyla üst üste bindirme sağlanmaktadır. Böylelikle matları çıkarılan
insan ya da cisimlerin arka planına istenilen sahnenin koyulması
sağlanmaktadır. Süreç başlangıçta optik yazıcı adı verilen bir aygıt
kullanılarak kimyasal olarak gerçekleştirilmiştir, ancak bugün genellikle bir
bilgisayar vasıtasıyla elektronik olarak yapılmaktadır. (Netzley, 2000:30-31).

2.2.2.2
Rotoscoping (Rotoskop)

Rotoscoping, animatörlerin
şekilleri manuel olarak çekilen bir görüntü sırası üzerinden izlediği bir animasyon
tekniğidir. Birçok animasyon uzmanı bu tekniği onaylamamaktadır, ancak etkili
grafik efektleri üretmek için kullanılmaktadır. 
Animatörlere de zaman kazandırmaktadır. Son yıllarda bilgisayarla
oluşturulan görüntüler için önemli bir yere sahiptir. Rotoskoping tekniği,
görüntüleri, animatörün üzerinde izleyebileceği filmleri şeffaf bir panele üst
üste değiştirmek için kullanılan, rotoskop adı verilen bir ekipmanın adından
gelmektedir. Bu teknik, 1917'de rotoskop 
için patent alan ve 1919'da Fleischer Studios'u kuran Max Fleischer
tarafından keşfedildi ve Paramount Stüdyoları tarafından satın alınmadan 20 yıl
içinde bir dizi animasyon ve kısa film hazırlamıştır.(Santure,2007:1).

2.2.2.3
Matchmoving (Hareket Eşleştirme)

Matchmoving (Hareket Eşleştirme),
bilgisayarla oluşturulmuş model unsurlarının canlı aksiyon görüntüleri içine
eşleştirilmesi işlemidir. Sonuç olarak, bu birçok  görsel efekt çekiminin çok önemli bir
parçasıdır. Bu öneme  rağmen
matchmoving’in değeri, tamamen görünmez ancak sahnede matchmoving işleminin
doğru yapıldığı taktirde bu önem kendini belli eder. (Dobbert, 2005:1). Matchmoving
(Hareket Eşleştirme) , bilgisayar yazılımının sahnedeki herhangi bir
değişikliği tanımlamasını ve fotoğraf makinesinin eğimini, odak uzaklığını
yeniden yaratmasını sağlayan, bu çekilen videolardaki önemli noktaları izlemek
için gerçek hayatta çekilen belirli bir bölümün analiz sürecini tanımlar. ,
konum ve hareket sanal ortamda yazılımlar. Bu, bilgisayardan üretilen
nesnelerin ve animasyonların sahnelere özdeş bir perspektif, derinlik ve gerçek
aktörlerin sahip oldukları sahneye olan ilişkileri ile sahnelere yansıtılmasını
sağlar; böylece sahneyi olabildiğince kesintisiz hale getirir. (Hornung,
2010:1).

2.2.2.4
Digital Matte Painting (Dijital Mat Boyama)

Film tarihinin tamamında,
geleneksel ya da dijital mat boyamalar, Star Wars dünyaları, Indiana Jones
manzaraları ve Orta Dünya bölgeleri gibi büyüleyici görüntüler yaratmıştır.
Bununla birlikte, mat boyamanın başlangıcı geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren
başlar. Mat boyama denilince akla ilk olarak adı Norman Dawn gelmektedir. Dawn
(1884-1975)  California, Los Angeles'taki
Thorpe Gravür Şirketi'nde çalışmıştır. Satış departmanının sahip olduğu
mülklerin fotoğraflarını çekmiştir. Patronu, çektiği mülk fotoğraflarına bir
cam koyarak resim kalitesini "iyileştirmesini" önermiştir. Bu
şekilde, Dawn cam üzerinde resmi süslemek veya bazı gerçek alanları maskelemek
için resimler çizmiştir. Norman Dawn, 1907 California Missions filminin doğal
görüntülerini boyamasıyla kuşkusuz film tarihinin ilk mat ressamı olarak
bilinmektedir.. Bu işlem cam çekimi olarak adlandırılmıştır ve sahne
ilavelerinin doğrudan kameranın önüne yerleştirilen bir cam parçasına boyanarak
canlı aksiyon filmi ile bütünleştirilmesi için başarılı bir yöntemdir. (2d
Artist Dergisi, 2006:25-26). 1980’lerden itibaren gelişen bilgisayar
teknolojisi 1990’lara doğru matte painting uygulamasının dijital ortamlarda
yapılmasını sağlamıştır. Dijital matte painting’in ilk örneği “Sherlock Holmes”
(1985)’dir. El ile çizilen resim taranarak bilgisayar ortamına aktarılmış ve
gerekli dijital bir uyarlama yapıldıktan sonra compositing işleminden
geçirilmiştir. Bu yıllardan itibaren matte paintig işlemi bilgisayar
teknolojisi kullanılarak yapılmıştır.(Zinderen, 2012:56)

2.2.2.5
Digital Compositing (Dijital Kompozisyon)

Dijital Kompozisyon işlemi,
başlangıçta birden fazla unsurun birleştirilmesi olarak optik yazıcılar
aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Bu yüzden bazı kaynaklarda optik hileler
kategorisinde yer alsa da günümüzde tamamen dijital tabanlı bir işlemdir.
(Zinderen, 2012:51). Dijital kompozisyon, birden çok kaynaktan gelen
görüntüleri tek, kesintisiz bir bütün haline getirmektir. (Brinkmann, 1999:2).
Genellikle bluebox tekniği gibi bazı özel efekt uygulamalarının çekilen gerçek
görüntüler ile birleştirilmesi compositing işlemi olarak tanımlanmaktadır.
Ancak compositing bu kadar dar kapsamlı bir işlem değildir. Aksine gerçek
görseller ile diğer tüm özel efekt uygulamalarının birleştirilmesini ifade eden
geniş kapsamlı bir tekniktir. Bu anlamda bilgisayar ortamında yapılan
blue/greenbox tekniğinden, 3D görsellerine kadar  her türlü özel efekt uygulamalarını kapsayan
compositing, aynı anda çok sayıda görselin birleştirilmesini sağlamaktadır.
(Zinderen, 2012:51).

2.2.2.6
Üç Boyutlu Animasyon

Günümüz sinemasının en
vazgeçilmez öğelerinden biri olan Animasyon bir başka deyişle Canlandırma
Sineması, resim ya da nesnelerin hareketli ve canlı oldukları yanılsamasını
uyandıracak biçimde düzenlenmesi işlemidir. Animasyonun yaratıcılarından Norman
McLaren, animasyonu; hareket eden çizimlerin değil, çizilenlerin hareketi
sanatı olarak tanımlamıştır. McLaren'e göre; her iki kare arasında ne olduğu,
karenin üzerinde ne olduğundan çok daha önemlidir. Bu yüzden animasyon, kareler
arasında (yer alan)görünmeyen aralıklar oluşturma sanatıdır. (Şenler,
2006:100). Bilgisayar teknolojisinin gelişimine bağlı olarak, sinemayla ortak
çalışma alanları da büyümektedir. Bilgisayar ortamında üç boyutlu olarak
(X-Y-Z) hazırlanmış modeller ve tasarlanmış sahneler artık gerçeğinden ayırt
edilemeyecek hale gelmiştir. İlk olarak post prodüksiyon aşamasında
yararlanılan bilgisayarlar artık bazı sahnelerin ya da filmin tamamen üç
boyutlu olarak bilgisayarda canlandırılmasına kadar varmıştır. (Can 2005:38:).

 

3. GÖRSEL EFEKT UYGULAMALARININ HOLLYWOOD
VE TÜRK SİNEMASINDA ÖRNEKLERİNİN İNCELENMESİ

3.1
Araştırmanın Metodolojisi

3.1.1
Araştırmanın Problemi

Dünya sinemasında teknolojinin
gelişmesiyle birlikte kullanılan görsel efekt uygulamaların Türk Sinemasına
katkısının ne olduğu, çalışmamızın problemi olarak belirlenmiştir.

3.1.2
Araştırmanın Amacı

Sinemanın ilk yıllarından itibaren kullanılan özel efektin
en önemli özelliği izleyiciye karşı filmin gerçekçiliği ve inandırıcılığını
arttırmak olmuştur. Sinemanın gelişmesiyle birlikte yeni ve etkili tekniklerin
bulunmasıyla sinema sektörü ile birlikte diğer alanlarda da özel efektler
yoğunlukla kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmanın temel amacı, kavram
karmaşasına neden olan özel efekt ve görsel efekt kavramlarının ayrımlarını iyi
yapmak ve Hollywood ve Türk Sinemasında görsel efekt kullanımı yoğun olan
filmlerin karşılaştırmalı analizlerini yapmaktır.

3.1.3
Araştırmanın Önemi

Çalışmada, şimdiye kadar Türkçe kaynaklı Dünya görsel efekt
tarihinin olmaması ve 1895’dan başlayarak 1971 yılına kadar   yapılmış filmlerde özel efekt kullanımı ile
ilgili uygulamalar incelenmiştir. Çalışma, son dönemde Türk Sineması’nda da
görmeye alıştığımız bilgisayar destekli
görsel efekt tasarımı ve uygulamalarının öncüsü olan Hollywood sinemasının
kullandığı tekniği ve sahip olduğu bilgi birikiminin anlaşılması açısından
önemlidir. Teknolojinin ilerlemesi ve globalleşen dünyada yazılım ve teknik
ekipmanların gelişmesi, bu gelişimin etkilerini Türk Sinema sektöründe gelmiş
olduğu noktayı ortaya koyması açısından da önem taşımaktadır.

3.1.4
Araştırmanın Varsayımları

Araştırma boyunca aşağıdaki noktalar birer varsayımlar
olarak kabul edilmiştir;

1) Hollywood sinemasında görsel efekt uygulamalarında
1980’lerden sonra büyük bir gelişme kaydedilmiştir

2) Son dönem filmlerinin büyük bir kısmı görsel efekt
uygulamalarının gelişmesi nedeniyle bilgisayar ortamında hazırlanmakta ve mekan
kullanımı stüdyolara taşınmaktadır.

3) Çözümlemesi yapılan filmlerde kullanılan görsel efektler
(Chroma Key (Mavi-Yeşil Perde), Matchmove (Hareket Eşleştirme), Digital
MattePainting (Dijital Mat Boyama), Rotoscoping (Rotoskop), Digital Compositing
(Dijital Birleştirme), Animasyon filmin anlatımına katkı sağlamaktadır.

3.1.5
Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu çalışma;

1. Hollywood sinemasındaki 1895 ile 1971 yılları arasında
çekilen filmlerde kullanılan özel efektlerle sınırlıdır.1972’den sonra ise
bilgisayar destekli görsel efekt kullanımı ile sınırlıdır.

2. Araştırma o dönem büyük ses getiren Hollywood Sinemasından
Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı filmi ve Türk Sinemasından A.R.O.G.
filmleri ile sınırlıdır.

3. Araştırma incelenen filmlerin kamera arkalarıyla
sınırlıdır.

3.1.6
Araştırmanın Evren ve Örneklemi
    

            Görsel
efektlerin sinemadaki önemi hayal edilenlerin filme yansıtılmasın
sağlanmasından ileri gelmektedir. Bu bağlamda özel efektler yapımcı, yönetmen,
senarist ve görsel efektçinin hayal gücünü ifade edebilecek tüm teknikleri
barındıran bir alandır. Bu çalışmanın evrenini Hollywood ve Türk Sinemasında
görsel efekt uygulamalarını kullandığı filmler oluşturmaktadır. Örneklemi ise
görsel efekt çalışmalarının yoğun olarak kullanıldığı 2008 yapımı olan Indiana
Jones: Kristal Kafatası Krallığı ve yine 2008 yapımı olan A.R.O.G filmi
oluşturmaktadır.

 

3.1.7 Araştırmanın Yöntemi

Bu çalışmada film çözümlemesinde
sıkça kullanılan Mizansen Eleştirisi yöntemi kullanılmıştır. Mizansen
eleştirisi, mizansen kavramının temeline dayanır. Mizansen sözcüğü “sahneye
koymak” anlamına gelmektedir. Mizansen eleştirisinde genel olarak, mizansenin
temel öğelerinin irdelenmesi yer alır. Mizansen, dekor/mekan, aydınlatma,
kostümler, saç, makyaj ve karakterlerin hareketleri başta olmak üzere perdede
görünen tüm görsel öğelerden oluşur. Ayrıca, kamera hareketleri ya da
çekimleri, kurgu ve görsel düzenleme de mizansene hizmet eder. Günümüzde
mizansen daha geniş anlamda kullanılmaktadır. Mizansen, yönetmen ya da
yapımcının, izleyicinin algısını yönlendirmek ve şekillendirmek üzere perde
için oluşturduğu; kamera açıları, kamera hareketleri, kameranın uzaklığı, sesin
kullanımı ve kompozisyon oluşturmaya kadar tüm film tekniklerini kapsayan
çekimle ilgili her şeyi içerir. (Kabadayı, 2013: 45).

 olarak bu araştırmanın uygulama bölümünde
mizansen eleştirisi yöntemiyle incelenen filmlerde, mizansen öğelerinden biri
olan ‘görsel efektler’ ele alınmıştır. Örnek filmlerde kullanılan görsel
efektler, bir anlatım ve etkileme aracı olarak değerlendirilirmiştir. Bu
doğrultuda incelenen filmlerde seçilen sekanslarda, belirlenmiş Chroma
Key(Mavi Perde), Matchmove(Hareket Eşleştirme), Digital Compositing(Dijital
Birleştirme),  Digital Matte
Painting(Dijital Mat Boyama), Rotoscoping(Rotoskop), Animation(Animasyon)
bağlamında
çözümlenmiştir.

3.2
Indiana Jones ve Kristal Kafası Krallığı Filminin Mizansen Eleştirisi
Yöntemiyle Çözümlenmesi

3.2.1 Filmin Konusu

Ruslar, dünyaya hükmetme inancı
içerisinde uzaylılara ait kristal kafatasını bulmak için kaçırdıkları Indiana
Jones’u Amerika’nın Nevada eyaletinde olan gizli bir bölgeye götürmüşlerdir.
Amaçları Jones’un bulabileceklerini inandıkları kristal kafatasını bu gizli
bölgede bulmayı ummaktır. Ancak elde etmek istediklerini bulamayan Rus
askerlerin dalgınlığından faydalanan Jones, gizli bölgeden kaçmıştır.
Üniversite’ye dönen Jones, üniversite görevlisi Dean Stanforth , Jones’a
üniversiteden kovulması için hükümetin baskı yaptığını söylemiştir. Üniversite
tarafından tatile çıkması istenen Jones bir trene bindiğinde asi ruhlu genç
Mutt ile tanışır. Efsanevi altın kentinin ülkesi olarak bilinen Peru'nun
en ücra köşelerine giden Jones ile Mutt Harold, Oxley'nin yattığı akıl
hastanesine Oxley'in bıraktığı ipuçlarından faydalanarak kristal kafatasını
bulmak için yola koyulmuşlardır. Bu süreçte acımasız Rus askerleri peşini
bırakmayacaklardır.

3.2.2
Filmin Yapım Aşaması

Indiana Jones ve Kristal Kafatası
Krallığı filminin çekimleri 18 Haziran 2007 tarihinde başlamıştır. Filmin
yönetmenlik koltuğunda serinin önceki filmlerinde olduğu gibi Steven Spielberg
oturmuştur. Jeff Nathanson 2004 Ağustosta Lucas ve Spielberg ile senaryoyu
yazmaya başlamıştır. Filmin çekileceği setleri Guy Hendrix-Dyas hazırlamıştır.
Indiana Jones'un eviyle ilgili setler Universal Studios'a ait stüdyo Stage
29'da inşaa edilmiştir. Filmin müzikleri önceki üç filmde olduğu gibi John
Williams tarafından bestelenmiştir. Filmin kurgusunu Akademi Ödülü kazanmış
Michael Kahn, Steven Spielberg ile birlikte düzenlemiştir. Görüntü
yönetmenliğini Janusz Kaminski yapmıştır. Yapımın görsel efektlerini, George
Lucas'ın Industrial Light and Magic şirketi hazırlanmıştır. Görsel efekt
süpervizörü ise Pablo Helman’dır. Aksiyon sahnelerini hazırlanması için Dan
Bradley'e görev verilmiştir. Özel Efektler Koordinatörü ise Dan Sudick'dir.
Dağıtımcılığını Paramount Pictures şirketinin yaptığı film, 24 Mayıs 2008'de sinema
salonlarında gösterilmiştir. Filmin bütçesinin 185 milyon dolar olduğu
belirtilmiştir.

3.2.3 Görsel
Efektlere Göre Seçilen Sahnelerin Belirlenen Parametreler Doğrultusunda
Çözümlenmesi

3.2.3.1 Chroma Key

Filmin 00:00:23 dakikasında
başlayan köstebek sahnesinde kullanılan mavi perde görsel efekt uygulamasında,
köstebeğin topraktan çıkışının ve arka planın mevcut filmdeki sahnede
kullanılan dağ manzarasının eklenmesi için mavi perde tekniği kullanılmıştır.
Buradaki sahnede, toprağın içinden çıkan köstebeğin yerine alacak olan model
köstebek, toprağın içinden çıkarken dağıttığı toprak dökülmelerini gerçekçi
olması için koyulan bir modeldir. Referans alınan bu model köstebek sayesinde
hem köstebeğin gerçekçi olarak üç boyutlu animasyonda sonradan yerleştirilecek
olan köstebek için referans olmakta hem de köstebeğin topraktan çıkarken
dağıtmış olduğu toprakların gerçekçi bir şekilde etrafa dağıtılmasını
sağlamaktadır. Mizansen
eleştirisi bağlamında sahnenin oluşumuna bakıldığında, sahnede dekor olarak
kullanılan toprak ve yeşil perde görsel efektlerin uygulanmasından önemli bir
etkiye sahiptir.

3.2.3.2
Matchmove (Hareket Eşleştirme)

Matchmove, yapılması zor ya da imkansız olan sahnelerin
bilgisayar yardımıyla yapılmasını sağlayan görsel efekt uygulamalarından bir
tanesidir. Matchmove tekniği, gerçek hayattaki çekimi yapan kameranın birebir
kopyasını oluşturmaya dayalı bir sistemdir. Böylelikle sonradan oluşturulan üç
boyutlu kamera sayesinde gerçek çekimin içine istenilen her şey monte
edilebilmektedir. Filmin 01:21:00’nci dakikasında birbirini takip eden
araçların sağ tarafında zemini olan ağaçlı bir plan görülmektedir. Yönetmen bu
toprak zeminli ve ağaçlı alanı uçurum etkisi vermesi için görsel efekt
sanatçılarına bu yönde bir görsel efekt hazırlamalarını istemiştir. Bu
sahnedeki amaç oyuncuların arka planına tapınak sahnesini üç boyutlu olarak
gerçek hayatta çekilen kamera görüntüsüne monte etmektir. Bunun için ilk önce
kamera hareketinin algılanmasını sağlayan mavi perde üzerindeki işaretçilerden
referans alınarak hareket eşleştirme yazılımlarıyla sahnenin üç boyutlu
haritası çıkarılmaktadır. Sahnenin üç boyutlu haritası çıkarıldıktan sonra bu
haritadan çıkan referans noktaları sayesinde, mavi perdenin ve oyuncuların
arkasına yerleştirilecek olan üç boyutlu tapınak tasarımın monte edilmesi
işlemi kalmıştır. Bu işlem için kompozit programlar adı verilen video
birleştirme yazılımları kullanılmaktadır. Kompozit programlar ile ilk önce mavi
perdenin silinmesi işlemi yapılarak oyuncuların arka planın boşaltılması işlemi
yapılmaktadır. Bu işlemin yapılmasındaki, amaç sonradan üç boyutlu programlarla
yerleştirilecek olan sahnenin arka plana yerleştirilmesi içindir. Çözümlemesi
yapılan sahne incelendiğinde herhangi bir görüntüde kayma ya da üç boyutlu
sahne ile gerçek görüntü arasındaki senkronize kamera hareketi başarılı bir
şekilde uygulanmıştır. Matchmove sahnesi için en önemli konu da budur. Gerçek
görüntü ile üç boyutlu görüntünün birbirlerine uyumlu bir şekilde hareket
etmesidir.

3.2.3.3 Dijital Mat Boyama

Filmlerde genellikle arka
planlarda yer bulan matte painting hayal edilmesi zor ya da imkansız mekanların
boyanarak ya da çizilerek, yönetmenin istediği 
mekan algısını yaratmada önemli bir görsel efekt uygulamasıdır. Ancak
teknolojinin de gelişmesiyle bu tür boyamalar bilgisayar ortamında
hazırlanmakta, bilgisayarla da hazırlandığı için yerini özel efektten görsel
efektlere bırakmıştır. Daha hızlı hazırlanan bu görseller zaman açısından da
film yapımcıları için önemli bir boyama aracıdır. Dijital mat boyama, günümüzde
dijital ortamda yapıldığı için sinematografide önemli bir görsel efekt
uygulamasıdır. Indiana
Jones: Kristal Kafatası filminde dijital mat boyama örneği, filmin  01:48:00 dakikasında Kristal kafatasının
uzaylı iskeletinin baş kısmına yerleştirildiği andaki görüntüsü resmedilmiştir.
Her ne kadar bu görüntü dijital mat boyama olmasa da modelleme sanatçılarının
ne tür bir model ortaya çıkacağının resmedilmesinde önemli bir kolaylık
sağlamaktadır.

3.2.3.4 Dijital Birleştirme
(Digital Compositing)

Dijital Birleştirme, sinemada görsel efekt uygulamalarından
en önemli uygulamalarındandır. Filmde uygulanan yeşil perde, hareket eşleştirme
ya da üç boyutlu öğelerin tek bir yerde birleştirilmesi açısından dijital kurgu
büyük öneme sahiptir. Bu işlem kompozisyon programlarıyla yapılmaktadır.
Mizansen eleştirisinin öğelerinden biri olan kurgu da dijital kurgu ile
yakından ilişkilidir. Dijital kurgu işleminde, birçok görsel efekt elementinin
birleştirilip filmin son efektli halinin verildiği yerdir. Bu yüzden görsel
efektler için büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü kurgu işleminde efektlerin
yanlış ya da hatalı şekilde işlenmesi izleyicide kötü bir etki bırakabilir.
Filmdeki tüm mavi-yeşil perde uygulamaları, üç boyutlu modellerin ve bu
modellerin renkli kaplamalı en son hali gibi birçok yerde dijital kurgu işlemi
kullanılmıştır. İncelenen filmde dijital kurgu işlemlerinde gözle görülür bir
yanlışlığa rastlanmamıştır. Bu da filmin dijital kurgu işlemlerinin başarılı
bir şekilde yapıldığının göstergesidir.

3.2.3.5 Rotoscoping (
Rotoskop)

            Rotoskop tekniğinin kullanım
alanları daha çok  görüntüdeki herhangi
bir nesne ya da insanı filmden ayırıp başka bir görüntüye monte etmek,
oyuncunun yüzündeki bir sivilcenin silinmesi, belirli bir bölgede yapılacak
manipülasyonlar ya da yeşil perde kullanılan sahnelerde  çıkarılması gereken sahnelerin silinmesine
kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Rotoskop genel olarak bir videodan
herhangi bir şeyin çıkarılmasına dayalı bir görsel efekt uygulamasıdır. Filmin 00:21:40’ıncı
dakikasında yer alan nükleer füze patlamasındaki sahnesinde, Fotoğraf 57’da iki
resim gösterilmiştir. Original Plate yazan filmin efektsiz görüntülendiği
resimde oyuncu Harrison Ford bir tepenin üstünde gökyüzüne bakmaktadır. Yine
aynı sahnenin gösterildiği aşağıdaki resimde ise nükleer patlamanın
gerçekleştiği efektli sahne gösterilmiştir. İki resim arasındaki farka
bakıldığında oyuncu Harrison Ford’un ön planına bir nükleer patlama sahnesi
yerleştirilmiştir. Bu işlem için kompozisyon programlarını kullanan rotoskop
sanatçıları sahne bitene kadar oyuncunun her hareketini kare kare etrafını
çizmektedirler. Bu işlemdeki amaç oyuncuyu sahneden çıkarıp ön planına Fotoğraf
56’da gözüktüğü gibi nükleer patlama yerleştirebilmektedirler. Oyuncuyu
sahneden çıkardıktan sonra boş kalan ön plana görsel efekt sanatçıları senaryo
doğrultusunda istedikleri sahneyi yerleştirebilmektedirler.

 

3.2.5.6
Animasyon

Mizansen eleştirisinde
kompozisyon oluşturmak için kullanılan görsel efekt tekniklerinden animasyon,
Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı filminde birçok sahnede kullanılmakla
birlikte en önemli sahnelerinden iki tanesi karınca sahnesi ve filmin son
sahnesindeki dünya dışı varlık olarak görülen uzaylının bulunduğu sahnelerdir.
Bu sahneler sırasıyla filmin 01:27:00 ve 01:49:45 dakikalarında yer almaktadır.
Filmlerde kullanılan animasyon ile çizgi filmlerde kullanılan animasyon
arasında teknik açıdan bir fark olmamakla birlikte birbirlerinden kullanım
amacıyla ayrılmaktadır. Çizgi filmler daha çok karakterlerin spesifik
hareketlerinden ilham alınarak yapılan animasyonlar iken, filmlerde ise daha
çok insan karakterinin birebir kopyası olarak kendisini göstermektedir. .
Karınca sahnesinde olduğu gibi bu karakterde de ilk önce eklemle işleme denilen
rigging aşaması görülmektedir. Daha sonra eklemlemesi yapılan karakterin
animasyon için hazır hale gelmiştir. Son olarak animasyonu hazır hale gelen
karakterin, önceden modellenmiş karakterin üzerine bindirilmesi ya da
giydirilmesi işlemi yapılmıştır. Böylelikle karakter animasyon için hazır hale
gelmiştir. Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı filmindeki bu iki sahne
gerek animasyon gerekse gerçekçilik açısından oldukça başarılı sahnelerdir.

3.3
A.R.O.G. Filminin Mizansen Eleştirisi Yöntemiyle Çözümlemesi

3.3.1 Filmin Konusu

Gora gezegeninde yaşadığı
maceranın ardından, sevdiği kadın Ceku ile birlikte dünyaya dönen Arif, mutlu
bir yaşam kurmuştur ve doğacak çocuğunun tatlı telaşı içerisindedir. Dünyada
mutlu bir hayat geçiren Arif, Gora gezegeninde kendisi için kurulan hain
plandan habersizdir. Logar ve Tihulu evrendeki en büyük düşmanında intikam
almak için Arif’i 1 milyon yıl öncesine göndererek ölümden daha acı veren bir
yöntem bulmuştur. Logar’ın bu planı yüzünden Arif iyilerle kötüler arasındaki
savaşına katılması ile artık tarih serüveni de değişmiş olacaktır. Arif’i zaman
makinesi ile bir milyon yıl önceye gönderen Logar, Arif’in kılığına girmiştir.
Amacı Ceku’yu kandırmak ve G.O.R.A’da onunla birlikte yaşamaktır. Arif geri
dönmenin yolunu ararken, bir yandan da ilkel A.R.O.G’luların medenileşmesi için
çalışır.

3.3.2
Filmin Yapım Aşaması

Yönetmenliğini Ali Taner Baltacı
ve Cem Yılmaz’ın üstlendiği A.R.O.G filminin hazırlık çalışmaları 2007 yılının
ekim ayında başlamıştır.  İç Anadolu ve
Akdeniz bölgelerinden Antalya Kurşunlu bölgesi ve Afyonkarahisar’a bağlı Döğer
ilçesi filmin sahnelerinin çekileceği mekanlar olarak belirlenmiştir. Tasarım
ve uygulamalar 40 kişilik bir dekor ekibi sayesinde inşa edilmiştir. Bu dekor
ekibi A.R.O.G. Köyü ve Arogan Kalesi’ni mekanlarını oluşturmuşlardır. Cem
Yılmaz’ın A.R.O.G. filmi için çizmiş olduğu karakterlerden yola çıkılarak
kostümler ve takılar tasarlanmıştır. Yontma Taş Dönemi’nde yaşadıkları
varsayılan karakterleri saç, sakal, diş, tırnak ve makyaj gibi gerçekçiliği
önem arz eden konularda profesyonel ekiplerle çalışılmıştır. 200 kişilik ekip
ile gerçekleşen çekimler 2008 mayıs ayında Antalya’da başlamıştır. Arif’in
T-Rex dinozoruyla karşılaştığı sahneler Kurşunlu Şelalesinde çekilmiştir. Yine
Arif karakterinin filmde maymunlarla karşılaştığı sahneler için Arjantin’de faaliyet
gösteren El Carimat FX şirketi tarafından yapılan Animatronik maymunlarla çekim
gerçekleştirilmiştir. Afyonkarahisar’da 2 ay boyunca çekimleri süren A.R.O.G.
filminin buradaki çekimleri bittikten sonra İstanbul’a diğer çekimlerin
tamamlanması için geri dönülmüştür. 35 kişilik post prodüksiyon ekibi ile zaman
makinası sahneleri ve tarih öncesi mekan uygulamaları İstanbul’da
gerçekleştirilmiştir. Filmin müziklerine Özkan Uğur ve Nil Karaibrahimgil
katkıda bulunmuşlardır.

3.3.3 Görsel Efektlere Göre Seçilen
Sahnelerin Belirlenen Parametreler Doğrultusunda Çözümlenmesi

Bu  araştırmanın 
uygulama  bölümünde  mizansen 
eleştirisi yöntemiyle 
incelenen  filmde,  mizansen 
öğelerinden  biri  olan 
‘görsel efektler’  ele alınmıştır.
Örnek filmlerde kullanılan görsel efektler, bir anlatım ve etkileme aracı
olarak değerlendirilirmiştir. Bu 
doğrultuda  örneklem  filmler, seçilen sekanslarda aşağıdaki
parametreler bağlamında çözümlenmeye çalışılmıştır;

Bu bağlamda 
araştırmanın uygulama bölümünde mizansen öğelerinden biri olan set
kurulumu ve kompozisyon oluşturmaya yarayan film tekniklerinden görsel efektler
incelenmiştir.

3.3.3.1 Chroma Key

Filmde yeşil perde sahnelerine
çok başvurulan A.R.O.G. filminde kamera arkası görüntülerinden hareketle yeşil
perde sahneleri seçilen zaman kodlarına göre çözümlenmiştir. Filmin 00:14:45
‘in dakikasında Komutan Logar’ın Arif’i bir milyon yıl öncesine göndermesi için
hazırladığı zaman makinası sahnesinde, mizansen eleştirisi yöntemi bağlamında
bakıldığında, yeşil perdenin arkasına yerleştirilmek istenen üç boyutlu
sahnenin oluşturulmasında yeşil renkli dekor elamanlarının etkili olduğu
görülmektedir. Sahne içindeki yeşil halka şeklindeki dekorlar, bilgisayarla
oluşturulmuş, üç boyutlu sahnenin yerleşimi için bir fikir oluşturmuştur.
Böylelikle Arif karakterinin bağlanmış olduğu dekor hakkında da görsel efekt
artistlerine izlenim ve fikir vermiş olmaktadır. Bu yeşil perde ve dekorların
hem Arif’in gösterildiği sahnenin arkasına, hem de Arif’in bağlanmış olduğu
izlenimi verilen üç boyutlu objelerin yerleştirilmesinde katkısı olduğu
görülmektedir.

3.3.3.2 Matchmove (
Hareket Eşleştirme)

Mizansen eleştirisinde kullanılan
sahnelerdeki optik hareketler ve kamera açıları hareket eşleştirme sahnelerinde
önemli bir rol oynamaktadır. Sahneye koyulan işaretçiler mizansenin bir parçası
olmakla beraber sahne çekilerken gerçekleştirilen tilt hareketide mizansenin bir
öğesidir.  A.R.O.G. filminin 00:09:10
dakikasındaki, Komutan Logar’in Arif’i bir milyon yıl önceye göndereceği hangar
sahnesinde aşağıdan yukarıya doğru yapılan kamera hareketinde sonra gösterilen
hangar sahnesinin gerçek görüntüye yerleştirilmesinde matchmove görsel efekt
uygulaması kullanılmıştır. Filmin kamera arkası görüntülerinden hareketle, taş
ocağı sahnesinin öncesi ve sonrası haline bakıldığında, taş ocağının çekilmiş
boş halini gösterilmiştir. Daha sonra sahnenin içine yerleştirilmesi düşünülen
üç boyutlu hali ve sahnenin son hali gösterilmiştir.

3.3.3.3  Dijital Matte Painting (Dijital Mat
Boyama)

Gerçek yaşamda yapılması güç yada
var olmayan mekanların oluşturulmasında matte painting (mat boyama) adı verilen
teknik  kullanılmaktadır. Bu teknik
önceleri cam ya tablo üzerine çizilen resmin, kameranın önüne koyularak çekim
yapılmaktadır.  Filmlerde genellikle arka
planlarda yer bulan matte painting hayal edilmesi zor ya da imkansız mekanların
boyanarak ya da çizilerek, o mekan algısını yaratmada önemli bir özel efekt
uygulamasıdır. Ancak teknolojinin de gelişmesiyle bu tür boyamalar bilgisayar
ortamında hazırlanmaktadır.  Daha hızlı
hazırlanan bu görseller zaman açısından da film yapımcıları için önemli bir
boyama aracıdır. Matte painting günümüzde dijital ortamda yapıldığı için
sinematografide önemli bir görsel efekt uygulamasıdır.

 

 

3.3.3.4
Dijital Birleştirme (Digital Compositing)

Mizansen eleştirisinin
öğelerinden olan kurgu, filmin bütünlüğünün sağlanması bağlamında önemli bir
unsurdur. Teknolojinin ve yazılımların da gelişmesiyle birlikte kurgu işlemi
optik yazıcılardan bilgisayarlı ortamlarda kendine yer edinmiştir. Bu gelişmeler
neticesinde bilgisayarlı kurgu işlemleri daha hızlı ve etkili sonuçlar
vermiştir. Günümüz yazılımlarında dijital kurgu iki çalışma prensibi üzerinde
çalışmaktadır. Bunlar layer ismi verilen katmanlardan oluşan kompozisyon
mantığı ile node ismi verilen düğümlerden oluşmaktadır. Günümüz görsel efekt
şirketleri dijital kurgu programları olarak daha çok node tabanlı yazılımlarla
çalışmaktadırlar. Bundaki en büyük sebep kurgu esnasında biriken yükün alınması
ve hızlı bir sonuçlar vermesindendir. A.R.O.G. filminde kamera arkası
görüntüler incelendiğinde hem layer hem de node tabanlı yazılımlar
kullanılmıştır. Filmin 00:13:25’inci dakikasında yer alan oyuncu Cem Yılmaz’ın
sesinin bir cihazla değiştirdiği sahnede dijital kurgu işlemi kullanılmıştır.

3.3.3 .5Rotoscoping
(Rotoskop)

Mizansen eleştirisinin görsel
düzenleme öğesi üzerinden A.R.O.G. filmindeki rotoskop sahneleri kamera arkası
görüntülerinden hareketle Fotoğraf 74’de gösterilmiştir. Filmin 00:15:45’inci
dakikasında geçen sahnede, Arif karakterinin ön planına bir milyon öncesi
görünümü vermek amacıyla dinozorların ön plana koyulması için rotoskop görsel
efekt tekniğinden faydalanılmıştır. Buradaki amaç Arif karakterinin çevresini
bir siluet şeklinde kare kare her hareketini etrafında kapalı bir çizgi halinde
çizer gibi ön plandaki karakteri arka plandan ayırmaktır. Bundaki amaç arka
plana koyulmuş olan dinozorları Arif karakteri ve sağ planda duran dağdan
ayırmaktır.

3.3.3.6 Animasyon

Mizansen eleştirisinde
kompozisyon oluşturmaya yarayan görsel efekt tekniklerinden animasyon, A.R.O.G.
filminde de oldukça sık yer almıştır. En önemli sahnelerinden ikisi dinozor ve
arı sahneleridir. Filmde üç boyut destekli animasyonlar 00:20:50 ile  00:23:25 dakikalarında bulunmaktadır. Dinozor
sahnesinde Arif karakterinin dinozorla karşılaşmasında oluşturulan bu
kompozisyonda, üç boyutlu animasyona yer verilmiştir. Bu animasyon tekniğinde
iskelet ve kas sistemi animasyon tekniğinin birincil önceliğidir. Animasyondaki
amaç, gerçek bir hayvanın, insanın ya da herhangi bir nesnenin benzer hareket
ve duygularını vermektir. Animasyon gerçek hayata ne kadar uygunsa yapılan
işlem bir o kadar başarılı demektir. Dinozor sahnesi yapılan gerçekçi görsel
efektlerden dolayı umut vaat eden görsel efektlerdendir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

1895’te The Execution Of Mary
Stuart ( Kraliçe Mary Stuart’in İdamı) ile başlayan görsel efekt serüveni,
sinemanın gelişmesi ve izleyiciyi etkileme çabaları nedeniyle sürekli gelişen
bir çizgi içinde ilerlemiştir. Çalışmada özel ve görsel efektlerin tarihi
gelişimi, teknolojinin de gelişmesiyle birlikte yapılan filmlerin kalitesinde
yükselme olduğu gözükmektedir. Teknolojik değişim sinema üzerinde etkili olsa
da bu arzların gelişmesinde en büyük katkı insanların ihtiyaçlarıdır.

Bu ihtiyaçların değerlendirilmesinde şimdi olduğu gibi
1980’lerde de Avrupa ve Hollywood sineması, görsel efektlerin ve teknolojilerin
gelişmesinde bu işin öncüsü olmuşlardır. 1990’ların sonu 2000’lerin başlarında
optik yazıcılar yerini bilgisayarlara bırakmıştır. Böylelikle istenilen
sonuçlar bir önceki sisteme göre daha kaliteli görsel efektler ortaya
koymuştur. Gerçekçilik anlayışı ve efektlerin kolay yapılabilmesi yönetmen ve
yapımcıların da heyecanlanmasına yol açmıştır.

Türk Sineması’nda Eşkıya filminin bir milat olarak kabul
edildiği 1996 yıllarda bile görsel efekt kullanımı hemen hemen hiç olmamıştır.
Bilgisayar kullanımının yoğun olduğu 2000’li yılların başında dahi görsel
efektli filmler Türk Sineması’ndaki raflarına girememiştir. 2004 yapımı olan
G.O.R.A efektlerin kullanımı açısından Türk Sineması’nda bir çığır açmıştır
ancak bu film bile Hollywood film kalitesine yaklaşacak kadar iyi bir yapım
olamamıştır. Ancak Türkiye şartlarında Cem Yılmaz’ın yaptığı bu girişimler Türk
Sineması’nın gelişmesinde büyük bir etkiye sahiptir. Türk Sineması, günümüz
efektli filmleri göz önüne alınırsa daha çok görsel efekte dayalı filmlere
ağırlık vermiştir. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi de maliyetlerin daha
ucuza gelmesidir. Bir tarihi dekorun köpük ya da straforlarla yapılıp stüdyo
ortamına aktarılması, bilgisayarla yapılmasından daha maliyetli olacaktır. Bu
yüzden Fetih 1453’ de dahil olmak üzere daha çok sanal stüdyolarına üzerine üç
boyutlu animasyon üzerine bindirilen sahneler koyulmaktadır. Ancak bu gerçeklik
algısını kötü yönde etkilemekte ve seyirci de bunu anlamaktadır. Bu yüzden
filmlerde dekor da çok önemli bir unsurdur. İnsan eliyle yapılan dekor ve
minyatürler görsel efektlerle birleştiğinde gerçeklik algısını da bu oranda
yükseltmiş olmaktadırlar.

Çalışmada özel efekt ve görsel efekt ayrımı yapılarak
literatürde yapılan anlam kargaşasını da açıklık getirilmiştir. Bazı akademik
kaynaklarda görsel efekti özel efektin içine alarak aynı kategoride
gösterilmiştir. Ancak yapılan araştırmada her ikisinin de birbirinden farklı
olduğu çalışmada açıklanmıştır. Görsel efektler daha çok bilgisayar ortamında
yapılan efektler olarak bilinmektedir. Özel efektler ise insan eliyle yapılan
minyatür, dekor ya da yaratık gibi maskelerde kullanılan efektler olarak tanımlanmıştır.

Çalışmada çözümlemesi yapılan Indiana Jones: Kristal
Kafatası Krallığı ve A.R.O.G. filmleri aynı yılda yapılmasına ilişkin Hollywood
Sineması ile Türk Sineması arasındaki uçurum olmasa da kalite farkları
görülmektedir. Hem maliyet açısından hem de kullanılan teknik ve uygulamalar
açısından farklılar görülmektedir. Bu farklılar Türk Sinemasında yönetmen ve
görsel efektçilerin hayal dünyasını da kısıtlar nitelikte bir etki
yaratmaktadır. İstenilen görsel efektler ve özel efektler çok maliyetli olunca
çıkarılan sonuçlar istenilen etkiyi vermeyebilmektedir. Bu yüzden elde edilen
sonuç da tatminkar olmamaktadır. Türk Sinemasındaki bu durum maliyetlerin ve
gerekli bilgi ve eğitim standardına ulaşmadan Hollywood Sinemasının kalitesine
ulaşmak zaman alacaktır.

Reklam sektöründe görsel efektlerin başarılı olmasında en
büyük etken kısa süreli olması ve bir daha çekilmeyecek olmasındandır. Genel
görüş reklam filmlerinde kaliteli bir çalışma olduğunu gösterse de halen sinema
sektöründe bu durum maalesef gelişmemiş durumdadır. Indiana Jones: Kristal
Kafatası Krallığı filminde harcanan maliyet 185. Milyon dolar iken A.R.O.G.
filminde 34. Milyon dolardır. Filmin kalitesinde en büyük etken maliyettir.
Maliyetlerin karşılanması ise tek başına yeterli bir etmen değildir. A.R.O.G.
filminde dışarıdan birçok görsel efekt sanatçısıyla çalışılmıştır. Bu yüzden
görsel efekt sanatçılarını yetiştiren bir kurumun olmaması, gerekli teknik
bilginin alınamaması görsel efektlerin kalitesinde en büyük etkenlerden
biridir. Bir Hollywood filminde bir film bittikten sonraki cast’in dört ya da
beş dakika sürmesinde arkasında ne kadar büyük bir ekibin olduğu göstergesidir.
Ancak bu durum hiçbir zaman cast’ın uzunluğu ile filmin kalitesini eş tutmamak
gerekir.

Türk Sinemasında görsel efektlerin dünya standartlarına
gelmesinde öncelikle bütçelerin artırılması ile birlikte kullanılan teknik  ve uygulamaları kullanacak işin eğitimini
almış görsel efekt sanatçılarına ihtiyaç vardır. Bunun için de görsel efekt
tasarımı dersleri veren kurum ve kuruluşlardan eğitim almak gerekmektedir.
Görsel efektlerin bilgisayarla yapıldığı bu çağda genel bir inanış, bütçenin az
olmasından yakınılmasıdır. Ancak görsel efektlerin Hollywood sinemasında olduğu
dünyanın her yerinde aynı yazılımlar kullanılmaktadır. Yazılımlar artık eskisi
gibi uzakta değil, elimizin altındaki fare ile kısa sürede bilgisayarımıza
indirebilmekteyiz. Buradaki soru bu yazılımları kullanabilecek yetişmiş
sanatçılar var mıdır? Kendimize sormamız gereken en önemli soru da budur. Bu yüzden
sanatçıların ya da sanatçı olmak isteyenlerin bu işin doğduğu yerde eğitim
almaları gerekmektedir. Çünkü büyük bütçeli yapımlara girildiğinde
eksiklerimizin görülmesi ve ufkumuzun açılması açısından bu tür uygulamaların
yerinde öğrenilmesi gerekmektedir. Ancak o zaman bizim de kalite açısından
iddialı yapımlar yapmamız mümkün olacaktır. Aksi taktirde Türk Sineması görsel
efekt açısından yavaş ilerleyen bir sektör olarak kalmaya devam edecektir.

Çözümlenen A.R.O.G filminde, kamera arkasından hareketle görsel
efektlerin Indiana Jones: Kristal Kafatası 
Krallığı filminden birçok noktada geri kaldığı görülmektedir. Bu gerilik
bütçe ve uygulamaların yetersizliği olarak gözükse de görsel efektlerin
uygulanamayışı ile  ilgilidir. Filmin
maymunlar sahnesinde kullandıkları Animatronik maymunlar, ne kadar gerçekçi
olsa da motion capture adı verilen, gerçek oyuncuların üzerlerine giydikleri
alıcılı elbiseler sayesinde maymun hareketlerini yapan oyuncunun tüm
hareketlerini bilgisayar ortamına aktarıp, gerçeğe en yakın animasyonlar
üretilebilirdi. Tabii ki bu hareketler A.R.O.G. filminde gerçek oyuncular
tarafından animatronik ile yapılmıştır ve maymunların yüz ve mimik hareketleri
uzaktan kumandalı bir aletle kontrol edilmiştir. Ancak günümüz teknolojisinde
maymunların yüz ve mimik hareketleri bilgisayar ortamında yapılmış olsaydı daha
gerçekçi bir etki bırakılabilirdi. Ancak motion capture gibi büyük bütçeli bir
sistemin kurulumu ve onun kullanımı için bilgi sahibi bir kullanıcının da
olması gerekmektedir. Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı filmi büyük bir
bütçeli film olması filmin gerek görsel efektleriyle gerekse  özel efektleriyle başarısını filmin her
sahnesinde kendini göstermiştir. Kullanılan teknikler, uygulamalar, büyük
platolar, devasa maket ve minyatürler sayesinde filmin görsel şova
dönüştürmüştür. Filmin başarısında bütçe önemli bir yere sahiptir. Ancak ne
kadar bütçe büyük olsa da görsel efektlerin yapımında bilgili bir efekt
şirketinin olmaması tüm işleri terse çeviren bir hale sokabilir. Bu yüzden görsel
efekt işlerinin gidişatı için görsel efekt süpervizörü ile yönetmen arasında
iyi bir diyaloğun olması gerekmektedir. Yönetmen filmle ilgili yapmak
istediklerini görsel efekt süpervizörüne dile getirir, görsel efekt süpervizörü
de yönetmenden aldığı bilgiyi görsel efekt sanatçılarına anlatarak filmde ne
gibi efektlerin yapılması gerektiğini onlara anlatır.  Yurtdışında bilgi alışverişi bu döngü
içerisindedir. Ancak Türkiye’de bu döngü maalesef böyle işlememektedir.
Yönetmeni yönlendirecek bir süpervizörün olmaması filmin efektlerinin çekimini
felakete sürükleyecek bir sürecin başlamasına sebep olabilir. Çekilen sahnenin
daha sonra tekrar çekilmesi zor olacağından süpervizörün geçmiş tecrübelerinden
yönetmen faydalanarak, güzel bir iş çıkarmak için yardım etmesi gerekmektedir.

Görsel efektler yönetmen ve yapımcıların ilgisini çekmekle
kalmamış daha fazlasını isteyen seyircilere yönelik yeni fikirlere ihtiyaç
duymuşlardır. Sinema sektörünün gelişmesinde en büyük etmen de seyircilerin
ihtiyaçlardır. Teknoloji dünyası ve gelişimi insanların ihtiyaçlarından
doğmaktadır. Görsel efektlerin Türk Sineması’na hem anlatım yönünden hem de
bütçe açısından yönetmen ve yapımcılara iyi yönde etkileri vardır. Yönetmen
artık hayal güçlerindeki dünyayı oluşturmada görsel efektlerden faydalanmakta,
anlatmak istediğini seyircilere daha iyi aktarabilmektedir. Görsel efektlerin
kalitesi izleyiciye bazen anlatım açısından etkili olarak gözükebilirken bazen
de bu ters etki yaratabilmektedir. Bu etkiyi bir anlatım aracı olarak verilmek
istenildiğinde görsel efektlerin en iyi şekilde icra edilmesi gerekmektedir.
Ancak bu aktarım görsel efektlerin uygulama açısından kalite bir ürün ortaya
koymadıkça yönetmen de seyirciye vermek istediğini tam olarak aktaramaz. Bu
yüzden görsel efektlerin kalite ve yönetmenin istediğini vermek için bu iş
uzman ekiplerle çalışması gerekmektedir.

Görsel efektler açısından yaşanan bütçe sıkıntılarına rağmen
son yıllarda Türk Sineması’nda birçok film çekilmektedir. Globalleşen dünyada
teknolojiden nasibini alan Türk Sineması son yıllarda umut vaat eden çalışmalar
üretmektedir. Ancak efektlerin uygulama aşamasında koordine edecek bir ekibin
ya da süpervizörlerin olmaması bu durumu zora sokacaktır. Bu yüzden ileride
yapılacak hataların önüne geçilebilmesi adına görsel efekt süpervizörlüğünün
yaygınlaşması, yönetmen ile efekt amirinin etkili bir şekilde iletişimde
olmaları gerekmektedir.

Görsel efektli sahneler yönetmenlerin ve yapımcıların hayal
güçlerini zorladığı bir alan olsa da, Türkiye’de maalesef gereken önemi
görememiştir. Yapımcı ve yönetmenlerin görsel efektli filmlerin daha karlı bir
yatırım olarak görmeleri, Türkiye’de de bu sektörün önü açılabilir. Böylelikle
gereken iş istihdamı da sağlanmış olur. Türkiye’de yönetmen ve yapımcıların
görsel efekt şirketlerine ya da sanatçılarına istenen işin güzel sonuçlanması
için zaman ve imkan vermeleri gerekmektedir. Aksi taktirde istenen sonuç iç
açıcı olmayacaktır.

Hollywood’un bu sektörde başarılı olmasındaki en büyük
sebeplerden bir tanesi de teknolojik gelişmelere çok açık bir durumda
olmalarındandır. Hatta bunu bir adım daha ileriye götürüp efektler için
kendilerine teknoloji üreten bir hale gelmişlerdir. Ne yazık ki Türk Sineması
sektöründe böyle bir durum söz konusu değildir. Sürekli dışa bağımlı bir teknoloji
alışverişi içerisindedir. Ne zaman Türk Sineması kendi teknolojisini üreten bir
sektör haline gelinirse, Türk Sineması ve görsel efekt sanatçılarının da bu
sektörde söz sahibi olmaması için hiçbir engel yoktur.

 

KAYNAKÇA

Can, Aytekin (2005). Kısa
Film
, Konya: Tablet Kitapevi.

Dobbert, Tim (2005).  Matchmoving: The Invisible Art of Camera
Tracking
, A.B.D: Sybex.

Doğru, Mehmet Sefa (2013). Sinema Yapimlarinda Görsel Eğretileme Ve Anlatim Araci Olarak Işik:
Kara Film Örneği
, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, Konya.

Fielding, Raymond (1985). The Technique Of Special Effects Cinematography, London: Focal
Press.

Finch, Christopher (1984). Special Effects: Creating Movie Magic,  New York: Abbeville Press

Filmsite;  “Geroges
Méliès”, www.filmsite.org/visualeffects1.html Erişim Tarihi: 10.10.2016.

Herdem, Abdulhakim (2010). Bilgisayar Destekli Görsel Efekt Tasarımı ve Sinemaya Etkileri,  Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya.

Hornung, Erica (2010). The
art and Technıque ofMatchmovıng: Solutions for the Vfx Artist
, A.B.D: Focal
Press

Imdb, “The Execution Of Mary Stuart”, www.imdb.com/title/tt0132134/Erişim
Tarihi: 02.01.2012,

Jeffery, A.Okun ve Zwerman, Susan (2010). The VES Handbook of
Visual Effects
. A.B.D.: Focal Press.

Kabadayı, Lale (2013). Film
Eleştirisi: Kuramsal Çerçeve ve Sinemamızdan Örnek Çözümlemeler
. İstanbul:
Ayrıntı Yayınları.

Mitchell, Miller. (2004). Visual Effects for Film and Television (First Published). A.B.D.:
Focal Press

Netzley, Patricia  (2000). 
Encyclopedia of Movie Special
Effect
.  A.B.D.: Oryx

Parsa, Alev, Akçora, Elçin (2016). “Dijital sinemada yeni
anlatım formları: Görsel Efektler”. 1.
Uluslararası Görsel Sanatlar ve Estetik Sempozyumu
, pp: 219-240.

Rickitt, Richard (2007). Special Effects: The History and Technique, NewYork: Bilboard
Books.

Ryu, Jae Hyung (2007) “Reality
& Effect: A Cultural History of Visual Effects
”, A Dissertation
Submitted in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of Doctor
of Philosophy, Georgia State University, College of Arts and Sciences, Atlanta.

Santure, Steven (2007). Rotoscoping: Animastion at it’s
Finest, Special Assignment Paper, pp.1-2.

Siena, Pierfilippo. (2006). A History of Matte Painting, 2D Artist, 24-25.

Şenler, Filiz (2005). Animasyon Tarihi, Teknikleri ve
Türkiye’deki Yansımaları, Hacettepe
Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları
, Sayı:3  s.100-101.

Zinderen, İbrahim Ethem (2012). Türk Sinemasında Özel Efekt Uygulamaları, Atatürk Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Ensititüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum.

Wikipedia;  “Optical
Printer”, https://en.wikipedia.org/wiki/Optical_printer Erişim Tarihi:
10.10.2016.





































































































































































































































































































































































































 

References

  • Can, Aytekin (2005). Kısa Film, Konya: Tablet Kitapevi. Dobbert, Tim (2005). Matchmoving: The Invisible Art of Camera Tracking, A.B.D: Sybex. Doğru, Mehmet Sefa (2013). Sinema Yapimlarinda Görsel Eğretileme Ve Anlatim Araci Olarak Işik: Kara Film Örneği, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya. Fielding, Raymond (1985). The Technique Of Special Effects Cinematography, London: Focal Press. Finch, Christopher (1984). Special Effects: Creating Movie Magic, New York: Abbeville Press Filmsite; “Geroges Méliès”, www.filmsite.org/visualeffects1.html Erişim Tarihi: 10.10.2016. Herdem, Abdulhakim (2010). Bilgisayar Destekli Görsel Efekt Tasarımı ve Sinemaya Etkileri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya. Hornung, Erica (2010). The art and Technıque ofMatchmovıng: Solutions for the Vfx Artist, A.B.D: Focal Press Imdb, “The Execution Of Mary Stuart”, www.imdb.com/title/tt0132134/Erişim Tarihi: 02.01.2012, Jeffery, A.Okun ve Zwerman, Susan (2010). The VES Handbook of Visual Effects. A.B.D.: Focal Press. Kabadayı, Lale (2013). Film Eleştirisi: Kuramsal Çerçeve ve Sinemamızdan Örnek Çözümlemeler. İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Mitchell, Miller. (2004). Visual Effects for Film and Television (First Published). A.B.D.: Focal Press Netzley, Patricia (2000). Encyclopedia of Movie Special Effect. A.B.D.: Oryx Parsa, Alev, Akçora, Elçin (2016). “Dijital sinemada yeni anlatım formları: Görsel Efektler”. 1. Uluslararası Görsel Sanatlar ve Estetik Sempozyumu, pp: 219-240. Rickitt, Richard (2007). Special Effects: The History and Technique, NewYork: Bilboard Books. Ryu, Jae Hyung (2007) “Reality & Effect: A Cultural History of Visual Effects”, A Dissertation Submitted in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of Doctor of Philosophy, Georgia State University, College of Arts and Sciences, Atlanta. Santure, Steven (2007). Rotoscoping: Animastion at it’s Finest, Special Assignment Paper, pp.1-2. Siena, Pierfilippo. (2006). A History of Matte Painting, 2D Artist, 24-25. Şenler, Filiz (2005). Animasyon Tarihi, Teknikleri ve Türkiye’deki Yansımaları, Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları, Sayı:3 s.100-101. Zinderen, İbrahim Ethem (2012). Türk Sinemasında Özel Efekt Uygulamaları, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ensititüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum. Wikipedia; “Optical Printer”, https://en.wikipedia.org/wiki/Optical_printer Erişim Tarihi: 10.10.2016.
Year 2017, Volume: 2 Issue: 2, 189 - 209, 30.11.2017

Abstract

References

  • Can, Aytekin (2005). Kısa Film, Konya: Tablet Kitapevi. Dobbert, Tim (2005). Matchmoving: The Invisible Art of Camera Tracking, A.B.D: Sybex. Doğru, Mehmet Sefa (2013). Sinema Yapimlarinda Görsel Eğretileme Ve Anlatim Araci Olarak Işik: Kara Film Örneği, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya. Fielding, Raymond (1985). The Technique Of Special Effects Cinematography, London: Focal Press. Finch, Christopher (1984). Special Effects: Creating Movie Magic, New York: Abbeville Press Filmsite; “Geroges Méliès”, www.filmsite.org/visualeffects1.html Erişim Tarihi: 10.10.2016. Herdem, Abdulhakim (2010). Bilgisayar Destekli Görsel Efekt Tasarımı ve Sinemaya Etkileri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya. Hornung, Erica (2010). The art and Technıque ofMatchmovıng: Solutions for the Vfx Artist, A.B.D: Focal Press Imdb, “The Execution Of Mary Stuart”, www.imdb.com/title/tt0132134/Erişim Tarihi: 02.01.2012, Jeffery, A.Okun ve Zwerman, Susan (2010). The VES Handbook of Visual Effects. A.B.D.: Focal Press. Kabadayı, Lale (2013). Film Eleştirisi: Kuramsal Çerçeve ve Sinemamızdan Örnek Çözümlemeler. İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Mitchell, Miller. (2004). Visual Effects for Film and Television (First Published). A.B.D.: Focal Press Netzley, Patricia (2000). Encyclopedia of Movie Special Effect. A.B.D.: Oryx Parsa, Alev, Akçora, Elçin (2016). “Dijital sinemada yeni anlatım formları: Görsel Efektler”. 1. Uluslararası Görsel Sanatlar ve Estetik Sempozyumu, pp: 219-240. Rickitt, Richard (2007). Special Effects: The History and Technique, NewYork: Bilboard Books. Ryu, Jae Hyung (2007) “Reality & Effect: A Cultural History of Visual Effects”, A Dissertation Submitted in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of Doctor of Philosophy, Georgia State University, College of Arts and Sciences, Atlanta. Santure, Steven (2007). Rotoscoping: Animastion at it’s Finest, Special Assignment Paper, pp.1-2. Siena, Pierfilippo. (2006). A History of Matte Painting, 2D Artist, 24-25. Şenler, Filiz (2005). Animasyon Tarihi, Teknikleri ve Türkiye’deki Yansımaları, Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları, Sayı:3 s.100-101. Zinderen, İbrahim Ethem (2012). Türk Sinemasında Özel Efekt Uygulamaları, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ensititüsü Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum. Wikipedia; “Optical Printer”, https://en.wikipedia.org/wiki/Optical_printer Erişim Tarihi: 10.10.2016.
There are 1 citations in total.

Details

Journal Section Makaleler
Authors

Mustafa Evren Berk

Publication Date November 30, 2017
Published in Issue Year 2017 Volume: 2 Issue: 2

Cite

APA Berk, M. E. (2017). DÜNYA SİNEMASINDA GÖRSEL EFEKTİN GELİŞİMİ: TÜRK SİNEMASINDAKİ UYGULAMALARI. İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (İNİF E-Dergi), 2(2), 189-209.