II. Dünya Savaşı’ndan sonra
özellikle 1960’lı yıllardan sonra dünyada bölgesel ekonomik birleşmelere
yönelik hareketler giderek yaygın hale gelmeye başlamıştır. Bu oluşumlar
1980’lerden sonra daha da belirgin bir biçimde kendini göstermeye başlamıştır.
Ekonomik birleşmelerin temelinde ticaretin serbestleştirilmesi yatmaktadır.
Uluslararası ekonomik birleşmelerin amacı, ülkeler arasında başta mal ve hizmet
ticaretine konan engelleri ortadan kaldırmak veya asgari düzeye indirmektir.
Zaman içinde 2 yönde gelişen bu oluşumlarda; bölgeselleşme ve evrenselleşme
hareketleridir.
Konuya ABD açısından bakılacak
olursak, önemli bir bölgesel ve ekonomik hareketin içinde yer aldığı
görülmektedir. Üye ülkelerin arasındaki ticareti yeniden düzenleyerek yeni
avantajlar elde etmek amacıyla ABD ve Kanada arasında (STA) 1992 yılında
anlaşma yapılmış daha sonra 1994 yılında Meksika da katılarak Amerika Serbest
Ticaret Anlaşması (NAFTA) adı altında faaliyete geçmiştir. 2008 yılında yaşanan
ekonomik krizin ardından, ABD ekonomisindeki yavaşlama ve istihdam yaratma
isteği ve yine Avrupa’da görülen ekonomik durgunluk, tarafları 2011’de de bir
araya getirmiştir. AB-ABD Zirvesinde, küresel ekonomik krizden sarsılan AB ve
ABD’de büyümeyi canlandırmak ve istihdam yaratmak için en iyi çözümün 2 bölge
arasında kapsamlı bir STA oluşturarak ticaret ve yatırım ilişkilerinin
güçlendirilmesi olacağı kararı alınmıştır.
Ancak bilindiği gibi ABD
başkanlık seçimlerinde iktidara gelen Cumhuriyetçi partinin başkan adayı olan
Donald Trump’ın her türlü serbest ticaret anlaşmalarına karşı mesafeli durduğu
hatta anlaşmalara karşı çıktığı, adaylık döneminde olduğu gibi başkan olduktan
sonrada dile getirdiği görülmektedir. Tarihsel süreç içinde Amerikan dış
politikasında uluslararası sistem değişikliği bir vizyon arayışını beraberinde
getirdiği söylenebilir.
Bir diğer nokta gelinen bu
süreçte ABD politikasının girişimcilik özelliklerine nasıl etki edeceği
konusudur. Bilindiği gibi, küreselleşen dünyada girişimciler sınır tanımaz bir
şekilde işletme kurma, pazar paylarını genişletme ve/ veya yeni pazarlara
açılma dürtüsü ile dış çevredeki fırsatları yakalama gayreti ile sahip oldukları
finansmanı riske ederek kar elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Bu bağlamda,
girişimciler küresel koşullardaki değişimlerden etkilenirler. Son dönemlerde
dünyada görülen politik değişimlerin de sözü edilen küresel koşulları
etkilemekte olduğu açıkça görülmektedir. Bu çerçevede, çalışmanın temel
amacı ABD Başkanlık seçimlerinde yönetime gelen Donald
Trump’ın politikaları kapsamında STA’ların durumuna genel bir bakış açısıyla ele
aldıktan sonra, uluslararası çerçevede faaliyet gösteren yöneticilerin/ girişimcilerin
girişimci niteliklerine olan etkilerine yönelik algılarının belirlenmesidir.
Hazırlanan anket formu uluslararası çapta faaliyet gösteren firma yöneticileri/
girişimcileri kapsamında uygulanmıştır. Araştırma sonucunda ABD’de bu konular
çerçevesindeki vizyon değişiminin uluslararası çerçevede kar elde etme, risk
alma, fırsatları yakalama gibi girişimci niteliklerini etkilediği sonucuna
ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 6 Sayı: 1 |
İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.