Ayrımcılığın bir ifadesi olan etnosentrizm kavramı, “benzer olmayanlardan hoşlanmama”ya işaret eden kültürel bir fenomendir. Kelime anlamı, ‘ırk-merkezcilik’ olan etnosentrizm, ‘bireyin kendi kültürünü ve yaşam tarzını diğer insanlardan üstün görme eğilimi’ olarak tanımlanmaktadır. Etnosentrizm, bir olay ya da durumun diğer toplumlardaki yapılma biçiminin, kendi toplumundaki yapılma biçiminden daha geri olduğunu varsaymaktadır. Bu çalışma, Danimarkalı senarist-yönetmen Anders Thomas Jensen’in seçim günü oy kullanmakta geciken bir adamın seçim merkezine ulaşma sürecinde bindiği taksilerde, farklı etnik kökenlerdeki taksi şoförleriyle yaşadığı etnosentrik tartışmaları odağına taşıyan Seçim Gecesi (Valgaften [Election Night], 1998) filmini, mizansen eleştirisi bağlamında incelemektedir. Sahneye koymak anlamına gelen ve bir tiyatro kavramı olan mizansen, sinemada ise kameranın görüş alanındaki mekanın yönetmen tarafından film anlatısına göre organize edilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu organizasyon, senaryo metninin görsel-işitsel bir anlatıya dönüşmesi sürecinde yönetmenin stilini açığa çıkaran tercihler bütünüdür. 1999 Akademi Ödülleri’nde En İyi Kısa Film Oscarı’nı kazanan Seçim Gecesi’nde Jensen’in kullandığı mizansen; oyunculuk, mekan, kamera açısı, aydınlatma ve ses tasarımı ögeleri, sistematik bir yaklaşım dahilinde ele alınmış; mizanseni oluşturan ögelerin işlevleri ile film anlatısına hangi açılardan katkı sundukları irdelenmiştir.
The concept of ethnocentrism, which is an expression of discrimination, is a cultural phenomenon that refers to the dislike. Ethnocentrism, which literally means 'race-centrism', is defined as 'the tendency of the individual to see her/his own culture and lifestyle superior to other people'. Ethnocentrism assumes that the way an event or situation is done in other societies is more backward than the way it is done in its own society. This study analyzes the Danish screenwriter-director Anders Thomas Jensen's movie Election Night (Valgaften, 1998), which focuses on ethnocentric discussions with taxi drivers of different ethnic origins, in the taxis of a man who is delayed in voting on the election day, in the context of mise-en-scene criticism. Mise-en-scene, which means putting on stage and is a theater concept, can be considered as the organization of the space in the camera's field of view by the director according to the film narrative in cinema. This organization is a set of preferences that reveal the director's style in the process of transforming the script text into an audio-visual narrative. The mise-en-scene Jensen used on Election Night, which won the Best Short Film Oscar at the 1999 Academy Awards; acting, location, camera angle, lighting and sound design elements were handled within a systematic approach; The functions of the elements that make up the mise-en-scene and how they contribute to the narrative of the film are examined.
Ethnocentrism Racism Mise-en-Scene Criticism Election Night (Valgaften) Anders Thomas Jensen
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | November 15, 2021 |
Acceptance Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 2 |
International Journal of Cultural and Social Studies