Tanrı-âlem ilişkisini açıklamak üzere felsefe tarihinde farklı görüşler öne
sürülse de klasik dönemde öne çıkan en önemli varsayım sudûr teori
si olmuştur. İslâm felsefesinin olgunluk dönemi olarak kabul gören İbn
Sînâ sonrası dönemde ismine az rastlanan bir düşünür olan Batalyevsî
üzerinde daha çok Fârâbî ve İhvân-ı Safâ’nın etkisi görülmektedir.
Batalyevsî’nin el-Hadâik adlı felsefî eseri ile, Yeni Eflâtuncu sudûr tasav
vurunun Endülüs’te yayılmasını sağladığı görülmektedir. Böylece özellikle
de negatif teoloji, sudûr, İlk Sebep ismiyle önce çıkan bir Tanrı algısı gibi
meselelerde XII. yüzyıl sonrası yahudi din felsefesine ciddi tesirinin oldu
ğu anlaşılmaktadır. Bu makale İslâm felsefesinin klasik dönem sonrası
Endülüs’te ortaya çıkan ve çağdaş dönemde ihmal edilen bir ismi olan
Batalyevsî’yi ve onun el-Hadâik adlı felsefî eserindeki sudûr telakkisini
klasik dönem İslâm filozoflarının düşünceleriyle mukayeseli bir şekilde ele
almayı hedeflemektedir.
There are several expositions to explain the correlation between God
and Universe in the history of philosophy. However the most prominent
one is the emanation theory. al-Hadâiq of Batalyevsî is one of the main
causes of spread the emanation theory of new platonism in the Andalucía.
Batalyevsî was an exceptional thinker of Islamic philosophy in the post
İbn Sina era and influenced by Fârâbî and Ikhwân-ı Safâ greatly. He had
remarkable effect on Jewish philosophy of religion after XII. century by
promoting the concept of God as negative theology, emanation and First
Cause. This article aims to approach to Batalyevsî’s thought on the matter
of emanation in his al-Hadâiq by comparison with the thoughts of Islamic
philosopher on the classical era.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 30, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 7 Issue: 1 |
Journal of Islamic Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).