This article examines the effects of new technologies that emerged in the 21st century on security and thus on the battlefield. The battlefield, the actors in war and conflict, and the threat perception have changed drastically with both the technology and the socio-political effects of globalization. In such an environment, the countries that want to be strong in the international political, economic and political arena and aim to protect their national interests, always want to be ready for all kinds of threats besides conventional wars and threats and to develop technology in order to gain a share in defense industry with a large market and to import military applications. The military, which is the guarantee of the security of the countries, uses the new technology in order to minimize the damage to himself and to give maximum damage to the enemy.
Bu makale 21. yüzyılda ortaya çıkan yeni teknolojilerin güvenlik ve dolayısıyla muharebe sahasındaki etkilerini incelemektedir. Muharebe sahası, savaş ve çatışmalardaki aktörler ve tehdit algısı hem teknoloji hem de küreselleşmenin getirdiği sosyo-politik etkilerle büyük ölçüde değişime uğramıştır. Böyle bir ortamda uluslararası politik, ekonomik ve siyasi arenada güçlü olmak isteyen ve milli çıkarlarını korumayı amaçlayan ülkeler konvansiyonel savaşların ve tehditlerin yanında her türlü tehdide karşı her zaman hazır olmak istemekte ve büyük bir pazara sahip savunma sanayiinde pay elde edebilmek için teknolojinin geliştirilmesi ve askeri uygulamalara ithal edilmesi için yoğun gayret sarf etmektedirler. Ülkelerin güvenliğinin teminatı olan askerler yeni teknolojiden savaş ortamında hem en az derecede zarar görmek hem de düşmana azami hasarı vermek için yeni teknolojiyi kullanmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 7 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 4 Sayı: 2 |