Abstract
Tiyatro sanatının başladığı zamanlarda bütün ehemmiyet eserle sanatkâra verilir, sahne ve dekora kimse bakmazdı. Git gide eserin muhiti de tesirde büyük bir amel olacağı düşünüldü. Sahneyi tabi ki hayattaki muhit gibi tanzim ettiler. Bir odayı bir ormanı hakikat gibi resmettiler. Hatta kütükler, ağaçlar, çiçekler, kapılar, pencereler hep hakikatte olduğu gibi yapıldı. On-yedi sene kadar evvel Darülbedayi’yi ıslah için Fransa’dan davet edilen meşhur tiyatro müdürü Antuan bu hususta en ileri gidenlerden biri olmuş; sahneye icabına göre hakiki taşlar, hakiki atlar ve hakiki su koymak derecesine kadar çıkmış ve bu ‘realist’ mesleğinin en büyük mürevviçlerinden bulunmuştu.