Yüzyıllardır,
baskı tekniği olarak matbaacılıkta ve ifade aracı olarak sanat alanında
kullanılan gravür, sanatçıların eserlerinin daha çok kişiye ulaşması,
eserlerinin çoğaltılması için geliştirilen bir yöntemdir. Gravürler, sanat
değerlilerinin yanı sıra yapıldığı dönemdeki doğal çevreyi, kültürel ve sosyal
hayatı yansıtarak değişimleri bize göstermekte ve önemli birer belge niteliği
taşımaktadırlar.
Türkiye’de
sanat eğitiminde ve özel sanatçı atölyelerinde uygulanan gravür tekniklerinde
geleneksel yöntemlerin kullanıldığı dikkat çeker. Bu geleneksel baskı resim
tekniklerinin ve malzemelerinin sağlığı tehdit eden zararlı etkilerinin olduğu
yapılan araştırmalarda ispatlanmıştır. Özellikle geleneksel yöntemlerde
kullanılan, plaka koruyucu olarak kullanılan asfalt verniği ve aşındırma için
kullanılan nitrik asidin sağlık problemlerine yol açtığı ve ileri aşamalarda
kansere ve ölüme neden olacak kadar ciddi tehdit oluşturduğu bilinmektedir.
Bu
araştırmada, plaka yüzeyini korumak için kullanılan astarla ilgili denemelerde
polizolan ve talens sıvı maskeleme film kullanılarak başarılı sonuçlar elde
edilmiştir. Aşındırıcı olarak nitrik asit yerine çinkoda tuz sülfat aşındırıcı,
bakırda edinburg aşındırıcı kullanılabileceği görülmüştür. Farklı teknikler
olarak spreyli aquatinta, şekerli çini, kollagrafi, karborundum ve chine colle
gibi toksik olmayan teknikler denenmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Sanat
eğitimini tercih eden gençlerimiz, eğitim sürecinde olmaması gereken zararlı ve
kanserojen maddelerle çok erken yaşlarda karşı karşıya gelmektedir. Buna engel
olabilmek için de eğitim sürecinde uygulanan tekniklerin ve malzemelerin toksik
olmayanlarla yer değiştirmesi ivedilik arz etmektedir.
Bölüm | Görsel ve Plastik Sanatlar / Visual and Plastic Arts |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 8 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 16 |