Ülkemiz coğrafyası birçok medeniyete ev
sahipliği yapmakla kalmamış kültür varlığı açısından da dünyanın en zengin
mirasına sahip olmuştur. Bu miras, genç sanatçıları uluslararası düzeye
taşıyabilecek birçok özelliklere sahiptir. Nemrut Dağı bu miraslardan biridir.
Çalışma, bu topluma miras olarak bırakılan Nemrut Dağı Anıtının önemini
irdelemek amacıyla yapılmıştır.
Yazın taraması sonucunda Nemrut Dağı
ile ilgili birçok yayına ulaşılmıştır. Bu yayınlar genellikle turizm,
arkeoloji, müzecilik ile Kültür ve Turizm Bakanlığının koruma amaçlı
“girişimleri” ile ilgili yazılardır. I. Antiochus’un dehasını sadece mevcut
yayınlarla kavramanın mümkün olmadığına inanılmaktadır. Çünkü Nemrut Dağı,
heykeller, tümülüs ve yazıtlar ile birlikte bir bütünün parçalarıdır ve
bütünlük, orayı ziyaret eden insanlarla tamamlanmaktadır. Bu nedenle Nemrut
Dağı ile ilgili bölüm, bilimsel yayınların ışığında, bireysel gözlemlere
dayanmaktadır.
Bu çalışmada ortaya çıkan sonuca göre,
Kommagene Kralı I. Antiochus, yaklaşık 2000 yıl önce, kendisini yaşayan Tanrı
ilan ederek ölümsüzleşmeyi hedeflemiştir; bu amaçla yaptırdığı Tapınak (Anıt
Mezar) aracılığıyla ortaya çıkan bir tür “illüzyon” ile halkını, kendisinin
Tanrı olduğuna inandırmak istemiş ve bunu da başarmıştır. I. Antiochus’un
dehasının, mekan tasarımında ve kullandığı objelere yüklediği “kavramda” saklı
olduğuna inanılmaktadır. Nemrut Dağı ve benzeri kültürel varlıkların verdiği
esinle, batı sanatında Enstalasyon ve Land Art gibi yeni sanatsal yaklaşımlar
ortaya çıktığı halde medeniyetlerin beşiği ülkemizde, Nemrut heykellerine
gösterilen ilgi, onların kopyalarını yapmakla sınırlı kalmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Görsel ve Plastik Sanatlar / Visual and Plastic Arts |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2019 |
Kabul Tarihi | 11 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 19 |