Osmanlı İmparatorluğu’nun ticari ve kültürel açıdan iki önemli merkezi konumunda bulunan İstanbul ve Selanik şehirleri, hızla esen ulusçuluk rüzgarı sonucu kendilerini iki ayrı ulusal devletin içinde bulmuşlardır. Ancak İmparatorluk zamanından kalan çok dilli ve çok kültürlü yapılarını bir anda kaybetmemişlerdir. Bu çalışmanın inceleme konusunu Mario Vitti’nin Doğduğum Şehir. İstanbul 1926-1946 (2010) ve Giorgos Ioannou’nun Yegâne Miras (1974) adlı anı-öykü kitapları oluşturmaktadır. Aşağı yukarı II. Dünya Savaşı yıllarına denk gelen bu anıların, Vitti’de ve Ioannou’da bıraktıkları izler farklıdır. Bir yanda henüz kurulmuş ulusal bir devlet olarak hızla homojen hale gelmeye çalışan Türkiye (İstanbul), diğer yanda İtalya, Almanya ve Bulgaristan’ın üçlü işgali ile mücadele halinde olan Yunanistan (Selanik) vardır. Bu bağlamda yazarların bu iki mekân üzerine hatırladıkları/unuttukları ya da özlem duydukları şeyler farklıdır. Bu çalışmada biri İstanbul’da, diğeri Selanik’te doğup ilk gençlik yıllarını bu mekânlarda geçirmiş olan bu iki yazarın sözü geçen şehirler üzerine kaleme aldıkları anı-öykü kitaplarında neleri hatırlayıp neleri unuttukları, bir mekân olarak İstanbul ve Selanik’in bu anılarda nasıl belirdiği ve sıla özleminin (nostos/nostalgia) bu yazarların hafızalarında bir rol oynayıp oynamadığı incelenmiştir.
The cities of Istanbul and Thessaloniki, two important commercial and cultural centers of the Ottoman Empire, found themselves within two national states as a result of the rapidly blowing winds of nationalism. However, they did not all of a sudden lose their multilingual and multicultural structures inherited from the imperial time. The subject of this study is a critique of two memoirs titled The City where I was Born. Istanbul 1926-1946 (Istanbul nella memoria 1926-1946) written by Mario Vitti in 2010 and The Sole Legacy (Η Μόνη Κληρονομιά) written by Giorgos Ioannou in 1974. These memoirs which approximately coincide with the years of the Second World War left different traces in Vitti and Ioannou. On the one hand, there was Turkey (Istanbul) which was trying to become rapidly homogenized as a newly-established national state, and on the other hand there was Greece (Thessaloniki) which was struggling with the trilateral occupation of Italy, Germany and Bulgaria. In this context, what the authors remember/forget or long for about these two places is different. This study provides an insight into what these two authors — one born and brought up in Istanbul and the other in Thessaloniki — remember and forget in the memoirs and stories they wrote about the aforementioned cities. This study discusses the way Istanbul and Thessaloniki appeared as places in these memories. Furthermore, this study examines whether homesickness (nostos/nostalgia) played a role in the memory of these authors.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 23, 2020 |
Submission Date | September 23, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 |