This study analyzes in a problematic context the manuscript mushafs [written copies of the Qur’an] that have an independent place in Mamluk art. The mushafs that have survived from the 267-year Mamluk dynasty have such rich variety that they can be classified uniquely. In addition, rare examples are found that remain hidden in different museums and libraries around the world. This theoretical study on the Mamluk mushafs is built on two main foundations. The first of these are the factors related to the sociocultural and political environment that were
effective in preparing the Mamluk mushafs. The chaotic environment and changing borders in Islamic geography with the Mongol invasion and the crusades in the middle of the 13th century were effective at shaping Mamluk art, especially their mushaf art. The slave identity of the dynasty that had stood out as a military power and the interest of the members of the dynasty in the art of mushaf enabled the art-patronage relationship of this period to take on a unique character. Another factor shaping the mushaf art in the context of the patronage relationship in the Mamluks was the existence of religious institutional structures such as madrasahs, khanqahs, and tombs and the bipolar state of art that had diversified through Cairo and Damascus. The second pillar of the study is the ornamentation and writing features found in the mushafs. A previously unknown writing style had noteworthily been attempted in the Qur’an as prepared especially for the Baibars. A new style is understood to have become evident in the art of mushaf decoration after the second half of the 14th century under the leadership of Ibrahim al-Amidi, and this style continued alongside the classical style. This theoretical study aims to contribute to research on the Mamluk mushafs in libraries and museums.
Bu çalışmada Memlûk sanatı içerisinde müstakil bir yeri olan el yazması mushaflar problematik düzeyde ele alınmıştır. 267 yıllık Memlûk döneminden günümüze ulaşan el yazması mushaflar farklı sınıflandırmalara tabi tutulacak ölçüde zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bunun yanı sıra dünyanın farklı müze ve kütüphanelerinde halen gün yüzüne çıkarılmamış nadide örnekler mevcuttur. Memlûk mushaflarıyla ilgili kuramsal nitelikteki bu çalışma iki temel üzerine kurgulanmıştır. Bunlardan ilki Memlûk mushaflarının hazırlanmasında etkili olan sosyo-kültürel ve siyasi ortamla ilgili unsurlardır. 13. yüzyılın ortalarında Moğol istilası ve haçlı seferleriyle İslam coğrafyasında yaşanan kaotik ortam ve değişen haritalar Memlûk sanatını ve özelde mushaf sanatının şekillenmesinde etkili olmuştur. Askeri bir güç olarak sivrilen hanedanın kölemen kimliği ve hanedan üyelerinin mushaf sanatına olan ilgileri bu dönemin sanat-patronaj ilişkisinin kendine has bir karaktere bürünmesini sağlamıştır. Memlûklerde mushaf sanatını patronaj ilişkisi bağlamında şekillendiren bir diğer unsur da medrese, hankâh ve türbe gibi dini-kurumsal yapıların varlığı ile Kahire ve Dımaşk üzerinden çeşitlenen sanatın iki kutuplu halidir. Çalışmanın ikinci ayağını mushafların süsleme ve yazı özellikleriyle ilgili tartışmalar oluşturmaktadır. Özellikle Sultan Baybars için hazırlanmış olan Kur’ân nüshasında daha önce bilinmeyen bir yazı tarzının denenmiş olması dikkate değerdir. Mushaf süslemesindeyse 14. yüzyılın ikinci yarısından sonra İbrahim el-Âmidî’nin öncülüğünde yeni bir stilin belirginleştiği ve bu stilin klasik tarzla birlikte devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu kuramsal çalışmanın kütüphane ve müzelerde bulunan Memlûk mushaflarıyla ilgili yapılacak olan araştırmalara katkı sunması amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 42 |