This article discusses the subject of the introduction of modern textual criticism to Türkiye. What has been said about this matter up to now is that no serious activity had occurred regarding textual criticism in Türkiye until Hellmut Ritter, who had taught at Istanbul University Faculty of Letters since 1936, and his student Ahmed Ateş, who filled a huge gap in the field of philology with his 1942 article Metin Tenkidi Hakkında [On Textual Criticism]. This article discusses the critical texts published between the Second Constitutional Era (starting in 1908) and 1941 in Türkiye. However, in order to put the period within its historical context, the article will also briefly touch upon the years before and after this period. Before the 1940s, an important corpus of critical texts can be seen to have formed in Türkiye from the works shown throughout the article. The most important cause of this was the nationalist movement that had increased among the Turks since the last quarter of the 19th century. Turkish scholars who’d followed Europe gave special importance to the publication of old works on Turkish culture in order to show that their nation was at a level that could compete with European nations in terms of civilization. Tarih-i Osmani Encümeni [The Council of Ottoman History] was active between 1909 and 1931 and had great influence on the introduction and popularization of publishing critical texts in Türkiye. Fuad Köprülü, who shined in the field of Turkology in the 1910s and had provided a great contribution to the introduction and settlement of modern science in the country, served in having people understand the importance of textual criticism. He carried out very important works, especially in the Türkiyat Enstitüsü [Institute of Turkology], which he’d founded in 1924 and directed until 1939. The most prominent name of the period in terms of those producing critical texts was Kilisli Rifat Bilge, followed by İbnülemin Mahmud Kemal İnal as another name to be remembered.
Bu makalede ele alınan konu, modern metin tenkidi usulünün Türkiye'ye girişidir. Daha önce doğrudan incelenmemiş bu konuda söylenegelenler Hellmut Ritter ve Ahmed Ateş'ten önce Türkiye’de metin tenkidine dair ciddi bir çalışma olmadığı yönündedir. Bu makalede esas olarak Türkiye'de İkinci Meşrutiyet'ten (1908) sonra başlayan tenkitli metin neşri faaliyetinin 1941'e kadarki serencamı ele alınmıştır. Bununla beraber söz konusu dönemi tarihî zeminine oturtabilmek için öncesi ve sonrasına da kısaca temas edilmiştir. Makale boyunca gösterilen eserlerden anlaşılmaktadır ki 1940'lı yıllara gelmeden önce Türkiye'de tenkitli metin neşrine dair önemli bir külliyat oluşmuş durumdaydı. Bunun en önemli âmili 19. asrın son çeyreğinden itibaren artmakta olan milliyetçilik cereyanıydı. Avrupa'yı takip eden âlimler kendi milletlerinin medeniyet bakımından Avrupalı milletlerle boy ölçüşebilecek bir seviyede olduğunu göstermek maksadıyla Türk kültürüne ait eski eserlerin neşrine özel bir önem vermekteydi. Tenkitli neşrin memlekete girip yayılmasında 1909 ila 1931 yıllarında faaliyet gösteren Tarih-i Osmani Encümeni’nin büyük tesiri vardır. 1910’lu yıllarda Türkoloji sahasında parlayan Fuad Köprülü, modern ilim anlayışının ülkeye tanıtılması ve yerleşmesinde büyük pay sahibi olduğu gibi metin tenkidinin öneminin kavranması noktasında da önemli hizmetler görmüştür. Bilhassa kuruluşundan (1924) 1939’a kadar başında bulunduğu Türkiyat Enstitüsü’nde çok faydalı işler yapmıştır. Tenkitli metin hazırlamak konusunda dönemin en fazla öne çıkan ismi Kilisli Rifat Bilge’dir. Ondan sonra İbnülemin Mahmud Kemal İnal hatırlanması gereken bir isimdir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Language and Literature (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2023 |
Submission Date | July 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 |