The Second New Poetry movement is one of the important periods in Turkish poetry, with a focal point of individualization. The poets handled personal issues, changes and existential problems with image-intensive language during this movement, which emerged in opposition to the instrumentalizing of poetry by the social realist school of the 1940s. Since this situation reveals the difficulty of understanding poetry, it is necessary to use different theoretical approaches, such as structuralist criticism, intertextual relations, and Jungian literary criticism, to analyze poems of the period. As a member of The Second New poetry movement, Cemal Sureya makes great use of images and symbols in his poetry. As such, images and characters used in the poems are presented in the form of unconscious impulses. Rather than being a phenomenon purposefully designed by the poet, this process is, as Jung puts it, the result of impulses from the collective unconscious directing the poet during the writing process. Jung has already examined the archetypes found in Sureya's poems via the archetypal criticism method. However, the question of how the archetypes of Sureya's poems affect the self-realization of an individual and the way to reach self-transcendence/initiation remains unanswered. The present study has been prepared to reveal the poet’s view of poetry and the impulses of his poetry as a way of reflecting his psyche by through the archetypal poetry criticism method.
İkinci Yeni, Türk şiirinde bireyselleşmenin önemli nirengi noktalarından biridir. 1940’lı yılların şiiri araçsallaştıran Toplumsal Gerçekçi ekolüne karşı ortaya çıkan hareket içerisindeki şairler, kişisel konuları, değişimleri ve varoluşsal sorunları imge yoğun bir dille işlemiştir. Bu durum şiirlerde kapalılığı ve anlama zorluğunu ortaya çıkardığı için yapısalcı eleştiri, metinlerarası ilişkiler ve Jungian edebiyat eleştirisi gibi farklı kuramsal yaklaşımların kullanılması şiirleri çözümlemede zorunludur. Cemal Süreya, şiirinde bir İkinci Yeni şairi olarak imge ve sembolleri yaygın bir şekilde kullanmıştır. Dolayısıyla kullandığı imgeler ve karakterler, bilinçdışından gelen semboller şeklinde açığa çıkan bir yapıya sahiptir. Bu, şairin istemli olarak tasarladığı bir olgu olmaktan çok Carl Gustave Jung’un ifadesiyle kolektif bilinçdışından gelen birtakım itkilerin, şiir yazma sürecinde şairi yönlendirmesinin sonucudur. Cemal Süreya şiirini inceleyen araştırmacılar, arketipsel eleştiri yöntemini kullanarak şiirlerdeki arketipal tarzları irdelemiştir. Ancak Cemal Süreya’nın şiirlerindeki arketiplerin bir birey olarak kendini gerçekleştirmede ve selfe/aşkınlığa/erginlenmeye ulaşma yolunda nasıl bir etki oluşturduğu sorusu henüz cevaplanmamıştır. Bu çalışma, Cemal Süreya şiirini arketipsel eleştiri yöntemiyle incelerken, şairin şiire bakışını ve şiirini kendi psişesini yansıtma biçimi olarak hangi itkilerle oluşturduğunu ortaya çıkarma amacı ile kaleme alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | August 2, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |