Bu makalede 16. yüzyılda Osmanlı uleması arasındaki tarafgirlik, rekabet ve siyasi bağlantıların boyutlarına örnek olarak Niksârîzâde Mahmud Efendi ve Ganîzâde Nâdirî tarafından yazılmış birbiriyle bağlantılı üç mektup incelenmektedir. Bu mektuplar Niksârîzâde Mahmud Efendi ve Tursunzâde Abdullah’ın talip olduğu Gazanfer Ağa Medresesi müderrisliğine, dönemin Rumeli Kazaskeri Sunullah Efendi’nin huzurunda yapılan imtihanla Tursunzâde’nin Mayıs 1597’de atanması üzerine kaleme alınmıştır. İlmiyedeki kariyerine mülazım olarak başlayan Niksârîzâde, dönüşümlü olarak kadılık ve müderrislik görevlerinde bulunmuştur. Gazanfer Ağa Medresesi’ne müderris olarak atanmak isteyen Niksârîzâde, bu görevin imtihan sonrası Tursunzâde’ye verilmesi üzerine hem Tursunzâde’yi hem de imtihana başkanlık eden Sunullah Efendi’yi eleştiren ve yaşadığı olaya itiraz eden bir mektup kaleme almıştır. Oldukça iğneleyici ifadelerin yer aldığı bu mektubu ise Ganîzâde Nâdirî, cümleleri tek tek çözümleyerek yine benzer ağır ifadelerle bir tür atışma şeklinde cevaplandırmış ve Niksârîzâde’ye göndermiştir. Niksârîzâde de Nâdirî’nin mektubunu yine alaycı ve nükteli bir şekilde cevaplandırmıştır. Bahsi geçen üç mektup bir yandan yaşanan durumun kişisel boyutlarına, diğer yandan da devrin Osmanlı uleması içinde bazı ciddi hiziplerin ya da gruplaşmaların olduğuna dikkat çekmektedir. Erken modern dönem Osmanlı uleması üzerine yapılmış çalışmalarda bugüne kadar kullanılmamış olan bu mektuplar, 16. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı âlimleri arasındaki tarafgirliğin, rekabetin, husumetlerin ve şahsi irtibatların mahiyetine dair önemli bilgiler sunarken aynı zamanda da hamisiz kalmış bir âlimin hangi yollarla hakkını aradığını göstermektedir. Bu özellikleriyle söz konusu mektuplar edebî münşeat mecmualarının dışında kalmış ve farklı bir üslupla yazılmış nadir kaynak metinler olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmada ilk önce Niksârîzâde, Tursunzâde ve Ganîzâde’nin hayatlarına ve bahsi geçen üç mektubun muhtevasına yer verilmiştir. Sonrasında ise Niksârîzâde’nin ilk mektubuyla Ganîzâde’nin cevâbî mektubu Latinize edilmiştir. Niksârîzâde’nin cevâbî ikinci mektubu ise nüshada oldukça eksik olduğu için sadece incelemeye dâhil edilmiştir.
This article examines three interconnected letters written by Niksârîzâde Mahmud Efendi and Ganîzâde Nâdirî as examples of bias, competition, and political connections among Ottoman scholar-bureaucrats in the late 16th century. The mentioned letters were penned in response to the events surrounding the appointment of Tursunzâde Abdullah to the professorship at Gazanfer Agha Madrasa, following an examination held in the presence of the Chief Judge of Rumeli of the time, Sunullah Efendi, in May 1597. Niksârîzâde, who embarked on his academic career as a mulāzim, alternately held positions as a judge and a professor. Aspiring to be appointed as a professor at Gazanfer Agha Madrasa, Niksârîzâde wrote a critical letter protesting the assignment of Tursunzâde to this position after the examination, targeting both Tursunzâde and Sunullah Efendi. Ganîzâde Nâdirî responded to this strongly-worded letter by dissecting its sentences and engaging in a kind of verbal sparring, employing similar harsh expressions. Niksârîzâde, in turn, replied to Nâdirî's letter with sarcastic and witty remarks. These three letters shed light on the existence of significant factions both on a personal level and within the Ottoman scholarly community of that era. The letters, previously unused in studies on early modern Ottoman ulema, provide valuable insights into the nature of bias, competition, animosities, and networks of Ottoman scholars in the late 16th century. Additionally, they reveal how a determined scholar sought justice through unconventional means. The unique characteristics of these letters position them as rare examples outside the literary compilations and as texts written in a distinct style. This study first provides background information on the lives of Niksârîzâde, Tursunzâde, and Ganîzâde, and then presents the contents of the three mentioned letters. Subsequently, Niksârîzâde's initial letter and Ganîzâde’s responsive letter are presented in Latinized form. Niksârîzâde's second letter in reply was only included in the review because it was quite missing in the copy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2024 |
Submission Date | December 8, 2023 |
Acceptance Date | May 6, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |