I. Dünya Savaşı sonrasında galipler
tarafından oluşturulan sömürü düzenine dayalı emperyalizmin kendi içindeki
tutarsızlıklar nedeniyle uzun süre ayakta kalamayacağı belliydi. Yeni düzene ilk
başkaldırı Milli Mücadele’dir. Milli Mücadele’nin başarısı Büyük Taarruz,
ismiyle müsemma bir dikkat ve özenle hazırlanmıştır. İngiltere’nin askeri,
istihbarat ve siyasi desteğine sahip Yunan Ordusu, 1921 yılı sonunda Afyonkarahisar-Eskişehir-Bilecik-Mudanya
cephe hattında durdurulabildi. Yunan Ordusu, işgal ettiği cephe hattında güçlü
savunma sistemleri kurarak durumunu sağlamlaştırmaya çalıştı. Hemen bütün
gücünü son yıllardaki savaşlarda tüketmiş olan Türk Ordusu’nun işgalcileri Türk
topraklarından atmak için tek hamlelik şansı vardı. Büyük Taarruz adı verilen
bu hamle işgalcileri üç haftadan daha kısa sürede Anadolu’dan söküp atmıştır.
Büyük Taarruz ile ilgili çok sayıda Türkçe kaynak ve Genelkurmay Başkanlığı
tarafından yayınlanan Harp Cerideleri mevcuttur. Buna karşın bu kadar önemli
bir askeri harekatın farklı kaynaklardan değerlendirilmesi ilmi metodoloji
açısından esaslı bir gerekliliktir. İşgalcilerin planlarını, beklentilerini,
taarruz esnasındaki durumu ve Türk Ordusu’nun ilerleyişini detaylı bir şekilde
nakleden Amerikan Askeri Arşiv Vesikaları bu çalışmanın ana konusunu
oluşturmaktadır. Amerikan vesikaları her ne kadar olayları Yunan bakış açısına
göre ele almış olsa da tarihe ışık tutacak, birinci elden bilgilere ulaşmasını sağladığı
için incelenmeye değer görülmüştür.
Turkish national struggle after
World War I represented a major resistance movement against the colonial
imperialism of the victors. The Turkish “Great Offensive” marked the closing
chapter of this national struggle, and its activities were characterized by
special attention and secrecy. Thus, the Turkish Great Offensive is known as a
significant event in the post-WWI era. The Greek Army, which had British
military, intelligence, and political support, could have occupied a line
between the Turkish cities of Afyonkarahisar, Eskişehir, Bilecik, and Mudanya
at the end of 1921. The Greek front at this line was powerful enough to block a
strong army. The Turkish Army had lost almost of its all power during the wars
of the previous decade, and it had only one opportunity to drive the enemy out
of the heartland. That opportunity was called the Great Offensive, which was
intended to expel from Anatolia all invaders in a period of less than three
weeks. In addition to Turkish General Staff who had published battle reports,
numerous Turkish sources have documented the events of the Great Offensive.
Nevertheless, such an important historical event should be methodically
analyzed by using various sources. United States archival documents provide
information on the invaders’ plans, expectations, and conditions during the
offensive staged by the Turkish Army. Although the US archival documents
evaluate the events by focusing on the Greek perspective, the reports bear
first-hand information on the Turkish Great Offensive. Therefore, the American
archival documents are used in this study.
Journal Section | ARTICLES |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 22, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |