Tarih
boyunca birçok din ve inanç sistemini benimseyen Türkler, bu din ve inanç
sistemlerinin kutsal kitaplarını dillerine tercüme etmiştir. X. yüzyılda
İslamiyet’i devlet olarak benimseyen Türkler, bu dönem ve devamında Kur’an-ı
Kerim’i Türkçeye tercüme etmeye başlamıştır. İlk örneklerini Karahanlı Türkçesi
döneminde gördüğümüz bu tercümeler yüzyıllar boyunca devam etmiştir. İlk yapılan
tercümeler satır altı denilen tarzda olup gittikçe hadis ve rivayetlerle
genişletilen tefsirler ortaya çıkmıştır. Bu tefsirlerden biri de Kazan-Tatar
Türkçesiyle yazılmış Tefsir-i Nogmanî’dir.
Nogman Samanî, Abdünnasir Kursavî’nin öğrencisi olmuş ve onun medresesinde
yetişmiştir. Üstadının başladığı fakat tamamlayamadığı Kur’an’ı tercüme işini
tamamlamak amacıyla iki cilt hâlinde Kur’an’ı XX. yüzyılın başlarında Kazan-Tatar
Türkçesine tercüme etmiştir. Bu tercüme aynı zamanda çok lehçelilik özelliği
göstermektedir.
Yaklaşık
yüz yıldır devam eden ve başlarda Batı Türkçesi eserleri üzerine yapılan
çalışmalarla başlayan iki dillilik
veya iki lehçelilik çalışmaları
sadece Batı Türkçesi eserlerinde değil, aynı zamanda Doğu ve Kuzey Türkçesi
metinlerinde de görülmektedir. Aynı zamanda bazı eserlerde tarihî Türk yazı
dilleri olan Batı/Oğuz, Doğu/Çağatay ve Kuzey/Kıpçak Türkçelerinin hepsinin
ayırt edici unsurlarının görüldüğü ve çok
lehçelilik özelliğine sahip eserlerle de karşılaşmaktayız. Bu yazıda 1911
yılında basılan Tefsir-i Nogmanî’nin
ikinci cildindeki Yasin suresi örneğinde çok lehçelilik özellikleri ses
bilgisi, biçim bilgisi ve söz varlığı yönüyle ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Through
the history, Turks adopted many different religious belief systems and
translated these systems’ holy books into their own language. When Turks
adopted Islam in 10th century, in that era and the following eras, they started
to translate The Holy Quran. The first
example of the translation was seen in Karahanli Turkish and these translations
contuniued throughout the centruies. The first examples were under line
translations, however, in the latter examples, exegesises which are developed
with hadiths and hearsays emerged. One of these exegesises is “Exegesis of
Nogmani” which is written in Kazan-Turkic language. Nogman Samani became
Abdünnasir Kursavi’s student and got educated in his madrasah. He finished the
translation into Kazan-Tatar Turkish of The Holy Quran in two volumes, in the
beginning of 20th century, which his master started to translate but couldn’t
finish. At the same time, this translation shows multidialectism feature.
Bilingualism or bidialectism have been studied for
approximately hundred years and started with the studies of Western Turkish
works, however, it is not only seen in Western Turkish texts but also in
Eastern and Northern Turkish texts. At the same time, some of the works contain
distinctive elements of the historical Turkish writing languages such as
West/Oghuz, East/Cagatay and North/Kıpçak that we encounter multidialectism
feature. In this article, example of Surah Yasin from the second volume of
Exegesis of Nogmani’s multi dialectism features is examined in terms of
phonology, morphology and vocabulary.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 18, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |