Bir medeniyet ve kültür dili olarak Türkçe dünyanın en eski yazılı belgelerine sahip dillerden biridir. Türkler tarih boyunca çok geniş coğrafyalarda onlarca devlet kurmuş ve pek çok toplumla temas hâlinde bulunmuşlardır. Bu durum temas edilen toplumlar ile hemen her alanda bazı alışverişleri de beraberinde getirmiştir. Bu alışverişlerin en önemlilerinden biri de şüphesiz dile dair alışverişlerdir. Bu alışverişler kimi zaman kelime ve gramer yapısı şeklindeyken kimi zaman da alfabe şeklinde gerçekleşmiştir. Türk dilinin yazılı metinlerden takip edebildiğimiz en eski dönemi VII-VIII. yüzyıllara dayanmaktadır. VII-VIII. yüzyıllardan günümüze kadar pek çok alfabe değişikliği yaşandığı da malumdur. Özellikle XX. yüzyıl başlarına kadar gerek Köktürk alfabesi gibi millî alfabeler gerekse diğer toplumlardan alınan veya Türkçeye uyarlanan alfabeler incelendiğinde bu alfabelerin Türk dilinin ihtiyaçlarını karşılamakta ve inceliklerini yansıtmakta yetersiz kaldıkları görülmektedir. Bugün özellikle ses bilgisi çalışmalarında alfabelerin yetersizliklerinden kaynaklı olarak bazı seslerin tarihî gelişimini ve değişimini tespit etmek kimi zaman imkânsız hâle gelmektedir. Bunun yanı sıra alıntılanan kelimelerin ve gramer yapılarının ne şekilde imla edileceği de ayrı bir zorluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkoloji çalışmalarında önemli ölçüde bir yazım birliği sağlanmış olsa da bazı hususlar henüz çözüme kavuşmamış veya gözden kaçmıştır. Bu yazıda Farsça izafet ve atıf tamlamalarında meydana gelen dudak uyumu incelenerek dudak uyumuna bağlı olarak oluşan imlanın çeviri yazıda nasıl gösterilmesi gerektiğiyle ilgili önerilere yer verilecektir.
As a language of civilization and culture, Turkish is one of the languages used in some of the oldest written documents in the world. Turks have established states in vast geographies throughout history and have been in contact with many societies. This contact has resulted in some exchanges in almost every field. One of the most important of these exchanges is undoubtedly the interaction of languages. In addition to the vocabulary and grammatical structures, there are multiple occasions where foreign alphabets are borrowed. The Turkish language has also undergone many alphabet changes since the 7th-8th centuries, which we can follow through written texts. When both the Köktürk alphabet and the alphabets taken from other societies are examined, it is seen that these alphabets are insufficient to meet the needs of the Turkish language and do not reflect its subtleties, especially until the beginning of the 20th century. Today, it is sometimes impossible to determine the historical development and change of some sounds due to the inadequacies of alphabets, especially in phonetics studies. In addition to this, how to transcript the loanwords and grammatical structures is another challenge. Although transcription unity has been achieved to a great extent in Turcology studies, some issues have not been resolved yet or were overlooked. In this article, the labial harmony occurring in Persian noun and reference phrases will be examined and suggestions will be given about how the orthography, which is formed due to labial harmony, should be shown in the translated text.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 31 Issue: Özel Sayı |