Eski Türkçe döneminde göz ve -Il- edilgen çatı ekli tegil- kelimeleri gözi tegilmek “gözü kör edilmek” şeklinde eşdizimlilik oluşturur. Eş zamanlı olarak Arap dilinde isâbetü’l-ʻayn “nazar değdirme” tamlaması görülür. Orta Türkçe döneminde Arapça isabet ve musibet kelimeleri ile Türkçe teg- ve teggüçi aynı anlamlarda kullanılır. EAT dönemine gelince literatüre giren “nazar degme” kavramı çerçevesinde göz, dönüşlülük eki –In ile göz deg-, gözi degnel, gözi degnel olmak, gözi degnele- gibi eşdizimliler oluşturmaya başlar. Bu çalışma, göz ve teg- fiilinden türeyen tegil-, teglük, teggüçi, tegür-, tegil-, degne-, degnele-, değnek, değik, degnel kavramlarının yapılarını ve tanımlarını analoji yöntemiyle inceleyen bir çalışmadır. Bu bağlamda ortaya çıkan eşdizimliler ve tanımları Güncel Türkçe Sözlük, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Tarama Sözlüğü ve Derleme Sözlüğü yardımıyla art ve eş zamanlı olarak ele alınmıştır. Sonra degnel ve degnele- kelimelerinin yapılarının farklı çözümleri üzerinde durulmuştur. Göz kavramının, yavuz, kem, degnel, isabet, deg-, degür-, degnele- kavramlarıyla birleşik eylem grubu, iyelik grubu ve sıfat tamlaması gibi eşdizimliler oluşturduğu belirlenmiş ve bu eşdizimlilerin art zamanlı incelenmesi sonucunda bir kısmının artık kullanılmadığı, yerini başka eşdizimlilere bıraktığı anlaşılmıştır.
yok
yok
yok
Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele- Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele- Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele-
yok
Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele- Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele- Lexicography collocation analogy göz deg- degnel degnele-
yok
In the Old Turkish period, the words göz [eye] and tegil- [to be blinded] (with the suffix -Il- passive) form the collocations of gözi tegilmek [to be blinded]. Simultaneously, the phrase isâbetü’l-ʻayn [casting the evil eye] is seen in the Arabic language. In the Middle Turkish period, the Arabic words isabet [hit] and musibet [calamity] and Turkish teg- [reach] and teggüçi [harmful] were used with the same meanings. In the context of nazar degme [be attacked by evil eye], which entered the literature in the Old Anatolian Turkish period, göz began to form collocations using the reflexive suffix -In, such as göz deg- [be affected by the evil eye], gözi degnel [bad eye], gözi degnel olmak [to be envious-eyed], and gözi degnele- [to cast the evil eye]. This study uses the analogy method to analyze the structures and definitions of the terms teglüg/k [blind], teggüçi [trouble], tegür-[touch], tegil-, degne- [to be blinded], degnele- [look with an evil eye], değnek [evil eye], değik [evil eye], and degnel [evil eye] as derived from the verbs göz and teg-. In this context, the study discusses the collocations and their definitions diachronically and simultaneously with the help of the Güncel Türkçe Sözlük [Daily Turkish Dictionary], Misalli Büyük Türkçe Sözlük [Big Turkish Dictionary], Tarama Sözlüğü [Tarama Dictionary], and Derleme Sözlüğü [Compilation Dictionary]. The study then discusses the different analyses of the structures of the words degnel and degnele-. The term göz formed collocations such as a compound verb group, a possessive group, and an adjective phrase with the terms yavuz [ferocious], kem [bad], degnel, isabet, deg-, degür- [touch], degnele-. As a result of the diachronic analysis of these collocations, some have been determined to no longer be used and to have been replaced by other collocations.
Lexicography Collocation Analogy Göz Deg- Degür- Degnele- Degnel
yok
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environment and Culture |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Project Number | yok |
Publication Date | July 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 33 Issue: 1 |