Milletlerin güncel, tarihsel ve toplumsal dinamiklerinden beslenen sinema bazı yönlerden hegemonyasını kuranlar için baskı unsuru alabilirken sağladığı imkanlarla azınlıkta kalan, ötelenen ve ‘‘öteki’’leştirilen kesimlerin de sesi olabilmektedir. Milliyetçilik, milli kimliğin ve unsurlarının sinema aracılığıyla ikame edilmesi onun ortaya çıkış tarihinden beri ‘‘milli bir araç’’ olarak görülmüştür. Milli birliklerini tamamlamış ülkeler mikro ve makro milliyetçilik anlayışlarını ‘‘bilinçli’’ toplum fikirlerini oluşturabilmek ve yaşamış oldukları toprakları ‘‘vatan’’ haline getirebilmek için kullanmışlardır. Bu açıdan sinema ‘‘ideolojik bir aygıt’’ özelliği taşımıştır.
Sesini çıkaramamış, heterodoks olarak tanımlanan azınlık veya gruplar sinemayla kendilerine bir kapı aralandığını görmüş, özellikle 2000 sonrasında arzu ve isteklerini açığa vurma fırsatı yakalamışlardır. Bağımsız sinemacıların etkili olmaya başladığı bu yıllar, bireysel konuların işlendiği, farklı fikir ve düşüncelerin çeşitliliğinin haykırıldığı bir dönem olmuştur. Farklılığın bir numunesi olarak görülebilecek Aleviler, kategorik bir biçimde bu bağlamda ele alınabilir. Türkiye’de milliyetçiliğin farklı türlerine rastlamak mümkündür. Çalışmaya konu olan filmde milliyetçilik temsillerini hem Aleviler hem de onların karşısına konumlandırılmış olan ‘‘milliyetçi’’ kimliklerde bulmak mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Sinema, İktidar, Milliyetçilik, Türk Milliyetçiliği, Aleviler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 9 Sayı: 19 |