Following the defeat of France by Germany in World War II, the view of preserving the status quo by making a deal with the Germans gained weight among the French. The famous Marshal Philippe Pétain, who held this view, signed an armistice with the Germans after he became Prime Minister. After the armistice, the north of France was occupied by Germany, while a new French State centered on Vichy was established in the south under the leadership of Pétain. On the other hand, General Charles de Gaulle, who argued that the loss of the battles did not mean the loss of the war and who was of the opinion that the war could be continued in the colonial territories, went to London and called for the continuation of the war there. De Gaulle, who was also recognized by Britain, and the Free France movement he founded, considered the resistance not as an ordinary and temporary movement, but as a form of government that represented France and would represent it in the future, and took steps in this direction. In time, Free France declared that it did not recognize the decisions taken by the Vichy regime and considered itself as the representative of France. In this direction, Free France made attempts to be recognized by neutral countries other than the Allies and tried to replace Vichy France in these countries. Türkiye was one of the countries where Free France tried to create a diplomatic legitimacy for the future. During this period, the relations between Free France and Türkiye, which were unofficially represented in Ankara by four different names, progressed from the second half of 1943 onwards, depending on the course of the war. During this period, Ankara, which took care to maintain its unofficial status with Free France until the last moment, also endeavored to keep it largely secret. In 1944, Ankara's relations with Free France became increasingly formalized in a more covert manner. On paper, Ankara acted within the limits set by Britain in recognizing Free France as an official government of France. After the liberation of Paris, Ankara officially recognized this movement as a government representing France, and thus the relations between Türkiye and the Provisional Government of the French Republic of General de Gaulle, which replaced the Vichy regime, were formalized. In a sense, this was the beginning of a new phase of Türkiye-France relations.
Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından mağlup edilmesinin ardından Fransızlar arasında Almanlarla anlaşarak mevcut durumu korumak görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu görüşü taşıyan ünlü Mareşal Philippe Pétain, Başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından Almanlarla mütareke imzalanmıştır. Mütarekenin ardından Fransa’nın kuzeyi Almanya tarafından işgal edilmiş, güneyinde ise Pétain liderliğinde Vichy merkezli yeni bir Fransa Devleti kurulmuştur. Buna karşılık, muharebelerin kaybedilmesinin savaşın kaybedilmesi anlamına gelmediğini savunan ve savaşın sömürge topraklarında sürdürülebileceği kanaatini taşıyan General Charles de Gaulle, Londra’ya giderek burada savaşa devam etme çağrısında bulunmuştur. İngiltere tarafından da tanınan de Gaulle ve onun kurduğu Hür Fransa hareketi, direnişi sıradan ve geçici bir hareket olarak değil, Fransa’yı temsil eden ve ileri de de temsil edecek olan bir hükümet şekli olarak düşünmüş ve bu yönde adımlar atmıştır. Hür Fransa, zaman içerisinde Vichy rejiminin aldığı kararları tanımadığını ilan ederek, kendisini Fransa’nın temsilcisi olarak addetmiştir. Bu doğrultuda Hür Fransa, Müttefikleri dışında kalan tarafsız ülkelerce tanınmak için girişimlerde bulunulmuş ve buralarda Vichy Fransa’sının yerini almaya çalışmıştır. Türkiye, Hür Fransa’nın ileriye dönük olarak diplomatik meşruiyet alanı yaratmaya çalıştığı ülkelerden biri olmuştur. Bu süre zarfında dört farklı isim tarafından Ankara’da gayri resmi bir şekilde temsil edilen Hür Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler, savaşın seyrine de bağlı olarak 1943 yılının ikinci yarısından itibaren ilerleme kaydetmiştir. Bu süre zarfında Hür Fransa ile olan gayri resmi statüsünü son ana kadar korumaya özen gösteren Ankara, bunu büyük ölçüde gizli tutmaya da gayret etmiştir. Ankara’nın Hür Fransa ile ilişkileri 1944 yılında giderek daha üstü kapalı şekilde resmiyet kazanmaya başlamıştır. Kağıt üzerinde ise Ankara, Hür Fransa’yı Fransa’nın resmi bir hükümeti olarak tanıma noktasında İngiltere’nin kendisine çizdiği sınırlar çerçevesinde hareket etmiştir. Paris’in kurtuluşunun ardından İngiltere’nin kısa bir süre sonra bu hareketi Fransa’yı temsil eden bir hükümet tanımasının ardından Ankara da resmen tanımış ve böylelikle Vichy rejimimin yerini alan General de Gaulle’ün Fransa Cumhuriyeti Geçici Hükümeti ile Türkiye arasındaki ilişkiler resmiyete dökülerek başlamıştır. Bu, bir bakımda Türkiye-Fransa ilişkilerinin yeni bir evresinin başlangıcı olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | European Union-Turkiye Relations, Turkish Foreign Policy, Politics in International Relations |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 18, 2025 |
Submission Date | October 11, 2024 |
Acceptance Date | October 21, 2024 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 6 Issue: 1 |
4490jatr@gmail.com