İkinci Dünya Savaşında işbirliğine giden ABD ve Sovyetler Birliği, savaşın bitimiyle beraber etki alanlarında nüfuzlarını artırma gayreti içine girmiş, Sovyetler Birliği Avrupa'da etki alanını artırırken Amerika da Sovyet yayılmacılığına karşı Çevreleme Politikası benimsemiştir. ABD, füze krizi öncesi dönemde Küba'da iktidara gelen ve ABD'ye karşı Sovyetler Birliği'ne yanaşarak ticaret ortağı ve müttefik haline gelen Castro rejimini devirmeyi hedeflemiş ve bu doğrultuda başarısız girişimlerde bulunmuştur. Bu gelişmeler karşısında Küba, Sovyetler Birliği’ne yanaşmış ve topraklarında nükleer kuvvetler bulundurulmasına izin vermiştir. Küba topraklarında füzelerin tespit edilmesinden itibaren bir kriz yaşanmış, ABD herhangi bir füze saldırısında Sovyetleri vurmakla tehdit etmiştir. Krizin tarafları realist yaklaşım uyarınca kendi çıkarlarını korumaya çalışmış, dünya nükleer bir savaşın eşiğine gelmiştir. Kriz boyunca taraflar, bir yandan karşılıklı restleşmelerle krizi tırmandırırken diğer yandan krizi en az zararla atlatabilmek için görüşmeleri devam ettirmişlerdir. 1962 Füze Krizi iki süper gücü etkilediği kadar dünyayı da etkilemiş, kriz sonrasında değişimler yaşanmıştır. Zorlayıcı Diplomasinin en önemli örneklerinden biri olan Küba Füze Krizi, aynı zamanda Soğuk Savaş döneminin en önemli olaylarından da biridir. Bu çalışma ile, 1962 yılında yaşanan Küba Füze Krizi literatür taraması yapılarak, tarihsel süreç içinde, nitel araştırma yöntemleri kullanılarak realist bakış açısıyla incelenecektir.
The USA and the Soviet Union, which cooperated in the Second World War, tried to increase their influence in the domains with the end of the war, while the Soviet Union increased its influence in Europe, and the USA adopted the Containment Policy against Soviet expansionism. The United States aimed and made unsuccessful attempts to overthrow the Castro regime, which came to power in Cuba before the missile crisis and became a trading partner and ally with Soviet Union against the USA. In the face of these developments, Cuba approached the Soviet Union and allowed nuclear forces to be kept on its territory. There has been a crisis since the missiles were detected in the Cuban territory. The US threatened to shoot down the Soviets in any missile attack. The parties of the crisis tried to protect their interests in accordance with the realist approach, the world was on the verge of a nuclear war. Throughout the crisis, the parties continued the negotiations in order to survive the crisis with the least damage while at the same time escalating the crisis with mutual restraints. The 1962 missile crisis affected the world as much as it affects the two superpowers, and changes have occurred after the crisis. The Cuban Missile Crisis, one of the most important examples of Coercive Diplomacy, is also one of the most important events of the Cold War era. With this study, the Cuban Missile Crisis experienced in 1962 will be examined through a literature review, and will be analyzed in a historical process, using qualitative research methods from a realistic perspective.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Relations |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 19, 2021 |
Submission Date | May 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 3 Issue: 1 |