This article concerns the thesis that state intervention into secularization processes in Turkey vitiates those processes by making them more elitist. By demonstrating that a state action that had nothing to do with secularization pushed the secularization processes of two similar fields of cultural production (poetry and the novel) in opposite directions by changing their composition of human capital in the 1940s, it questions a key assumption of the aforementioned thesis—i.e. that it is possible for the state not to intervene in secularization. It thus calls for a secularization theory in which the state ceases to be the key independent variable—a theory that takes the perspective of civil society and of social capital instead.
Türkiye’de sekülerleşme süreçlerine devletin müdahil olmasının o süreçleri seçkinci bir yola sokarak kalıcılaşmalarını önlediği tezi sıklıkla dile getirilir. 1940’lardaki bir devlet ediminin iki kültürel üretim alanını (şiir ve roman) nasıl etkilediğini ele alan bu makale, sekülerleşmeyle ilişkisi olmayan bu edimin birbirine çok benzeyen bu iki alanın insan sermayesini farklı şekillerde değiştirerek sekülerleşme süreçlerini farklı yönlere soktuğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, anılan tezin temel bir dayanağı olan devletin sekülerleşme süreçlerinden elini çekmesinin mümkün olduğu varsayımını tartışmaya açmakta ve devletin “karar değişkeni” olmaktan çıktığı, sivil toplum ve toplumsal sermaye perspektifli bir sekülerleşme kuramının öneminin altını çizmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Theoretical Article |
Authors | |
Publication Date | December 7, 2018 |
Submission Date | May 4, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 58 |