In Iasos, a town only partially investigated and with a small number of mosaics, three pavimenta sectilia were brought to light, dating from the beginning of the Roman empire to at least the late 3rd century. While the lithostroton at the propylaeum and the one in the prehistoric necropolis belong to the best known type - a white tessellated floor in which polychrome marble or stone crustae are inserted - the third example, located in front of the east gate of the agora, has special characteristics. The white background is reduced to a minimum, the crustae are closely spaced and linked by one or two rows of tesserae and surround an off-centre pseudo-emblema, equally made up of a sectile.
The type of pavement of the first two floors mentioned, which are actually the later ones, is very common in Rome and throughout the Italian peninsula; it is known in the western part of the empire and is very rare in the eastern part. The third one, on the other hand, dated between the Augustan age and the second half of the 1st century AD, finds comparisons only on very few specimens, respectively, in Cremona, Lucca, Pompeii, between the 1st century BC and the 1st century AD, and in Olympia in the 2nd century AD.
Faced with the almost total absence of attestations of this type of floor in the eastern Greek part of the empire and in the rest of Asia Minor, one wonders why, on the contrary, the craftsmen active in Iasos showed such a predilection over several centuries. It has been established that sectilia pavimenta were especially popular in Rome and throughout Italy; in Iasos the presence of numerous Italics who resided and worked there is epigraphically documented; also in the tessellated mosaics of the town, for example in the House of Mosaics, it is possible to identify some ‘Italicisms’ in the decoration and content, and even the presence of a cult dedicated to Heracles as protector of the town leads back to Italic environments.
All these elements allow us to think, in my opinion, that the presence of Italics in Iasos had important consequences on the cultural level, including a particular predilection for sectilia pavimenta.
Sadece kısmen araştırılmış ve az sayıda mozaiği olan bir kent olan Iasos’ta, Roma İmparatorluğu’nun başlangıcından en azından 3. yüzyılın sonlarına kadar uzanan bir aralığa tarihlenebilen üç adet sectile döşeme gün ışığına çıkarılmıştır. Propylaeum’daki ve prehistorik nekropoldeki litostroton en iyi bilinen tipe aitken - polikrom mermer veya taş kabukluların yerleştirildiği beyaz mozaik döşeme - agoranın doğu kapısının önünde yer alan üçüncü örnek, özel niteliklere sahiptir. Beyaz arka plan minimuma indirgenmiştir, kabuklar birbirine yakın aralıklıdır, bir veya iki sıra tessera ile birbirine bağlanmıştır ve eşit olarak bir sektileden oluşan bir merkez dışı yarı-emblemayı çevrelemektedir.
Bahsedilen ilk iki döşeme daha geç tarihli olup Roma’da ve İtalya yarımadasında çok yaygındır; bu örnekler imparatorluğun batı kesiminde çok sayıda görülürken ve doğu kesiminde çok nadirdir. Augustus çağı ile İS 1. yüzyılın ikinci yarısı arasına tarihlenen üçüncüsü ise, İÖ 1. yüzyıl ile İS 1. yüzyıl arasına tarihlenen Cremona, Lucca, Pompeii ve İS 2. yüzyıla tarihlenen Olympia gibi çok az sayıdaki örnekle karşılaştırılabilir.
İmparatorluğun doğu Yunan kesiminde ve Küçük Asya’nın geri kalanında bu tip mozaik döşemelerin neredeyse tamamen olmamasına karşın, Iasos’ta faaliyet gösteren zanaatkarların birkaç yüzyıl boyunca neden böyle bir tercih gösterdikleri merak uyandırmaktadır. Sectilia pavimenta’nın özellikle Roma’da ve tüm İtalya’da popüler olduğu tespit edilmiştir; Iasos’ta burada yaşamış ve çalışmış çok sayıda İtalik kökenli kişinin olduğu epigrafik olarak belgelenmiştir. Ayrıca şehrin tesellalı mozaiklerinde, örneğin Mozaik Evi’nde, dekorasyon ve içerikte bazı ‘İtalizmler’ tespit etmek mümkündür ve hatta şehrin koruyucusu olarak Herakles’e adanmış bir kültün varlığı, İtalik kökenlere işaret etmektedir.
Tüm bu unsurlar, özellikle sectilia pavimenta’ya yönelik bir tercih de dahil olmak üzere Iasos’ta İtalik varlığının kültürel düzeyde önemli sonuçları olduğunun düşünülmesine izin vermektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Archaeology |
Journal Section | Article |
Authors | |
Publication Date | November 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 15 |