İletişim çalışmaları, Batılı değer yargıları üzerinde inşa edilmiş bir çalışma alanıdır. Alana Batılı kavram, kuram ve perspektiflerin hâkim olması, akademik eğitim ve araştırma süreçlerindeki Batılı, özellikle Anglofon ülkeler lehine yaşanan yapısal eşitsizlikler bu alanda Batılı bir hegemonyanın bulunduğuna işaret etmektedir. Bu hegemonyayı ortadan kaldırmaya yönelik öneriler arasında alanın batısızlaştırılması, uluslararasılaştırılması ve dekolonizasyonu yönünde müdahale çağrıları yer almıştır. Bu çağrıların ortak talebi medya ve iletişim çalışmalarının Batılı olmayan coğrafyalardaki deneyimleri de dikkate alan kapsayıcı ve çoğulcu bir nitelik kazanmasıdır. Bu yöndeki talepler Batılı bilginin evrensellik iddiasına karşı çıkması nedeniyle aynı zamanda postkolonyal bir nitelik taşımaktadır. Çeşitli akademik disiplinlerdeki yerleşik bilgilerin Avrupa-merkezci varsayımlarını ortaya koymak üzere Batılı bilgi üretim sürecine müdahale eden postkolonyal yaklaşımın etkisi iletişim çalışmaları alanında sınırlı kalmıştır. Bir taraftan küreselleşme nedeniyle medya ve iletişim araştırmalarının dünyanın farklı bölgelerini de kapsayacak şekilde yapılmasının gerekmesi, diğer taraftan postkolonyal eleştirinin iletişim alanındaki etkisinin sınırlı kalması iletişim kuram ve araştırmalarındaki Batı yanlılığını ortaya çıkarma yönünde bir motivasyon yaratmıştır. Söz konusu motivasyondan yola çıkan bu çalışma kaynak taraması yöntemiyle hazırlanmış olup iletişim çalışmalarında Batının akademik hegemonyasının ülkemizde yeterince tartışılmamış olmasından doğan boşluğu doldurmaya katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Communication studies is a field built on Western values. The facts that Western concepts, theories and perspectives dominate the field and that the structural inequalities in the academic teaching and research in the field in favour of Western, especially Anglophone, countries indicate a Western hegemony in the field of communication studies. The suggestions to eliminate this hegemony include the calls to intervention in the communication studies by de-westernizing, internationalizing and decolonizing the field. The common goal of these calls is to make the media and communication studies more inclusive and pluralist to consider not only Western experiences, but also the experiences of the people living in non-Western geographies. These calls are also postcolonial because they challenge to the universality assertion of the Western knowledge. Although postcolonialism tries to reveal the Eurocentric assumptions established in various academic disciplines, its impact on the field of media and communication studies has remained limited. The fact that globalisation entails media and communication research to cover various regions of the world, not only the Western countries, on the one hand and the limited impact of postcolonial criticism on the field of media and communication studies on the other hand have created a motivation to reveal the Western-bias in communication theories and research. Setting out from this motivation, this paper based on a literature review aims to contribute to fill the gap in Turkey where
the Western academic hegemony in this field has not been discussed sufficiently so far.
Postcolonialism Communication Studies De-westernization Internationalization Decolonization
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Compilation Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2022 |
Submission Date | August 25, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 |