The Non-Alignment Movement (NAM) contributed to the easing of Cold War tensions, the democratization of the United Nations (UN) and international relations, the integration of Third World countries into the international system and a positive change in the international agenda by advocating values such as independence, self-determination, equality and cooperation against strict commitment to bloc politics, polarization, and spheres of influence which characterized Cold War Politics. NAM also made contributions to the establishment of disarmament agendas, disarmament agreements, and the détente of conflicts through mediation activities by advocating values such as disarmament, peaceful coexistence and non-violent international relations against the arms race, nuclear weapons, military pacts, foreign bases and proxy wars which characterized the military structure of the Cold War era. Thanks to the NAM, which increased its membership by instilling its values into other states, the Cold War was prevented from spreading to a wider area. However, the leadership changes in the NAM member states, the differentiation in national interests and regional transformations led to a decrease in the effectiveness of NAM in Cold War politics, and the end of the Cold War led to discussions about the existence of NAM. Even though it is argued that with the end of the Cold War, the raison d’être of the NAM vanished, current developments, such as the US-China rivalry and the inter-bloc tensions that emerged in the international system after Russia’s invasion of Ukraine, could revitalize the NAM. Based on all these points, the possibilities and constraints for Non-Alignment 2.0 in the 21st century based on the effectiveness of NAM during the Cold War was studied in this work.
Bağlantısızlık Hareketi (BH) Soğuk Savaş siyasetini karakterize eden kutuplaşma, nüfuz alanları oluşturma ve blok politikalarına sıkı sıkıya bağlı kalmaya karşı; bağımsızlık, self determinasyon, eşitlik ve iş birliği gibi değerleri savunarak Soğuk Savaş döneminin gerilimlerinin yumuşamasını, Birleşmiş Milletler’in (BM) ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini, Üçüncü Dünya ülkelerinin uluslararası sisteme entegre edilmesini ve uluslararası gündemin pozitif yönlü değişmesini sağlamıştır. BH ayrıca Soğuk Savaş döneminin askerî yapısını nitelendiren silahlanma yarışı, nükleer silahlar, askerî paktlar, yabancı üsler ve vekalet savaşlarına karşı; silahsızlanma, barış içinde bir arada yaşama ve şiddet içermeyen uluslararası ilişkiler gibi değerleri savunarak silahsızlanmaya ilişkin gündemlerin oluşmasına, silahsızlanma anlaşmalarının yapılmasına ve arabuluculuk faaliyetleri ile ihtilafların yumuşamasına katkı sağlamıştır. Savunduğu değerleri diğer devletlere aşılayarak üye sayısını artıran BH sayesinde Soğuk Savaş’ın daha geniş bir alana yayılması engellenmiştir. Ancak BH üyesi devletlerde yaşanan lider değişimleri, ulusal hedeflerinde yaşanan farklılaşmalar ve bölgesel dönüşümler BH’nin Soğuk Savaş siyasetindeki etkinliğinin azalmasına; Soğuk Savaş’ın sona ermesi ise BH’nin varlığına dair tartışmalara sebebiyet vermiştir. Her ne kadar Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte BH’nin de varlık sebebinin ortadan kalktığı iddia edilse de günümüzde yaşanan ABD-Çin rekabeti ve Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası uluslararası sistemde ortaya çıkan bloklar arası gerilimler gibi gelişmeler BH’yi canlandırabilecek niteliktedir. Tüm bu noktalardan hareketle bu çalışmada BH’nin Soğuk Savaş dönemindeki etkinliği üzerinden 21. yüzyılda Bağlantısızlık 2.0 için imkân ve kısıtlar irdelenmiştir.
Bağlantısızlık Hareketi Bağlantısızlık 2.0 Soğuk Savaş Soğuk Savaş 2.0 Aktif Bağlantısızlık.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Politics, International Relations Theories, Politics in International Relations |
Journal Section | Political Science and International Relations |
Authors | |
Publication Date | July 30, 2024 |
Submission Date | December 29, 2023 |
Acceptance Date | May 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 23 Issue: 3 |