Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin neden olduğu başlıca olgulardan biri kadına yönelik şiddettir. Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, “bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen” cinsiyet temelli şiddet olarak tanımlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet coğrafi sınır, ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyine bakılmaksızın tüm dünyada ve pek çok kültürde son derece yaygın görülen bir olaydır. Önemli bir toplumsal sorun olan kadına yönelik şiddet sadece kadına fiziksel ve ruhsal anlamda zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda sosyal açıdan kendilerini geliştirmelerini de engellemektedir. Dünya çapında erkeklerden fiziksel şiddet gören kadınların tahmini oranının % 25-50 olduğu rapor edilmiştir. Türkiye Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2009 sonuçlarına göre, ülkemizde kadınların %39’u fiziksel, %15’i cinsel ve %44’ü duygusal şiddete maruz kalmaktadır. Dünya ve Türkiye’deki verilerden de anlaşıldığı üzere, şiddet günümüz toplumunun en önemli sorunlarından biridir. Sağlıklı toplumların oluşmasında şiddet önemli bir engeldir. Giderek artan çizgide seyreden bu hak ihlalinin devam ediyor olması yeni ve acil önlemlerin alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle şiddetin erken dönemde tanınması ve uygun müdahalelerin yapılması gerekmektedir.Kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasını, tekrarlanmasını, türü ve ağırlığını etkileyen birçok faktör bulunmakla birlikte, şiddetin temel kaynağı asıl olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkek arasında, ataerkil toplum yapısından kaynaklanan asimetrik güç ilişkisidir. Bu çalışmada, zaman içinde ve toplumdan topluma değişen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin şiddete etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.
One of the major reflections of gender inequality in the society is violence to women. Gender-based social violence to women is defined as gender-based violence “directed to a woman just because she is a woman or affecting women disproportionately.” Regardless of geographical border, economic development or education level, violence to woman is rather common in many cultures all around the world. As an important social problem, violence to woman not only leads to physical and spiritual damage in woman but also prevents her to improve herself socially. It has been reported that the estimated rate of women faced with violence from men globally is 25-50%. According to the year 2009 results of the Research of Domestic Violence to Woman in Turkey, 39% of the women in Turkey are exposed to physical violence and 15% are faced with sexual violence while 44% experience emotional violence. As it is understood from the data in Turkey and in the world, violence is one of the most crucial problems of today’s society. Violence is a major handicap preventing achieving healthy societies. Such violation of right rising day by day calls for novel and emergent precautions. Therefore, diagnosis of violence in early stages and appropriate intervention are required. Although there are a lot of factors affecting the incidence, iteration, type and severity of violence to women, the primary source of the violence is in fact the gender inequality and asymmetric power relation between man and woman arising from patriarchal social structure. In this study, it is aimed to analyse the effect of gender inequality, which changes in time and from one society to another, on violence.
Diğer ID | JA49CV32YH |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 2 Sayı: 1 |