Sartre’ın ilk eserlerine bakıldığında, öznel özgürlük ile nesnel ilişkiler arasında hareket hâlinde bir gerilim olduğu fark edilir. Sartre felsefi bir akım olarak fenomenolojiyi ve estetik bir paradigma olarak modernizmi aynı anda benimsemiştir. Fenomenoloji öznelliğin ve yaşam dünyasının kavramsal düşünceden önce geldiğini ileri süren bir perspektife yaslanır. Oysa modernist estetik gerçekliğin birebir temsilinden vazgeçilmesini ve öznelliğin özerk bir dil sistemi içerisinde kurulmasını amaçlar. Bu bakış açıları arasındaki karşıtlığın aslında özne ile nesne arasındaki karşıtlığın bir tezahürü olduğu söylenebilir. Bu karşıtlık belli bir olumsuzlama mantığına dayanan etkin bir karşıtlıktır. Kapitalizm geliştikçe Sartrecı öznellik ve onun özgürlüğe ilişkin iddiaları nesnel dünyanın kontrol edilemez güçleri karşısında gerçekçi bir alternatif olmaktan çıkacaktır. Bunun en önemli nedenlerinden biri toplumsal bireyler arasında kurulan ilişkilerin düşmanca doğasıdır. Bir diğeri ise “savaş” ve “bakış” gibi kolektif olarak varlık kazanan güçlerin yarattığı yoğun ve çeşitli duygulanımlar nedeniyle bedensel ve zihinsel varoluşun geri alınamaz bir krize girmesidir.
When looking at Sartre’s early works, one realizes that there is a tension in motion between subjective freedom and objective relations. Sartre simultaneously adopted phenomenology as a philosophical movement and modernism as an aesthetic paradigm. Phenomenology is based on a perspective which suggests subjectivity and the lifeworld precede conceptual thought. However, modernist aesthetics aims to abandon the literal representation of reality and to establish subjectivity within an autonomous language system. It can be said that the opposition between these perspectives is actually a manifestation of the opposition between subject and object. This opposition is an active opposition based on a certain logic of negation. As capitalism develops, Sartrean subjectivity and its claims to freedom will cease to be a realistic alternative to the uncontrollable forces of the objective world. One of the most important reasons for this is the hostile nature of the relationships established between social individuals. Another is that physical and mental existence enters an irreversible crisis due to the intense and diverse emotions created by forces that come into existence collectively, such as “war” and “gaze”.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ethics |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 20, 2024 |
Submission Date | January 29, 2024 |
Acceptance Date | February 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
e-ISSN: 2645-8950