Habermas’ın İletişimsel Eylem Teorisi modern
kapitalist toplumda baskı ve tahakkümden özgürleşimin mümkün olduğu iddiasına
dayanır. Bu teoride, toplum, “yaşam-dünyası” ve “sistem”in birleşiminden
meydana gelen iki katmanlı bir yapı olarak kavranır. Yaşam-dünyası, bireyler
arasında anlaşma yönelimli etkileşimlerin meydana geldiği alanın sınırlarını
çizer. Dolayısıyla bu alan iletişimsel rasyonelliğe dayanan iletişim eyleminin
alanıdır. Buna karşın amaç-rasyonel eylem üzerinden koordine edilen sistem,
ekonomi ve devlet (para ve güç ilişkileri) yapısal bileşenlerinden meydana
gelir. Habermas’a göre, modern toplumların temel problemi, yaşam-dünyasının
sistem tarafından sömürgeleştirilmesinin kaynaklanmaktadır. Anlaşma yönelimli
etkileşimler üzerinden işleyen bir alanın, giderek artan ölçüde sistemik
unsurların zorunluluklarına tabi kılınması modernitenin krizidir. Modernitenin
krizi, bu bağlamda, üstesinden gelinebilecek tarihsel-olgusal bir durumdur.
Sonuç olarak Habermas’ın teorisi özgürleşim problemini, yaşam-dünyasını sistem
yapıları karşısında güvence altına alacak kurumsal yapıların geliştirilmesine
bağlar. Dolayısıyla modernite projesi, modernitenin sonuna gelindiğini iddia
eden postmodern teorilerin aksine, henüz tamamlanmamış ve kendi kaynaklarına
dayanılarak yeniden yapılandırılabilecek bir projedir. Bu makale, modernitenin krizi olarak sömürgeleştirme tezinin
“İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim” adlı metninde yer alan ilk versiyonunu
açıklamayı ve Habermas’ın kariyerinin başından itibaren aynı tezi farklı bir
perspektiften savunduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.
Jürgen Habermas Yaşam-Dünyası Sistem Sömürgeleştirme Teknik Bilim İdeoloji İletişimsel Eylem İletişimsel Rasyonellik
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2018 |
Submission Date | April 3, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |
e-ISSN: 2645-8950