Diyalektik süreç tüm gerçekliğin temelini oluşturur. Hegel bu süreci düşünce ve olgusal gerçekliğe karşılık gelen diyalektiğin üçlü gelişim evreleri aracılığıyla açıklar. Bilim dizgesinin başlangıç evresini oluşturan en soyut durumu içinde gerçekliği, mantık ya da varlıkbilimini Hegel, diyalektik gelişim sürecinin temelinde yer alacak ilk genel kavram ya da ulam (kategori) olan Varlıktan başlatır, bunu Yokluk ve Oluş ulamları izler. Bu süreç aynı zamanda usun ya da diyalektik düşüncenin üçlü gelişim sürecini oluşturan Soyut-Anlak, Us’un Diyalektik-Olumsuz ve Kurgusal-Olumlu evrelerine karşılık gelir. Hegel, felsefe tarihini, felsefi düşüncenin tarih içinde gelişimini de bu aynı diyalektik evrelere karşılık gelecek biçimde düşünür. Kendi felsefesini Hegel, felsefe tarihinin ilk iki birbirlerine karşıt soyut evrelerini oluşturan Geleneksel Metafizik ve modern kuşkuculuğun bir sonucu olan Eleştirel Felsefe’den ayırt ederek, usun olumlu evresi olan Kurgusal Felsefe olarak adlandırır. Hegel’in kendisiyle başlayan, düşüncenin diyalektik gelişiminin son evresini simgeleyen bu evre, usun dış-dünya ve kendi içinde soyut karşıtlık ve ayrımlardan arınarak bireşime kavuşmuş olduğu bir evredir.Bu çalışma, yukarda kısa bir ön sunumunu yaptığımız Hegel’in dizgesel düşüncesini göz önünde bulundurarak, bu dizgenin doğru anlaşılması için onun felsefenin başlangıcına ve özellikle eski (antik) Yunan felsefesine ilişkin yorumlarına odaklanmaktadır. Felsefenin başlangıcını diyalektik düşüncenin de başlangıcıyla örtüştüren Hegel, bu başlangıcı kendi bilim dizgesinin açılımına uygun düşecek bir biçimde varlığın en soyut kavranışını oluşturan Parmenides felsefesinde bulgulamaktadır. Hegel, felsefenin özgün başlangıcını Parmenides’in varlık öğretisinde görürken, Parmenides ile birlikte Zenon ve Herakleitos’u diyalektik düşüncenin en özgün nitelikte temellerini oluşturan filozoflar olarak kabul etmektedir. Eski Yunan’da Parmenides ve Zenon’da özgün bir başlangıç kazanmış olan diyalektik düşünce, Herakleitos ve daha sonra Platon’da nesnel bir içerikle düşüncenin arı bilimi olarak en yüksek evresine ulaşmıştır. Hegel’in felsefenin başlangıcını oluşturan filozoflara ilişkin yorumlarını değerlendiren bu çalışma, ayrıca onun Varlık, Yokluk ve Oluş diyalektiği bağlamında tüm gerçekliğe karşılık gelen kendi felsefesini, felsefe tarihi aracılığıyla nasıl haklı çıkararak temellendirmiş ya da doğrulamış olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2014 |
Submission Date | February 25, 2016 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 22 - Kaygı (22) 2014 |
e-ISSN: 2645-8950