“Dijital Çağ” olarak da adlandırılan günümüzde, hemen hemen her sektörün değişim ve dönüşümünü teknolojik gelişmeler temelinde şekillendirdiği görülmektedir. Bu anlamda denizcilik dünyası da gemi yürütmeye ilişkin olarak öngördüğü otonom, yarı-otonom ve uzaktan kontrol gibi yenilikçi sistemlerle bu trendi takip etmektedir. Ancak yeniliklerin bu derece köklü olduğu durumlarda mevcut hukuksal çerçevenin daha önce öngörülmeyen meselelere ne şekilde cevap vereceğinin sınanması büyük önem arz eder. Bu çalışmada, insan unsurunun azaltılmasına dayanan gemi modelleri ve operasyonları tanımlandıktan sonra Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (“IMO”) yasal araçları olan SOLAS, COLREG, MARPOL ve STCW metinlerinin yeni sistemle çelişebilecek maddeleri incelenmiş, ardından uygulanabilirlik dereceleri kısaca değerlendirilmiştir.
Nowadays, which is called the “digital age”, it has been seen that almost every sector shapes its change and transformation on the basis of technological developments. In this sense, the maritime world has followed this trend with innovative systems such as autonomous, fully autonomous, and remote-control, in order to operate ships. However, in cases where innovations are radical, it is of great importance to test how the current legal framework will respond to issues that were not foreseen before. In this study, after having defined ship models and operations based on reducing the human factor, the provisions of the legal instruments of the International Maritime Organization (“IMO”), namely, SOLAS, COLREG, MARPOL, and STCW that may conflict with the new systems were examined, and then the degree of applicability was briefly evaluated.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 3 Issue: 2 |