The
Treaty of Brest-Litovsk had given the people in Kars, Ardahan and Batum the
freedom to appoint their own futures. Concordantly, Elviye-i Selâse
(three-shire area), as it was known, was part of the Ottoman Empire after the
referendum on 14
July, 1918. There were implications of a great land including
Batum having been given to Turkey with the Treaty of Brest-Litovsk with an
emphasis on the strategic importance of Batum in external media. After Mondros,
however, there were news of the straits being cleaned of mines and the navy
vessels of the allies of the Ottoman Empire entering the Black Sea. Once the
straits were cleaned, the navy vessels visited the Black Sea ports including
Batum. Primarily, such external news that indicated that Batum could be invaded
by the British at any moment also claimed that the Turkish army was attacking
the Armenian and the British would send their war ships to Batum in case the
aforementioned attacked continued.
According
to the Ottoman archives, the III corps of the Ottoman Empire enforced practices
that protected all the people in Batum without discriminating between races,
sects or religions in May 1918.
Additionally, the Ottoman archives show that the British formed troops from
Armenians who were familiar with the English language after they have invaded
Batum. This study aims to investigate the perception of
Batum within the Turkish and world public opinion in the second half of the
year 1918, having analysed internal media, relevant academic and original
works, mainly external media and the Ottoman Archives of the Prime Minister's
Office.
Brest Litovsk Antlaşması, Kars,
Ardahan ve Batum halkına kendi geleceklerini tayin etme hakkı vermişti. Bu
çerçevede 14 Temmuz 1918’de yapılan halk oylaması sonunda
Evliye-i Selâse Osmanlı Devleti'nin bir parçası olmuştu. Dış kamuoyunda Batum’un stratejik önemi
vurgulanarak Brest Litovsk ile birlikte Türkiye’ye Batum’un da dâhil olduğu
geniş bir alanın verildiğine dair yorumlar yapıldı. Mondros sonrası ise Boğazların
mayınlardan temizlendiği ve Müttefiklerin savaş gemilerinin Karadeniz’e
girdiğine dair haberlere yer verildi. Boğazlar temizlendikten sonra da savaş
gemileri, Batum’un da dâhil olduğu Karadeniz limanlarını ziyaret etmişlerdi.
Aslında her an Batum’un İngilizlerin işgaline uğrayabileceğinin anlaşıldığı bu
tür dış kaynaklı haberlerde, Türk ordusunun Ermenilere saldırdığı iddia
edilerek, bu saldırılarının devam etmesi halinde de İngilizlerin savaş
gemilerini Batum'a gönderecekleri bildiriliyordu. Osmanlı belgelerine göre
1918 yılının Mayıs ayından itibaren Üçüncü Osmanlı kolordusu, Batum’da ırk, mezhep ve din ayrımı yapmadan
tüm halkı himaye edecek uygulamalarda bulunmuştu. Yine Osmanlı belgelerine göre
İngilizler, Batum’u işgal ettikten sonra da kendi dillerine aşina olan
Ermenilerden alaylar oluşturmuşlardı. Batum’un 1918 yılının ikinci yarısında
Türk ve dünya kamuoyundaki algısının ortaya konulmasının amaçlandığı çalışmada,
ağırlıklı olarak dış basın ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgeleri olmak üzere,
iç basın, ilgili telif ve tetkik eserlerden yararlanılacaktır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 11 Sayı: 22 |