The idea of human rights has been the target of different kinds of criticism, since its coming on the world stage in the 18th Century. These criticisms have intensified and peaked today, and although human rights, have lived their best days together with such political values as freedom and democracy at the end of the 20th century, which was only 20-30 years ago, the end of human rights has been declared today. One of the critical commentaries on human rights is on the subject of humanism, which considers human rights a human-centered ideology, even racism of human species. This challenge portrayed here with the critical opinions of Yuval N. Harari and Costas Douzinas will be responded through clarifying the concepts as egoism, human rights, humanism and liberalism, and tackling their claims in details.
İnsan hakları düşüncesi, 18. yüzyılda bugünkü haliyle tarih sahnesine çıktığından bu yana, bazı eleştirilerin de hedefi olmuştur. Bu eleştiriler gittikçe yoğunlaşarak bugün zirve yapmış ve insan hakları, özgürlük ve demokrasi gibi politik değerlerle birlikte 20. yüzyılın sonunda, daha bundan 20-30 yıl önce en iyi dönemini geçirmiş olmasına karşın, bugün insan haklarının sonu ilan edilmeye başlanmıştır. Bu eleştirilerden birisi insan haklarını insan-merkezci bir ideoloji, hatta insan türü ırkçılığı olarak gören hümanizm eleştirisidir. Bu eleştiri bu yazıda Yuval N. Harari ve Costas Douzinas’ın görüşlerinden hareketle ortaya konulmakta ve bu eleştiriler egoizm, insan hakları, insancıllık ve liberalizm kavramlarının açıklığa kavuşturulması ve Harari ve Douzinas’ın iddialarının ayrıntılı olarak ele alınmasıyla yanıtlanmaya çalışılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 2 |