İslamî ilimlerde Şiî-Sünnî polemiklerinin geçmişi bu iki mezhebin ortaya çıkışıyla yaşıttır. Aradaki ilişkiler de çoğunlukla polemik kültürü üzerine kuruludur. Yalnız her ikisi Kur’ân ve Hz. Peygamberin sünnetinden hareketle varoluş mücadelesini sürdürürler. Aynı zamanda her ikisi de temel referanslarının Kur’ân ve sünnet olduğu iddiasındadırlar. Fakat üzerinde durdukları kavram ve baktıkları yönlerin farklı oluşu sebebiyle Kur’ân ve sünnetten elde ettikleri sonuçlar da faklı olmuştur. Bu farklılıklar bazen birbirlerini tekfire götürecek dereceye varmıştır. Ne var ki tarihsel süreç içerisinde Sünnî ulema daha insaflı ve daha kapsayıcı bir yol izlemiştir. Bu anlamda sahabe döneminde yaşanan olumsuzlukların üstünü kapatıp Kur’ân ve sünnetin temel ilkeleri üzerinde herkesin mutlu olabileceği bir geleceğin inşası Sünnî düşüncenin esas omurgasını oluşturur.
Söz konusu iki mezhebin kendi görüşlerine delil aradıkları en önemli kaynak şüphesiz Kur’ân-ı Kerim’dir. Bu mezhepler âyetlerin zahirinden kendilerine açıkça bir delil bulamayınca uygun gördükleri lafızların te’villeri ve âyetlerin nüzul sebeplerine başvurma yolunu tercih eder. Bu bağlamda tefsirler önemli bir kaynak işlevi görmektedir. Bu anlamda araştırmamız esnasında Sünnî çevreyi temsil eden Fahruddîn er-Râzî’nin (ö. 606/1210) Mefâtîhu’l-Ğayb adlı eserinin iki mezhep arasındaki tartışmalar konusunda önemli bir yere sahip olduğunu gördük. Bundan dolayı çağdaş dönem Şiî müfessirlerinden Nehâvendî Nefehâtur’r-Rahmân fî Tefsiri’l-Kur’ân adlı tefsirinde Râzî’nin görüşlerini reddetmek için özel bir gayret içerisine girmiştir. Nitekim Nehâvendî, Şianın temel omurgasını oluşturan Ahbârî ve Usûlî geleneğin temel özelliklerini birada barındıran bu eserde Râzî’ye yöneltilen eleştirilerin incelenip tüm boyutlarıyla ortaya koyulması bu çalışmanın esas konusunu oluşturmuştur.
The history of Shiite-Sunnī polemics in Islamic sciences dates back to the early emergence of these two sects. The relations between them are mostly based on polemic culture. However, both of them maintain their struggle for existence based on the Qur'an and the Prophet's Sunnah. At the same time, both of them claim that their main references are the Qur’an and the Sunnah. However, due to the different concepts they emphasize and the different directions they look at, the results they have obtained with the methods of deducing judgments from the Qur'an and the Sunnah have been different. These differences sometimes went to the point of takfir of each other. However, in the course of the historical process, Sunnī scholars have followed a more merciful and inclusive path. In this sense, the construction of a future in which everyone can be happy on the basis of the basic principles of the Qur'an and the Sunnah by covering up the negativities experienced during the period of the Companions constitutes the main backbone of Sunnite thought.
The most important source from which these two sects seek evidence for their views is undoubtedly the Qur'an. When these sects could not find any clear evidence for their views from the literal meaning of the verses, they prefer to resort to the interpretation of the words they deem appropriate and the reasons for the revelation of the verses. In this context, tafsirs serve as an important source. In this sense, during our research, we have seen that Fakhr al-Dīn al-Rāzī’s (d. 606/1210) Mafātīh al-Ghayb, which represents the Sunnī environment, has an important place in the debates between the two sects. Therefore, Nehāwandī, one of the contemporary Shiʿite mufassirs, made a special effort to reject al-Rāzī's views in his tafsīr Nefahāt al-Rahmān fī Tafsīr al-Qurʾān. Hence, the main subject of this study is to examine the criticisms directed against al-Rāzī in this work, which combines the main features of the Ahbārī and Usūlī traditions that constitute the main backbone of Shi'ism, and to reveal them in all their dimensions.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 18, 2023 |
Submission Date | January 24, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 22 |
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi olarak yayınlanan dergimiz 1 Ağustos 2019 tarihi itibari ile adını Kilitbahir olarak değiştirmiştir.
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.