Sezai Karakoç, one of the prominent poets of Turkish poetry, has written his poems within the trend called “Second New Poetry” and has a remarkable role incident thereto through the significant innovations brought thereby to poetry. He is the author of the books named The Gulf, The Main Vessels, Forthy Hours with Hızır, The Voices, The Book of Taha, The Good News from the Rose, Words Dedicated to the Time, Rites, Leyla and Mecnun, The Fire Dance and The Clock of the Faith. Karakoç offers poems with certain literary value to the readers in these books. It can easily be said that Karakoç reaches out to readers from all walks of life when creating his poems by highlighting the contrast of nature and culture through taking advantage of the geography and culture that he belongs. Karakoç creates his poems by images that can be understood by the society thereby both enriching his poems and by being different from the other poets of the “Second New Poetry” trend to which he belongs. This difference created by Sezai Karakoç in terms of being understood is accentuated by basing his poems on religion, Sufism and Divan poetry tradition. Karakoç, in his subsequent poems, follows the Western poem tradition and shows his desire germane to modernization in terms of language and form by writing his poems in Freestyle poetry. Karakoç, who wants to reach modernization by using words that can be understood by everyone, wipes out the idea that poets live in glass houses thanks to his works. Images such as mother, wind and nightingale employed in his poems that are familiar to everyone can be discussed in terms of psychoanalysis. Sezai Karakoç who expresses the longing of people who are trapped due to the changing urban life to nature in most of his poems stresses that people will return to nature under any conditions. Roses, nightingales, mother, wind, raven, vineyards, mountains, sky and sea are the natural and cultural elements often used in the poems of the famous poet. Karakoç, who creates his poems through these elements has his name rather frequently mentioned due to the creation of the literary Works thereof by using contrasts
Türk şiirinin önde gelen şairlerinden Sezai Karakoç, İkinci Yeni akımı içinde yerini alarak şiirlerini yazmış ve şiire getirdiği yeniliklerle adından söz ettirmiştir. Körfez, Şahdamar, Hızırla Kırk Saat, Sesler, Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Zamana Adanmış Sözler, Ayinler, Leyla ile Mecnun, Ateş Dansı ve Alınyazısı Saati adlı kitapları vardır. Karakoç bu kitaplarda belli bir edebi kıymete sahip olan şiirlerini okuyucuya sunar. Şiirlerini oluştururken doğduğu coğrafyadan ve kültürden yararlanarak doğa-kültür karşıtlığını ön plana çıkaran Karakoç’un her kesimden okuyucuya ulaştığı söylenebilir. Toplumun anlayabileceği imgelerle şiirlerini ören Karakoç hem şiirlerini zenginleştirir hem de ait olduğu İkinci Yeni kuşağından farklı bir şair olarak değerlendirilir. Sezai Karakoç’un anlaşılmak noktasında oluşturduğu bu farklılık, ilk şiirlerini dine, tasavvufa ve divan şiiri geleneğine dayamasıyla iyice belirginleşir. Sonraki şiirlerinde Batı şiirini izleyen ve dil ile biçimde modernleşmeyi isteyen Karakoç, serbest şiire geçer. Herkesin anlayabildiği kelimeleri kullanarak modernleşmeye ulaşmayı isteyen Karakoç, şairlerin sırça köşklerde yaşadığı fikrini de eserleriyle yok eder. Şiirlerinde kullandığı anne, rüzgâr, bülbül gibi herkesin bildiği imgeler, psikanaliz açısından da ele alınabilir. Şiirlerinin çoğunda değişen kent yaşamı nedeniyle sıkışıp kalan insanların doğaya özlemini dile getiren Sezai Karakoç, her halükarda doğaya dönüleceğini vurgular. Gül, bülbül, anne, rüzgâr, kuzgun, bağ, dağ, gök, deniz şairin şiirlerinde sıklıkla kullandığı doğa ve kültür unsurlarıdır. Bu unsurlarla şiirini ören şair, karşıtlıklardan edebi eser meydana getirerek adından söz ettirir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2014 Sayı: 4 |