Bu çalışmanın amacı, tutarlı dil politikalarını yıllardır işlevsel halde tutan Avrupa kıtasının en fazla göçmen nüfusu barındıran Almanya, Avusturya ve İsveç’i iyi örnekler olarak baz alarak; adı geçen ülkelerin dil hususunda entegrasyon politikaları ile Türkiye’deki sistemin karşılaştırılmak ve ülkenin iç dinamiklerini de göz önünde bulundurarak öneriler sunmaktır. Çalışmada, kalitatif araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği benimsenerek söz konusu ülkelerin konu ile ilgili ulusal raporları ve uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan yayınlar analiz edilmiştir. Ülkelerin izlediği göçe yönelik dil politikaları ve tutumları küresel olarak farklılık göstererek göçmenlerin deneyimlerini şekillendirmektedir. Türkiye’deki göçmen, sığınmacı ve mülteci sayılarının, dünya genelindeki gelişmeler dikkate alındığında, her geçen gün artma eğiliminde olduğu öngörülebilir. Bu noktada araştırma sonuçlarına bakıldığında, Türkiye’deki uluslararası göç dalgası, ülkenin sınırları içinde çeşitli etkiler yaratmış ve kendinden tecrübeli ülkelere kıyasla dil politikası tasarlama konusunda daha hazırlıksız yakalanmasına neden olmuştur. Bu nedenle, Türkiye’de, farklı statüde yaşayan bireylerin yaşamlarını daha kolay sürdürebilmeleri için dil bariyerinin aşıldığı politikaların oluşturulması kaçınılmazdır. Bu çerçevede seçili ülkelerin genelinde uygulanan dil politikalarının kapsam genişliği ortaya konularak, Türkiye’de uygulanan pratiklerin erişebilirliğini, niteliğini ve ölçme değerlendirme çalışmalarının daha güvenilir bir yapıya kavuşmasının sağlanması yönünde öneriler geliştirilmiştir.
This study aims to take Germany, Austria, and Sweden, which have the largest immigrant populations in the European continent and have kept consistent language policies functional for years, as good examples to compare the integration policies of the countries mentioned earlier in terms of language with the system in Türkiye and to offer suggestions by taking into account the internal dynamics of the country. In the study, the document analysis technique, one of the qualitative research methods, was adopted and the national reports of the countries in question and the publications prepared by international organizations were analyzed. The language policies and attitudes towards migration pursued by countries differ globally and shape the experiences of migrants. It can be predicted that the number of migrants, asylum seekers and refugees in Türkiye tends to increase day by day, taking into account the developments around the world. At this point, the research results suggest that the wave of international migration in Türkiye has created various effects within the country’s borders and has caused it to be caught unprepared in terms of designing a language policy compared to more experienced countries. Therefore, in Türkiye, it is inevitable to create policies that overcome the language barrier so that individuals living in different statuses can live their lives more easily. In this framework, by revealing the breadth of the scope of language policies implemented in selected countries, recommendations have been developed to improve the accessibility and quality of the practices implemented in Türkiye and to provide a more reliable structure for assessment and evaluation studies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education (Other) |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | April 28, 2024 |
Submission Date | March 19, 2024 |
Acceptance Date | April 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 15 |