Birinci
Dünya Savaşı sonrasında akademik bir disiplin haline gelmeye başlayan “Uluslararası
İlişkiler”in, Soğuk Savaş dönemindeki hakim kuramı “Realizm” olmuştur.
“Realizm”in, modern uluslararası ilişkileri, Avrupa’da ortaya çıkan ve Avrupa
dışına taşan “Westphalia-Sistemi”nin
ortaya çıkardığı ulus-devlet anlayışı ve kavramları ile izah etmesi tartışmasız
bir “gerçeklik” haline dönüştürülmüştür.
Kilise-devlet
ayrışmasının bir sonucu olarak Protestanlar ve Katolikler arasında 1618’de Orta
Avrupa'da patlak veren ve 1648'de sona eren Otuz Yıl Savaşları, Avrupa’da ulus-devlet anlayışına dayanan “Westphalia-Sistemi”nin
ortaya çıkmasına yol açmıştır. “Westphalia-Sistemi”nin ulus-devlet anlayışına bağlı
olarak ortaya çıktığı dönem boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan
toplulukların, din ya da mezhep esasına göre örgütlenerek yönetilmesi esasına
dayanan “Millet-Sistemi” bulunmaktaydı.
“Millet-Sistemi”, “Westphalia-Sistemi”nin ürettiği
ulusçuluk akımlarının yayılmasıyla birlikte 19. yüzyılda bir krizle karşılaşmış
ve neticede Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte sona ermiştir.
Soğuk Savaş sonrası dönemde ise
“Westphalia-Sistemi”ne karşı küreselleşme
ve etno-merkezli yerellik
şeklinde ortaya çıkan meydan okumalara karşı, alternatif bir dünya-sistemi
yaklaşımı olarak “Millet-Sistemi”
anlayışıyla etnik, dinsel ve mezhepsel ayrışmalardan kaynaklanan çatışmaları
önleyerek barışçı bir dünya düzeninin tesis edilmesinin olanaklı olduğu ileri
sürülmeye başlanmıştır.
Bu çalışmada, Westphalia-Sistemi”nin
alternatifi olarak Ahmet
Davutoğlu’nun ileri sürdüğü “Millet-Sistemi” kavrayışıyla Soğuk
Savaş sonrasının uluslararası siyaseti okunmaya çalışılmış ve çalışma “Westphalia-Sistemi” ve “Millet-Sistemi” karşılaştırmasını da içeren
genel bir değerlendirmeyle sonuca ulaştırılmıştır.
Westphalia-Sistemi Millet-Sistemi Realizm Ulus-devlet Osmanlı İmparatorluğu
In the Cold War era,
‘Realism’ became the dominant theory of the "International
Relations", which began to appear as an academic discipline after the
World War I. The fact that ‘Realism’ explains modern
international relations with the concepts and understanding of the nation-state
that emerged in Europe and spread out of Europe which was revealed by
Westphalia-System has been transformed into an indisputable reality.
The Thirty
Years War that erupted in 1618 in Central Europe, ended in 1648 as a result of the
church-state separation between the Protestants and Catholics, based on the
nation-state concept has led to the emergence of the
"Westphalia-System" that is the nation-state understanding in Europe.
During the period in which the "Westphalia-System" emerged as a
nation-state understanding, there was a "Millet-System" with the
principle of the management by religious or sect of communities
living in the Ottoman Empire. The "Millet-System" faced a crisis in
the 19th century with the spread of nationalist movements as a
result of the "Westphalia-System" and eventually ended with the
disintegration of the Ottoman Empire.
In the post-Cold War
era, it has been argued that if it is possible to establish the a peaceful
world order by preventing conflicts
arising from ethnic, religious and sectarian divisions with the understanding
of the "Millet-System" as an alternative
world-system approach against challenges emerging
in the form of globalization and ethno-centric
locality against the "Westphalia-System"
.
In
this study, the international politics of the post-Cold War period is tried to
be read with an understanding of the "Millet-System" which was put
forward by Ahmet Davutoğlu, as an
alternative to the Westphalia-System, and the study is conclud
Westphalia-System Millet-System Realism Nation-state Ottoman Empire
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 10 Sayı: 19 |