The debate concerning mutashabih (ambiguous or “descriptive”) attributes continues to exert significant influence on contemporary Islamic thought and jurisprudence, echoing from the classical period into the present. In particular, the renewed polemics between Salafi and Ashʿari-Maturidi theological schools have sustained the relevance of this issue. Among modern scholars, Wahbah al-Zuhayli (1932–2015) occupies a prominent place. His extensive scholarship and major works, notably in fiqh and tafsir, have gained considerable authority not only in the Arab world but also in Turkey and other Muslim regions, serving as primary references for many researchers. This article examines al-Zuhayli’s interpretation of khabari attributes, as presented in his widely recognized exegesis, al-Tafsīr al-Munīr. The concept of mutashabih attributes pertains mainly to descriptions of God’s essence and actions that, in their apparent (zāhir) meanings, can suggest anthropomorphic qualities. Classical scholarship reveals divergent approaches: the Salaf generally accepted these attributes as they appear, refraining from allegorical interpretation or speculating about their reality. In contrast, later scholars (muta’akhkhirūn) have favored ta’wīl (interpretation) guided by rational and textual considerations. Analyzing al-Zuhayli’s methodology in al-Tafsīr al-Munīr is important for understanding the current state of the debate. Al-Zuhayli tends to follow the muta’akhkhirūn in his approach, not restricting khabari attributes to their literal meanings. Instead, he interprets them with reference to linguistic, rational, and scriptural evidence. For instance, regarding divine attributes such as “hand,” “face,” and “establishment upon the Throne,” he does not insist on a strictly literal sense, but instead explores their metaphorical and theological implications. Al-Zuhayli’s position is particularly relevant amid contemporary discussions between Salafi and Ashʿari-Maturidi circles. Some critics, who reject ta’wīl and insist on a literal approach, oppose al-Zuhayli’s interpretive stance. However, the evidence from al-Tafsīr al-Munīr demonstrates that al-Zuhayli aligns more closely with the later Sunni theological tradition, which permits rational explanation and interpretation of khabari attributes. Moreover, rather than merely replicating any single school’s doctrine, al-Zuhayli frequently adopts a critical and investigative (muhaqqiq) methodology. He assesses each case on its merits, sometimes favoring interpretive explanation, and at other times exercising caution due to the complexity and sensitivity of the issue. In summary, al-Zuhayli’s nuanced, eclectic, and scholarly approach to khabari attributes marks a significant contribution to modern Islamic thought. Studying his interpretations in al-Tafsīr al-Munīr thus offers valuable insight into ongoing theological debates within contemporary Islamic scholarship, particularly concerning the understanding and explanation of ambiguous divine attributes.
Günümüzde İslâm düşüncesi ve fıkıh literatürü üzerinde derin etkileri olan müteşâbih (haberî) sıfatlar tartışması, klasik dönemden itibaren devam eden bir mesele olmakla birlikte, modern dönemde yeni yorum ve yaklaşımlarla yeniden ele alınmaktadır. Özellikle Selefî ve Ehl-i Sünnet kelam ekolleri arasındaki görüş ayrılıklarının günümüzde yeniden canlanması, bu tartışmaların güncelliğini korumasına neden olmuştur. Modern dönemde hem Arap dünyasında hem de Türkiye gibi farklı İslam coğrafyalarında geniş bir etki alanı bulunan Vehbe ez-Zühaylî (1932-2015), sahip olduğu ilmî birikim ve kapsamlı eserleriyle bu tartışmaların merkezinde yer alan isimlerden biridir. Onun başta fıkıh olmak üzere tefsir, hadis ve İslam tarihi alanlarında kaleme aldığı eserler, başta Arap dünyasında olmak üzere Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde de geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmış; fıkıh ve tefsir çalışmaları, özellikle araştırmacılar tarafından sıklıkla başvurulan temel kaynaklar arasında kabul edilmiştir. Bu çalışmada, modern dönemde güncelliğini sürdüren haberî sıfatlar meselesine ilişkin olarak, Zühaylî’nin meşhur tefsir eseri et-Tefsîrü’l-Münir’de ortaya koyduğu görüşler ele alınmıştır. Müteşâbih sıfatlar, özellikle Allah’ın zâtı ve fiilleriyle ilgili olup, zahiri anlamları itibariyle insanî özellikler çağrıştıran sıfatlardır. Bu konuda klasik literatürde başta selef ve halef âlimleri olmak üzere farklı yaklaşımlar sergilenmiştir. Selef âlimleri, bu sıfatları zahiri anlamlarıyla kabul edip mahiyetleri hakkında yorum yapmazken; müteahhirûn dönemi âlimler ise aklî ve naklî deliller çerçevesinde te’vil yoluna gitmişlerdir. Zühaylî’nin haberî sıfatlara dair görüşlerinin sistematik biçimde ortaya konulması, bu tartışmaların günümüzdeki seyrini anlamak ve çağdaş literatüre katkı sağlamak bakımından önem arz etmektedir. Nitekim et-Tefsîrü’l-Münir incelendiğinde, Zühaylî’nin daha çok müteahhirûn dönemi âlimlerinin metodunu benimsediği, yani haberî sıfatları sadece sözlük anlamlarıyla bırakmayıp, dil bilimleri, aklî ve naklî bilgiler ışığında te’vil ettiği, bu sıfatların mahiyetleri üzerinde açıklamalar yaptığı görülmektedir. Örneğin Allah’ın “el”, “yüz”, “istivâ” gibi sıfatlarını, zahiri anlamlarına indirgememiş; bunların mecazî ve derin anlamlarını ortaya koymaya çalışmıştır. Zühaylî’nin bu yaklaşımı, günümüzde Selefî ekol ile Ehl-i Sünnet kelam ekolleri arasındaki tartışmalar bağlamında da özel bir önem taşımaktadır. Çünkü bazı çevreler, haberî sıfatları te’vil etmenin yanlış olduğunu savunarak, Zühaylî’nin konuya yaklaşımını eleştirmektedirler. Ancak elde edilen veriler ışığında, onun haberî sıfatlar konusunda Selefî’nin zahiri anlam yaklaşımını takip etmek yerine, aklî ve naklî deliller ışığında açıklamalar getiren müteahhirûn ekolüne daha yakın olduğu görülmektedir. Bunun da ötesinde, Zühaylî’nin ekol taklidine gitmekten ziyade, muhakkik bir tutum sergilediği, delil ve burhanlara dayalı olarak kimi zaman bu sıfatları te’vil ettiği, kimi zaman da konunun farklı boyutları nedeniyle ihtiyatlı yaklaştığı söylenebilir. Zühaylî’nin nevi şahsına münhasır bir tutumla, eklektik ve muhakkik bir yaklaşımla konuya yaklaşması, bu çalışmanın temel odak noktalarından birini oluşturmaktadır. O’nun et-Tefsîrü’l-Münir adlı eserindeki yorumlarının bu çerçevede incelenmesi, kelam ilmi düşüncesinde haberî sıfatlara dair güncel tartışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makaleleri / Research Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 18 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 45 |
K.S.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, elektronik ortamda yayınlanmaktadır.
ilahiyatdergi@ksu.edu.tr
Derginin Tarihçesi
Derginin Adı | ISNN | e-ISNN | Başlangıç Yılı |
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi | 1304-4524 | 2651-2637 | 2003 |