With this study, the source, use value and scientific reliability of the epics, which are among the oral sources of history, in terms of Turkish historical research were tried to be determined. While the historical origin of the epics, which include relations between the ruler and the public, social life, scientific and technical developments, changes in gender roles, traditions, customs and beliefs among the sources of history, were not accepted in the past, this perception has started to change gradually today. Although some of the epics seem to be based on historical facts, they are fictitious. These epics, which are beyond our research subject, are the historical epics that reflect the common consciousness and identity of the society, based on real facts and historical figures. The epics that have been created with oral tradition thousands of years ago and passed down to the present day reflect the interlinear knowledge of history and the psychology of being a nation that we cannot find in written sources. Experienced historians who know method and style, carefully criticized the epics and whose contents are in accordance with the historical fact, are at least as reliable historical material as written sources.
BBu çalışma ile tarihin sözlü kaynakları arasında yer alan destanların Türk tarih araştırmaları açısından kaynaklığı, kullanım değeri ve ilmî güvenilirliği tespit edilmeye çalışılmıştır. Yönetici ve halk arasındaki ilişkilere, toplumsal hayata, bilimsel ve teknik gelişmelere, toplumsal cinsiyet rollerindeki değişimlere, geleneklere, örf, âdet ve inanışlara yer veren destanların, tarih ilminin kaynakları arasında gösterilmesi geçmişte kabul edilemez bir durumken zamanla bu anlayış değişime uğramıştır. Destanların bir kısmı tarihî gerçeklere dayanır gibi görünmekle birlikte hayal ürünüdür. Bunlar bizim araştırma konumuzun dışında olup bizim ilgi alanımız olan destanlar gerçek vakıalarla, tarihî şahsiyetlere dayanarak, toplumun ortak şuurunu ve kimliğini yansıtan tarihî destanlardır. Binlerce yıl öncesinde sözlü gelenekle oluşturulup nesiller boyu aktarılarak günümüze ulaşan destanlar yazılı kaynaklarda bulamayacağımız tarihin satır arası bilgilerini ve millet olma psikolojisini yansıtır. Metot ve üslup açısından deneyimli tarihçilerin elinde, ihtiyatlı bir iç tenkit çalışmasının ardından, muhteviyatı tarihî vakıa ile uyum gösteren destanlar, en az yazılı kaynaklar kadar güvenilir bir kaynak olarak tarihe malzeme sunabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Kastamonu İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.