Divan şairleri, yaşadıkları dönemin özelliklerini eserlerine yansıtmışlardır. Bu eserlere baktığımızda dönemin yeme-içme kültürü hakkında ilginç bilgiler karşımıza çıkmaktadır. Divanlarda geçen içecekleri alkollü ve alkolsüz içecekler olarak iki grupta inceleyebiliriz. Bahsedilen alkolsüz içeceklerin başında şerbet gelir. Şerbet bal veya şekerle tatlandırılmış alkolsüz içecektir. Yaş ve kuru meyvelerden, baharatlardan, bitkilerden, bal ve şekerden şerbet yapımında faydalanılabilir. Şerbet, tatlı ve ferahlatıcı oluşu, sağlık alnında kullanışı ile şairler için olumlu hayallere zemin hazırlamıştır. Fakat sağlık alanında kullanılan şerbetlerin bazılarının acı olması, zehirlerin kimi zaman şerbetlere karıştırılarak verilmesi gibi özellikleri ile de olumsuz kavramlarla ilişkilendirilmiştir. Divan şairleri sevgilinin dudaklarını, ağzını, yüzünü ve ellerini şerbete benzetmişlerdir. Sabahları çiçekler üzerinde oluşan çiğ şairler tarafından şerbet olarak hayal edilmiştir. Somut kavramların yanında soyut kavramlar da şerbet olarak hayal edilmiştir. Kavuşma, aşk, sevgi, vicdan, muhabbet, merhamet, lütuf, barış, vefa, cömertlik veya adalet gibi olumlu kavramlar şaire tatlı gelişleri ile şerbete benzetilmiştir. Aynı zamanda ayrılık, ölüm, ecel, zaman ve pişmanlık gibi olumsuz kavramlar acı birer şerbet olarak ele alınır. Şerbetler, Türk kültüründe kimi geleneklerde hâlâ yaşamaktadır. Nişan/söz kutlamalarında, lohusa ziyaretlerinde veya Ramazan sofralarında şerbet ikram edilmektedir. Bugün unutulan şerbetle ilgili bazı geleneklere de Divanlarda rastlanılmıştır. Şerbetin dilimize olan etkilerinin başında deyimlerde kullanılması yer almaktadır. Bu nedenle divanlarda geçen “nabza göre şerbet vermek” gibi deyimler de incelenerek örneklendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2023 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |