Yerküre kendi iç dinamikleri ile birçok yerici kaynaklı doğal döngünün ev sahibidir. Depremlerde bu doğal döngünün bir sonucu olan yer hareketleridir. Bu hareketlerin farklı ölçekteki küçük ve büyük etkileri her zaman afetlerin en önemli unsuru olmuştur. Yıkım etkileri nedeni ile depremler savunmasız toplumlar karşısında ciddi can ve mal kayıpları oluşturmaktadır. Dünyada yıkıcı depremlerin önemli bir kısmı genelde levha sınırlarında olmaktadır. Türkiye de tektonik konumu ile bu levhaların göreceli hareketinden oldukça etkilenen ve yoğun sismik hareketlin yaşandığı ülkelerden birisidir. Dünyanın en yıkıcı depremlerinin yaşandığı Şili de yine bu tektonizmanın en çok tahrip ülkelerin başında gelmektedir. Farklı tektonik levhaların tehdidi altında olan Türkiye ve Şili’de meydana gelen depremlerin ekonomik, toplumsal ve yapısal etkileri çoğu zaman depremlerin özelliklerine göre de değişken olabilmektedir. Bununla beraber aynı büyüklükte iki depremin oluşturduğu etki de farklı olabilmektedir. 24 Ocak 2020 Elazığ (Mw=6.8) ve 1 Ağustos 2019 San Antonio-Şili (Mw=6.8) depremleri bu argümana iki örnek deprem olarak incelenmiştir. Özellikle deprem öncesi afete hazırlık ve deprem sonrası kriz yönetimi aşamaları yanında müdahale ve iyileştirme aşamalarında depremlerin yıkıcı karakterine bağlı nasıl irdelenmesi gerekliliği öne çıkabilmektedir. Dünyadaki model ülkeleri incelediğinde geçmişte yaşadıkları büyük depremler milat noktası olmuştur. İncelenen bu iki depremde toplumların istek ve katılımı ile kamusal yönetim anlayışının deprem kültürüne göre oluşturulduğu görüşü hâkim olmaktadır. Bu durum depremler konusunda farkındalığın uygulama ve deprem zararlarının azaltılması aşasında oldukça önemli bir rol oynadığını da göstermektedir.
The earth, with its own internal forces, is the host of many earth-based natural cycles. Earthquakes are ground motions that are a result of this natural dynamic process. Small and large reflections of these movements on different scales have always been the most important factor in disasters. Earthquakes can result in serious loss of life and property in vulnerable communities due to destruction. Most of the destrcutive earthquakes in the world generally occur at the plate boundaries. Turkey also quite impressed with the relative movement of tectonic plates and is one of those countries where there is dense seismicity. Chile, where the world's most destructive earthquakes have been experienced, is again one of the countries most damaged by this tectonism. Economic, social and structural undesirable condtionns can often vary according to the characteristics of earthquakes as a result of different tectonic plates under the threat of destructive earthquakes in Turkey and Chile as a result. However, the effect of two earthquakes of the same magnitude may also be different. The earthquakes of January 24, 2020 Elazig (Mw = 6.8) and August 1, 2019 San Antonio-Chile (Mw = 6.8) were examined as two examples of earthquakes to this approach. Especially, it is important to examine the destructive character of earthquakes in disaster preparedness and before and post-earthquake crisis management stages as well as intervention and recovery stages. Major earthquakes have become a scale model in disaster planning in countries those have intense earthquakes. It is understood that in these two earthquakes examined, corporate governance understanding was formed according to the earthquake culture with the will and participation of the societies. This situation also shows that awareness of earthquakes plays a very remarkable role in the implementation and mitigation of earthquake damages.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Mathematical Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 1 Issue: 2 |
Lapseki Vocational School Applied Research Journal is free. No fee is charged for articles to be published.