Çocuklar,
oyun sayesinde kendi hayal dünyalarına ve yaratma ortamlarına kavuşurlar; bu
süreçte en büyük yardımcıları ise oyuncaklardır. İlk bakışta, çocukların
eğlenmesini, oyalanmasını sağlayan nesneler gibi algılansa da oyuncaklar,
çocukların hayal güçlerini ve yaratıcı özelliklerini geliştiren; kendilerini ve
dış dünyayı tanımalarına olanak tanıyan; bedensel, zihinsel ve psiko-sosyal
gelişimlerine katkıda bulunan önemli araçlardır. Zamanla ve koşulların
değişmesiyle oyunlar gibi oyuncaklar da değişmiştir; el yapımı oyuncakların
yerini fabrika ürünü oyuncaklar almış, çeşitlilik artmış; giderek oyuncağa
ulaşmak kolaylaşmıştır. Günümüz çocuklarının bir kısmıysa bilgisayar gibi yeni
bir oyun arkadaşı edinmiştir; onun sunduğu oyunlarla oynamak pek çoğu için
çekici gelmektedir. Çocukluk döneminin oyun ve oyuncakla birlikte düşünülmesi,
edebiyat ürünlerine yansıyan bir husustur. Türk edebiyatında çocuk-oyuncak
ilişkisini yansıtan pek çok şiirle ve öyküyle karşılaşmak mümkündür. Çocukluk
yıllarına, çocukluğun oyuncaklı zamanlarına özlemlerini dile getiren birçok
yazar da anılarında, kendi yaptıkları ya da aile büyüklerince alınmış,
üretilmiş oyuncaklardan söz etmiştir. Bu çalışmada; Abdülhak Hamid’den Yakup
Kadri’ye, Pınar Kür’den Mine Söğüt’e uzanan bir seyirde yazarların anılarında
oyun ve oyuncakların nasıl yer bulduğu, değişen toplumsal koşullarla birlikte
oyuncakların uğradığı değişimin edebî bir türün örneklerine nasıl yansıdığı,
cinsiyet özelliklerinin çocukluktaki oyuncak seçimini ne ölçüde etkilediği
üzerinde durulacak; örnekler eşliğinde, oyun ve oyuncakların anılardaki yeri
değerlendirmeye çalışılacaktır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 1, 2017 |
Submission Date | March 30, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 10 Issue: 19 |