In the early years of the Republican era
(the 1920s), concerts and music programs were often organized in concert halls,
night-clubs, schools, restaurants, coffeehouses, squares and parks, as well as
in mansions and houses. The audience of these music activities, that were
mainly held in Istanbul, was limited only to the current audience. However, the
debut of regular broadcasts at Istanbul Radio on May 6, 1927 facilitated the
access of this limited audience to all kinds of music programs such as
Alaturka, Alafranga, folk music and jazz throughout the country. While the
radio broadcasts provided many listeners with the opportunity to listen to the
vocal and instrumental performances of famous music performers, who had been
never or hardly heard about, on the radio on the one hand, they also provided
the opportunity for them to familiarize with the forms of Western music they
had not been able to listen to before. In addition, radio broadcasts were the
most ideal means for the cultural policies of the Republican era to reach their
goal of accustoming the ears of the people to Western music.
This
study focuses on the artists who took part in the Turkish music programs, the
content of Turkish music programs in Radio concerts and the composers whose
works were performed in the early period of Istanbul Radio, which was
established in 1927. Within the scope of this study, the broadcast programs of
the early period (1927) of Istanbul Radio were identified, analyzed and
described through such documents as books, magazines, newspapers, photographs
and comics obtained through an archive research. In this respect, our research
has a descriptive feature, as well. In addition, certain texts written in
Ottoman Turkish were transcribed into the Latin alphabet, which is considered a
contribution to the literature on the history of Turkish music.
Some of
the findings of this study are: that
in the early period of Istanbul Radio, which is 1927, approximately 80% of its
programs consisted of music broadcasts, and Turkish music accounted for the
highest rate in these broadcasts with 37.61%; that although Turkish Music programs were mostly
performed by Studio Music Groups, duets, triplets or more performers or artists
also came together to form different Turkish music performance teams; that
Turkish music programs were often made in the form of “fasıl" (Classical
Turkish Music performance); that the classical style of the period reflected the market-style performance rather
than the classical style; and that Western instruments such as
cello, piano and harmonium were also used in Turkish music performances.
Cumhuriyet döneminin ilk
yıllarında (1920’li yıllar), konserler ve müzik programları genellikle konser
salonları, gazinolar, okullar, lokantalar, kahvehaneler, meydanlar ve parkların
yanı sıra konaklar ve evlerde tertip edilirdi. Ağırlıklı olarak İstanbul’da
yapılan bu müzik etkinliklerinin dinleyici kitlesi, yalnızca o anda orada
bulunanlarla sınırlı kalırdı. Fakat 6 Mayıs 1927’de İstanbul Radyosu’nun
düzenli yayınlarının başlaması, bu sınırlı dinleyici kitlesinin Alaturka,
Alafranga, halk müziği ve caz gibi her türden müzik programlarına yurt çapında
erişimini kolaylaştırdı. Radyo yayınları, bir yandan çoğu dinleyicinin sadece
adını duyduğu ya da duymadığı ünlü müzik icracılarının seslerini ve sazlarını
radyodan dinleme fırsatı sağlarken, diğer yandan daha önce dinleyemedikleri
Batı müziği formlarını tanıma fırsatı sağladı. Ayrıca Cumhuriyet döneminin
kültür politikaları dahilinde halkın kulağının Batı müziğine alıştırılması
yönündeki hedefine ulaşması için Radyo yayınları, en ideal araç konumundaydı.
Bu
araştırma, 1927’de kurulan İstanbul Radyosu’nun ilk döneminde, Türk müziği
programlarında yer alan sanatçıların kimler olduğuna, Radyo konserlerindeki
Türk müziği programlarının içeriğinin nasıl olduğu ve hangi bestecilerin eserlerinin
icra edildiğine odaklanmıştır. Bu araştırmanın konusu kapsamında,
arşiv taraması ile elde edilen kitap, dergi, gazete, fotoğraf ve karikatürler
gibi dokümanlarda, İstanbul Radyosu’nun ilk dönemine (1927) ait yayın
programları tespit edilerek incelenmiş ve betimlenmiştir. Bu yönüyle betimsel
bir araştırma özelliği de taşımaktadır. Ayrıca Osmanlıca yazılmış bazı
metinlerin, Latin alfabesine çeviri yazıları yapılmış ve Türk müziği tarihi
literatürüne katkı sağlanmıştır.
Bu araştırmada, İstanbul Radyosu’nun ilk dönemi olan 1927 yılında, programlarının
yaklaşık %80’inin müzik yayınlarından oluştuğu ve bu yayınlardan %37,61’lik bir
oranla en fazla Türk müziği yayınları yapıldığı, Türk mûsikîsi programlarının Stüdyo Mûsikî Heyeti
tarafından icra edilmekle birlikte,
ikili, üçlü veya daha fazla sayıda hânende ve sâzendenin bir araya
gelerek farklı Türk müziği icra takımları oluşturdukları, Türk mûsikîsi
programlarının çoğu zaman “fasıl” şeklinde yapıldığı, dönemin icra üslûbunun
klasik tarz icradan çok piyasa tarzı icrayı yansıttığı ve Türk
mûsikîsi icralarında viyolonsel, piyano ve armonyum gibi Batı enstrümanlarının
da kullanıldığı ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2019 |
Submission Date | June 27, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 12 Issue: 27 |