It is a necessity for our generations to produce
electricity in a sustainable form that does not damage nature. In this context,
renewable energy sources are a sustainable resource. The most potentially high
source of renewable energy sources is the sun. The most commonly studied solar
cells in the literature are silicon-based solar cells. However, the production
of silicon-based solar cells is difficult and costly. To overcome these
obstacles, it is seen that studies have been made on organic solar cells in the
literature. However, the Power Conversion Efficiency (PCE) values are very low
compared to the silicon-based solar cells in the organic solar cells market. At
the same time, organic-based solar cells are more unstable compared to
silicon-based solar cells. One of the important issues that continue to be
studied in the organic solar cell family literature is Perovskite solar cells.
Perovskite solar cells have become comparable to silicon-based cells by passing
~ 20% of the PCE value in a very short time (~ 2015) from their initial
production (~ 2009). However, Perovskite encounters a problem of instability
after solar cell production. Perovskite, an easy-to-produce, cost-effective and
environmentally friendly product, is a potentially high-value material to
become a commercial solar cell in the future after the problems of instability
in solar cells have been overcome. This study consists of a compilation of the
studies published in the literature on the problems of instability especially
during the period from the first production of Perovskite solar cells to the
present day.
Perovskite solar cells Instability problem Spin coating technique Thermal evaporation technique Two step dip coating technique
Elektrik enerjisinin doğaya zarar vermeden ve
sürdürülebilir bir formda üretimini sağlamak gelecek nesillerimiz için bir
zorunluluktur. Bu bağlamda yenilenebilir enerji kaynakları sürdürülebilir bir
kaynaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en potansiyeli yüksek
kaynak ise güneştir. Literatürde en yaygın olarak çalışılan güneş hücreleri ise
Silisyum tabanlı güneş hücreleridir. Ancak Silisyum tabanlı güneş hücrelerinin
üretimi zor ve maliyetlidir. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için
literatürde organik güneş hücreleri üzerine çalışmalar yapıldığı görülmektedir.
Ancak organik güneş hücrelerinin piyasada bulunan Silisyum tabanlı güneş
hücrelerine göre Güç Enerji Dönüşümü (PCE) değerleri çok düşüktür. Aynı zamanda
organik tabanlı güneş hücreleri silisyum tabanlı güneş hücreleri ile
karşılaştırıldığında daha kararsız olduğu gözlenmektedir. Organik güneş hücresi
ailesi literatüründe üzerine çalışmalar yapılmaya devam edilmekte olan önemli
konulardan birisi de Perovskit güneş hücreleridir. Perovskit güneş hücreleri
ilk üretimlerinden (~2009) çok kısa bir zaman sonrasında (~2015) PCE değeri
~%20’leri geçerek silisyum tabanlı hücreler ile karşılaştırılabilir duruma
gelmiştir. Ancak Perovskit güneş hücresi üretimden sonra kararsızlık problemi
yaşamaktadır. Üretimi kolay, maliyeti düşük ve doğa dostu bir ürün olan
Perovskit güneş hücreleri kararsızlık problemlerinin aşılmasından sonra
gelecekte ticari güneş hücresi olma potansiyeli yüksek bir malzemedir. Bu
çalışmada Perovskit güneş hücrelerinin ilk üretiminden günümüze kadar geçen
sürede özellikle kararsızlık problemleri üzerine literatürde yayınlanan
çalışmaların bir derlemesi hazırlanmıştır.
Perovskit güneş hücreleri Kararsızlık problemi Spin kaplama tekniği Termal buharlaştırma tekniği İki adımlı daldırarak kaplama tekniği İki adımlı daldırarak kaplama tekniği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 8 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |