Bir arada yaşama kültürüne yönelik sosyopolitik arayışlar insanlığın uzlaşı çabalarının temel dürtüsünü oluşturmuştur. Yüzyıllardır siyasal hegemonyaya mevzu kılınmayan topluluklar, doğal kültürel aidiyetlerine göre özgür bir şekilde birlikte yaşama becerisi gösterebilmiştir. Fakat özellikle uluslaşma sürecinde çokkültürlü gruplar türdeş çoğunluğun lehine yok sayılmıştır. Sindirilen ve asimile edilen farklılıklar, kültürel haklarının temsilini gerçekleştirebilmek amacıyla çokkültürcülük kimlik siyasetinin şemsiyesine sığınarak tanınma mücadelesi vermiştir. Bu doğrultuda çalışmanın temel amacı, seküler ulus devlet yapısallığı karşıtlığında Müslümanların kültürel taleplerini kamusal alanda temsil etmeye çalışan Millî Görüş Hareketi’nin kültürel çoğulculuk yaklaşımını analiz etmektir. Millî Görüş Hareketi’nin Medine Vesikası tarihsel referansları üzerinden ele aldığı ve bir arada yaşamanın temel sözleşmesi olarak ortaya koyduğu çok hukukluluk siyasal sözleşmesi eleştirel perspektifte değerlendirilmektedir. Çalışmada ayrıca Millî Görüş’ün sahici ve demokratik bir siyasal sözleşme sunup sunmadığı kronopolitik bir mercek ile ele alınmıştır.
Sociopolitical searches for the culture of coexistence have formed the main impulse of humanity's reconciliation efforts. Communities, which have not been subject to political hegemony for centuries, have been able to live together freely according to their natural cultural belongings. However, especially in the process of nationalization, multicultural groups were ignored in favor of the homogeneous majority. Diversities that have been digested and assimilated have struggled for recognition by taking shelter under the umbrella of the identity politics of multiculturalism in order to be able to represent their cultural rights. In this direction, the main purpose of the study is to analyze the cultural pluralism approach of the Millî Görüş Movement, which tries to represent the cultural demands of Muslims in the public sphere in opposition to the secular nation-state structure. The political contract of multi-legality, which the Millî Görüş Movement dealt with through the historical references of the Medina Document and put forward as the basic contract of living together, is evaluated in a critical perspective. In the study, whether Millî Görüş offers a genuine and democratic political contract or not is discussed with a chronopolitical lens.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 5, 2024 |
Submission Date | April 25, 2024 |
Acceptance Date | July 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |