Since 1996, Türkiye and the European Union (EU) have engaged in an unprecedented economic integration process. The partial customs union (CU) covering industrial goods trade and some processed agricultural products between the parties has created some problems due to both its operation and the sectors excluded from its scope. Although the need for a revision under the name of updating to address these issues has been accepted by the parties, this process is being delayed for some political reasons. Once normalization is achieved in the relations, this issue will be the first topic to be addressed. Türkiye’s expectations from the update are twofold. Firstly, the extension of the EU to agricultural products, services and public procurement is anticipated. Secondly, a solution to Turkey's harmonization problems with the EU's trade policy through free trade agreements (FTAs) is expected, as well as the economic benefits of the expanded sectoral coverage.
This article examines the agreements the EU has signed with numerous countries since 2009. The analysis reveals that the EU's new policy priorities, such as the Green Deal commitments, climate change mitigation, and sustainable development goals, are incorporated into all agreements in the new era. As the Customs Union between Türkiye and the EU reaches the stage of updating or modernization, it is anticipated that the EU will present Türkiye with a new generation and much more comprehensive agreement. It is also anticipated that the EU will propose conditions that are more comprehensive than those set out in the 1995 Association Council Decision for Türkiye. These conditions may contain obligations that are challenging and costly to meet. Consequently, it is concluded that both the private and public sectors must adapt to these conditions, and Türkiye must prepare for the new generation agreement. This expectation can inform the actions of public officials engaged in negotiating the new agreement.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) 1996 yılından bu yana daha önce örneği görülmemiş bir ekonomik entegrasyon süreci içine girmiştir. Taraflar arasındaki sanayi ürünleri ticareti ile işlenmiş bazı tarım ürünlerini kapsayan bu kısmi gümrük birliği (bundan sonra GB ifadesiyle anılacak olan Türkiye ile AB arasında 1/95 Ortaklık Konseyi Kararı’na dayalı ilişkiyi anlatmaktadır) hem işleyiş hem de kapsam dışı kalan sektörler nedeniyle bazı sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için güncellenme adı altında bir revizyon yapılması gereği taraflarca kabul edilmiş olmasına rağmen siyasi bazı nedenlerle bu süreç bekletilmektedir. İlişkilerde normalleşme sağlandığında bu konu ilk gündeme gelecek başlık olacaktır. Güncellemeden Türkiye’nin beklentisi GB’nin tarım ürünleri, hizmetler sektörü ve kamu alımlarını içine alacak şekilde genişletilmesidir. Ayrıca, Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları (STA) üzerinden AB’nin ticaret politikasına uyum konusunda yaşadığı sorunlara çözüm bulunması ve genişleyen sektörel kapsama alanının sağlayacağı ekonomik faydalar da Türkiye’nin beklentileri olarak tanımlanabilir.
Bu makalede, AB’nin 2009 sonrası dönemde STA imzalamış olduğu bir çok ülkeyle yaptığı anlaşmalar incelenmiş, AB’nin yeni politika öncelikleri olan Yeşil Mutabakat yükümlülükleri ile birlikte iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri gibi yeni dönemdeki tercih ve önceliklerinin anlaşmaların tümünde yer aldığı görülmüştür. Türkiye ile AB arasındaki GB, güncellenme veya modernize edilme aşamasına geldiğinde AB’nin Türkiye’yi yeni nesil ve çok daha kapsamlı bir anlaşma ile karşı karşıya bırakacağı düşünülmektedir. AB’nin Türkiye’ye de 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararı’ndan çok daha kapsamlı, yeni koşullar öne süreceği, bu koşulların da kolayca karşılanacak koşullar olmadığı, zaman alan ve yüksek maliyetli bazı yükümlülükler içereceği öngörülmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin hazırlıklarını bu yeni nesil anlaşmaya göre yapması gerektiği hem özel sektör hem de kamu sektörünün bu koşullara uyum ile ilgili çalışmalar yapması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ortaya konulan bu beklenti, yeni anlaşmayı müzakere edecek olan yetkililere yol gösterici olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | European Union-Turkiye Relations |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | May 20, 2024 |
Acceptance Date | December 17, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 32 Issue: 2 |