Sınırları belli bir alanın kapasitesini
artırmak ve bu bölgede yaşayanların yaşam kalitelerini ve ekonomik
geleceklerini iyileştirmek olarak tanımlanan bölgesel kalkınma, özellikle İkinci Dünya
Savaşından sonra bölgelerarası dengesizliklerin fark edilmesi ile gündeme
gelmiştir. Bölgesel dengesizliklerin azaltılması için 1970’lere kadar uygulanan
politikalar üzerinde etkili olan Keynesyen ve neoklasik yaklaşımların ortaya
koyduğu argümanlar, bölgelerarası farkların kapatılması için yeterli
olmamıştır. Bununla birlikte, ekonomik koşulların değişmesi ve küreselleşme
olgusunun artması bölgesel ekonomilerin yeniden anlamlandırılması için yeni
kuramsallaştırma çabalarını gündeme getirmiştir. 1980’lerden sonra gelişmeye başlayan kurumsal ve evrimsel yaklaşımlar,
post-fordizm tartışmaları çerçevesinde bölge ve bölgesel/yerel ekonomik
kalkınma kavramlarını yeniden tanımlamaya çalışırlarken ekonomik coğrafya bu
çalışmaların merkezine oturmuştur. Bu bağlamda, bu çalışma, evrimsel ekonomik
coğrafyanın bölgesel gelişmeyi en iyi açıkladığı ifade edilen yol bağımlılığı
ve kilitlenme yaklaşımının güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyarak,
Türkiye’deki bölgesel gelişme çalışmalarına yeni bir perspektif kazandırmayı
hedeflemektedir. Çalışma bir literatür değerlendirmesi olup, ortaya konulan
epistemolojik ve ontolojik sorunların ampirik çalışmalarda kullanılan yöntem ve
tekniklerin sınırlılığından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle
yapılacak çalışmalarda kullanılacak olan yöntem ve tekniklerin çeşitlendirilmesi
gerektiğini vurgulayan bir takım öneriler getirilmektedir.
Yol bağımlılığı kilitlenme evrimsel ekonomik coğrafya kurumsal ekonomik coğrafya bölgesel kalkınma
Regional development, defined as increasing the capacitiy of a certain area
boundaries and the quality of life and
economic futures of those living in this area, has come to the fore with
realization of regional imbalances after the Second World War. The arguments
introduced by the Keynesian and neoclassical approaches that have been
influential on policies applied until 1970s for reduce to regional imbalances
have not been enough for close to interregional differences. However, changes
in economic conditions and the rise of globalization have revived to new
theorisation efforts for re-make sense of regional economies. Economic
geography have been at the center of these studies, while institutional and
evolutionary approaches that began to develop after the 1980s attempted to
redefine of region and regional / local economic development concepts within
the framework of post-fordism debates. In this context, this study aims to
provide a new perspective on the regional development studies in Turkey, by
demonstrating the strengths and weaknesses of the road dependence and locking approach
which are expressed that evolutionary economic geography best explains regional
development. The study is a literature review and it is concluded that the
epistemological and ontological problems revealed are caused by the limitations
of the methods and techniques used in empirical studies. Therefore, a number of
suggestions are made to emphasize that the methods and techniques to be used
should be diversified.
Path dependency lock-in evolutional economic geography institutional economic geography regional development
Konular | Beşeri Coğrafya |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 36 |